Romanya Haber

‘Mafya Devleti’

YORUM | VEHBİ ŞAHİN

Kader, hayatta yaşanan çelişkileri çoğu zaman insanoğlunun gözüne sokar durur.

Ama idrak sahipleri anlasın diye ortaya dökülen bu hikmetler genelde pek anlaşılmaz.
Güncel iki gelişme üzerinden anlatmaya çalışalım.
1) İslam ülkelerinin liderleri dün İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) Olağanüstü Zirvesi’ne katıldı.
Toplantının ana konusu Kudüs idi.
Hamasi konuşmalar yapıldı.
Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıdığını açıklayan ABD Başkanı Donald Trump protesto edildi.
ABD ve İsrail yönetimlerine tepki gösterildi vs…
Konumuz bu değil.
Toplantının yapılması da Amerikan yönetimine tepki duyulması da çok doğru…
ADALETİ KATLEDEN LİDERLER
Fakat bir çelişkinin altını kalınca çizmemiz lâzım…
Kudüs konusunu vesile ederek uluslararası hukuktan bahseden ve adaleti yücelten İslam ülkeleri liderleri, yıllardır yönettikleri kendi devletlerinde neden adil bir sistem kurmuyorlar?
Evrensel hukuku niçin uygulamıyorlar?
İnsan haklarına saygı duyan, bireyin haklarını koruyup gözeten, ifade hürriyetini garanti altına alan, özgürlükleri kısıtlamayan şeffaf bir yönetimi kendi ülkelerinde niçin tesis etmiyorlar?
Fazla uzatmaya gerek yok…
Dünkü toplantıya katılan liderlerin ABD ve Avrupa’ya yaptığı çağrı da geçmişte yaptıkları benzer açıklamalar da neden karşılık bulmuyor biliyor musunuz?
Çünkü hiçbiri demokrat değil…
Hukukun üstünlüğü ilkesine inanmıyorlar.
Ülkelerine demokrasi gelir diye hepsinin ödleri kopuyor.
Dolayısıyla…
Boy boy poz veren liderlerin, Batılı ülkeleri eleştirmeden önce kendilerini hesaba çekmelerinde fayda var.
Zira aynaya akseden yüzleri “adil yöneticiler” olmadıklarını haykırıyor bize…
ADAM KAÇIRMANIN HÜKMÜ
Örnek mi?
Mebzul miktarda var.
En son gerçekleşen üzücü olay üzerinden anlatalım isterseniz.
2) Eşref Gani, Afganistan Cumhurbaşkanı…
İstanbul’daki zirveye katılmak için yola çıkmadan önce besbelli ki Erdoğan’a hediye vermek istemiş.
1995’ten bu yana ülkesinde eğitim faaliyetlerinde bulunan Türk okullarında görevli bir Afgan ile üç Türk öğretmeni gözaltına aldırmış.
Afgan istihbaratı, bir kız okuluna da giderek başka bir öğretmeni daha aramış.
Suçları ne bu öğretmenlerin?
Yok…
Tek suçları Fethullah Gülen Cemaati’ne mensup olması…
Afganistan halkına eğitim hizmeti vermesi…
Dünyaca ünlü İngiliz Reuters Haber Ajansı da bu hakikati teyit etti haberinde…
Öğretmenlerin kaçırılmasını, “Fethullah Gülen’in takipçilerine yönelik yürütülen kampanyanın bir parçası olduğunu” yazdı.
Şimdi sormak lâzım Eşref Gani ve diğer İslam ülkeleri liderlerine…
Masum insanlara suç isnat etmeye Şeriat cevaz veriyor mu?
İnsan kaçırmanın hükmü nedir İslam dininde?
Verebilecekleri bir cevap yok tabii ki…
Demokratik hukuk devletine uzak oldukları gibi İslam hukukunu da bilmiyorlar maalesef…
Ya da…
Biliyorlar da işlerine gelmediği için uygulamıyorlar.
PAKİSTAN VE MALEZYA KÖTÜ ÖRNEK
Eşref Gani ne ilk ne de son…
Erdoğan’ın yurt dışında adam kaçırma zincirine eklenen yeni bir halka sadece…
Bilmeyenlere hatırlatalım.
Yurt dışında görev yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğretmen ve işadamlarını kaçırma operasyonları Malezya ile başladı.
Bu ülkede görev yapan öğretmenler ve esnaflar derdest edilip Türkiye’ye gönderildi.
Benzer bir vahim olay Pakistan’da da gerçekleşti.
Uzun yıllar bu ülkede eğitim faaliyetlerinde bulunan Mesut Kaçmaz, eşi ve iki kızıyla birlikte kaçırıldı.
Pakistan, Kaçmaz ailesini Erdoğan rejimine teslim etti.
Geçen ay da Sudan’da fabrikaları olan vergi rekortmeni işadamı Memduh Çıkmaz gözaltına alınıp Türkiye’ye gönderildi.
Son olarak Afganistan’da üçü Türk vatandaşı dört öğretmen kaçırıldı.
Akıbetlerinin ne olacağı belli değil.
Muhtemelen onlar da diğerleri gibi Türkiye’ye teslim edilecek.
MÜSLÜMANLA HIRİSTİYAN FARKI
Dikkatinizi çekti mi?
Kaçırma operasyonu yapanların hepsi Müslüman…
Kaçırılma hadiselerinin yaşandığı topraklar birer İslam ülkesi…
Kendi vatandaşlarını yurt içi ve dışında kaçırmak için plan üstüne plan yapan Erdoğan da Müslüman bir lider…
Yüzbinlerce insanı soruşturmadan geçiren, 70 bine yakın insanı hapse atan Erdoğan aynı zamanda İslam ümmetinin de kurtarıcısı…
Peh, peh, peh…
Gelinen noktada cevaplanması gereken soru şu:
-Neden tek bir Avrupa devleti, kendilerine sığınan Cemaat mensuplarını kaçırıp Türkiye’ye iade etmedi?
Çünkü hepsi demokrasiyle yönetiliyor.
Hukukun üstünlüğüne inanmışlar.
Bireyi, Müslüman-Hıristiyan ayrımı yapmadan devletin acımasız mekanizmasına karşı koruyorlar.
Düne kadar baş düşman gösterilen Yunanistan bile bize ders verdi.
Atina’da Yunan mevkidaşı, Erdoğan’ın yüzüne söyledi, kendilerinin bir hukuk devleti olduğunu…
Demek ki neymiş…
Başkasından adalet bekliyorsan önce kendin adil olacaksın.
Anlaşıldı mı şimdi aradaki fark?
Sürekli Batı Medeniyeti’ne küfrederek iktidarda kalan bu Müslüman liderler nerede, adalet üzerine kurdukları devletleri yöneten Hıristiyan liderler nerede…
Utanç verici bir durum…


