Sezaryenle doğumundan 19 gün sonra gözaltına alınan ve 11 gündür İstanbul Vatan Emniyet’in nezarethanesinde bekleyen Halime Kaman’ın bugün savcılığa sevk edildi. Savcının ısrarı üzerine tutuklama talebiyle mahkemeye gönderilen Kaman tutuklandı.
Kaman’ın 30 günlük bebeği Vedat Akif annesiyle birlikte cezaevine girecek. Kaman’ın büyük oğlu 4 yaşında Murat ise babasından sonra annesini de cezaevine gönderecek.
Halime Kaman 11 gün İstanbul Vatan Emniyet’in nezaretinde ‘dosya savcısı izinde’ diye bekletildi. 30 gün önce sezaryenle doğum yapan Kaman 11 gündür bebeğinde ayrıydı.
Minik Vedat Akif hemen hemen her gün annesini emmek ve sıcaklığını hissetmek için emniyete getirilmişti. Halime Kaman’ın eşi de daha önce tutuklanmıştı.
‘Yasalar ve AİHM içtihatları: Hamile kadınlar ve doğum yapmış anneler tutuklanamaz; hakim ve savcılar suç işliyor’
15 Temmuz sonrası hukuksuz operasyonlar kapsamında doğum yapmış anneler tutuklanırken cezaevlerindeki hamile kadınlar da serbest bırakılmıyor. Cezaevlerinde 17 bin kadın ve 700’ün üzerinde bebek bulunuyor. Yasalar ve AİHM içtihatları ise hakim ve savcıların keyfi kararlarının tersini söylüyor.
Herhangi bir sağlık sorunu olmasa bile 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 16/4 maddesine göre, “Hapis cezası, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş kadınlar hakkında geri bırakılır.” ifadesi kullanılıyor. Yine aynı Kanunun 16. maddesine göre, “yukarıdaki hüküm “tutuklular”hakkında da uygulanır.” deniyor.
Uzmanlar 5275 sayılı Kanun’un, 16/4 ve 116. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, hamile kadınların ve bebeği altı ayı geçmemiş olanların tutuklanması, iç hukuka göre mümkün olmadığını vurguluyor.
İç hukuktaki bağlayıcı kararlar kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) karar ve içtihatları da hamile kadın ve bebeği olan şüpheli ya da tutuklu anneleri koruma altına alıyor. AİHM kararları, ‘’Tutuklama sadece iç hukuka uygun olmakla kalmamalı, aynı zamanda keyfi de olmamalıdır. Kanunları kötü niyetli uygulama açık keyfiliktir.’’ diyor.
Hukukçular: Tutuklu avukatları tahliye talebinde bulunsun
Hukukçular şu noktaya dikkat çekiyor: “Yukarıdaki iki hüküm ışığında bu türden durumda olanların suç işledikleri iddia ediliyorsa, gözaltına alınmadan ifade çağrılmaları Anayasa m. 13’ün de gereğidir. Bu nedenle hamile olan ya da 6 aydan küçük bebeği olup da tutuklananlar veya avukatları, 5275 sayılı Kanunun 16/4 ve 116. Maddelerini gerekçe gösterip tahliye talebinde bulunmalıdır.’’
15 Temmuz sonrası hukuksuz operasyonlar kapsamında doğum yapmış anneler tutuklanırken cezaevlerindeki hamile kadınlar da serbest bırakılmıyor. Cezaevlerinde 17 bin kadın ve 700’ün üzerinde bebek bulunuyor. Yasalar ve AİHM içtihatları ise hakim ve savcıların keyfi kararlarının tersini söylüyor.
Herhangi bir sağlık sorunu olmasa bile 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 16/4 maddesine göre, “Hapis cezası, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş kadınlar hakkında geri bırakılır.” ifadesi kullanılıyor. Yine aynı Kanunun 16. maddesine göre, “yukarıdaki hüküm “tutuklular”hakkında da uygulanır.” deniyor.
Uzmanlar 5275 sayılı Kanun’un, 16/4 ve 116. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, hamile kadınların ve bebeği altı ayı geçmemiş olanların tutuklanması, iç hukuka göre mümkün olmadığını vurguluyor.
İç hukuktaki bağlayıcı kararlar kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) karar ve içtihatları da hamile kadın ve bebeği olan şüpheli ya da tutuklu anneleri koruma altına alıyor. AİHM kararları, ‘’Tutuklama sadece iç hukuka uygun olmakla kalmamalı, aynı zamanda keyfi de olmamalıdır. Kanunları kötü niyetli uygulama açık keyfiliktir.’’ diyor.
Hukukçular: Tutuklu avukatları tahliye talebinde bulunsun
Hukukçular şu noktaya dikkat çekiyor: “Yukarıdaki iki hüküm ışığında bu türden durumda olanların suç işledikleri iddia ediliyorsa, gözaltına alınmadan ifade çağrılmaları Anayasa m. 13’ün de gereğidir. Bu nedenle hamile olan ya da 6 aydan küçük bebeği olup da tutuklananlar veya avukatları, 5275 sayılı Kanunun 16/4 ve 116. Maddelerini gerekçe gösterip tahliye talebinde bulunmalıdır.’’