KÜÇÜK’TEN İŞKENCE TAVSİYESİ
Utanıyorlar mı peki?
Haya perdesi yırtıldığı için utanma duygusunu kaybetmiş onlar…
Öyle olsa Erdoğan böyle acımasız bir despot yönetimi kurabilir miydi?
Yurt içi ve dışında masum insanları kaçırır mıydı?
Binlerce insanı zindanlara atar mıydı?
Anneleri çocuklarından ayırır mıydı?
Hepsini ve daha fazlasını yaptı Erdoğan…
Yol arkadaşları da hepsi birer suç olan bu icraatlarına ortak oldu.
Devletin kurumları bu suçlara iştirak etti.
Havuz medyası yapılanlara alkış tuttu.
Sivil Toplum Kuruluşları, üniversiteler, tarikatlar, aydınlar, yazarlar susarak zulme destek verdi.
Linç ayininde iş öyle bir noktaya geldi ki…
Cem Küçük gibi isimler, TV ekranlarında Cemaat mensuplarına nasıl işkence yapılmasını tavsiye eder oldu.
‘İSRAİL TERÖR DEVLETİ’ DİYOR AMA…
Türkiye’nin düştüğü hale bakın…
Bırakın asgari hukuk şartlarını, işkenceyi savunan bir devlet görüntüsü var karşımızda…
Devlet diyorum, Cem Küçük kendi ifadesiyle yazılarında sık sık vurguladığı DEVLET’i temsil ediyor çünkü…
Devlet demişken…
Hatırlar mısınız Erdoğan, yedi yıl önce İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e, “Siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz” demişti.
Şimdi de Kudüs vesilesiyle “İsrail bir terör devletidir” diyor.
Peki Erdoğan reji
+mini bu durumda nasıl adlandırmak lâzım?
Bizim ne dediğimiz önemli değil nasılsa…
Dışarıdan bakanlar çok farklı görüyor Türkiye’yi…
Geçenlerde Foreign Affairs dergisinde Ryan Gingeras imzalı yazının başlığı şuydu:
-Türkiye mafya devletine mi dönüşüyor?
Uzun uzun anlatılmış yazıda, Türkiye’nin Erdoğan eliyle nasıl bir mafya devleti görüntüsü verdiği…
Şimdi buna yenileri eklenmek üzere…
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı General Herbert Raymon McMaster, Erdoğan’ın bölgede ‘radikal ideolojinin yeni sponsoru’ olduğunu söyledi.
ÖNCE ADALET SONRA ADALET
Arkasından ne gelir bilmiyorum.
Bildiğim tek hakikat var benim…
Kudüs’ü kurtarmak için hamasi nutuklar atan Erdoğan ve benzeri liderlerin hepsi şunu zihinlerine iyi kazımalı…
İsrail, ABD ve Avrupa devletlerini yenmek istiyorlarsa önce “adil” olacaklar.
Sonra da ilahi adaletin tecelli etmesini bekleyecekler.
Bunu yapmadıkları müddetçe, isimlerini Kudüs fatihi olarak yazdırmak için kıyamete kadar çok beklerler.
Adaletle hükmeden Batı karşısında tarihe sadece mafya devleti kurup yöneten lider olarak geçerler.
(TR724)