ABD’de Reza Zarrab’ın sanıklıktan tanıklığa geçtiği davanın 3. günün başlıyor. Dün ifade vermeye başlayan Zarrab, duruşma salonuna bugün mahkum kıyafetiyle değil, takım elbiseyle getirildi. Reza Zarrab ifadesinin ikinci gününde kürsüye çıktı.
Zarrab, FBI’ın cezaevinde tehdit edildiği için kendisini koruma altına aldığını söyledi, “Süleyman Aslan da Zafer Çağlayan gibi para istiyordu. Bunun içi Çağlayan’ın onayını almam gerekti” dedi. Zarrab, İran’ın Hindistan’daki petrol parası da Halkbank üzerinden aklandığını da itiraf etti. Duruşmada Savcı, “Dönemin başbakan kimdi?” sorusuna Zarrab, “Recep Tayyip Erdoğan” cevabını verdi. Böylelikle Erdoğan’ın ismi ilk kez geçmiş oldu.
Zarrab, “Erdoğan ve Babacan İran ile altın ticaretinin başlatılması talimatı verdi. Ziraat Bankası ve VakıfBank’a, benim ile ilgili işlemlerime yardımcı olmaları için de talimat verdiler” dedi.
Davanın tutuklu sanığı Atilla’ya rüşvet vermediğin onun da istemediğini söyleyen Zarrab, “Zaten Ekonomi Bakanı’na ve Genel Müdür’e veriyordum. Çok fazla rüşvet ödedim. Kimi zaman ödemeyi yanlış kişilere veya yanlış tutarlarda yapıyorduk” ifadesini kullandı.
Reza Zarrab duruşmada, “Muammer Güler’e benim için Çin’deki bankalara referans mektubu yazdırması için Barış Güler’e 100 bin dolar verdim” dedi.
[CANLI ANLATIM]
Zarrab duruşmaya takım elbise ile geldi
Zarrab ikinci gün oturumuna “jilet gibi” bir takım elbise ile getirildi
New York’ta Reza Zarrab’ın ifade verdiği ve Halkbank eski genel müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın sanık olduğu davanın ikinci gün oturumu başladı. CourthouseNews muhabiri Adam Klasfeld, Zarrab’ın duruşmaya “jilet gibi” bir kravatsız takım elbise ile getirildiğini bildirdi. Klasfeld, paylaşımına “Cezaevi kıyafetleri artık yok” diye de ekledi. Davada izleyiciler yerini aldı. Jürilerin salona girmesi bekleniyor.
Jüri mahkeme salonundaki yerini aldı.
17:40 Reza Zarrab tekrar tanık kürsüsünde
Hakimin bugün neden farklı kıyafetler giydiği sorusuna Zarrab, “Avukatlarım bugün farklı kıyafetler giyebileceğim konusunda beni bilgilendirdi. Bu yüzden bana getirdikleri farklı kıyafetleri giyiyorum” dedi. Zarrab, farklı kıyafet giymesinin bir anlama gelmediğini, kendisine hapse geri dönüp dönmeyeceği konusunda herhangi bir vaatte bulunulmadığını söyledi.
“Cezaevinde aldığım tehditler nedeniyle FBI koruması altındayım”
Zarrab şu anda İran’daki bağlantıları konusunda konuşuyor. Zarrab, New York’taki hapishanede tehdit edildiğini bu nedenle hâlâ FBI koruması altında bulunduğunu söyledi. Savcı’nın, ” Neden FBI koruması altına alındın?” sorusuna Zarrab, Güvenlik nedeniyle, cezaevinde aldığım tehditler nedeniyle” cevabını verdi.
Zarrab, şu anda İran’daki bağlantıları konusunda konuşuyor. ABD’li gazeteci Katie Zavadski, dün çizdiği şema üzerinden daha fazla açıklama yaptığını iddia etti. Zavadski, Zarrab’ın İran’a yönelik yaptırımların Hindistan, Çin, Kore, Japonya ve İtalya tarafından da ihlal edildiğini ima ettiğini söyledi. Zavadski, Twitter hesabından diğer ülkelerin de isminin geçmesinin ardından yargıçın başka sorular sorarak konuyu değiştirmesini ‘saçma’ olarak niteledi.
Zarrab, şu anda Onur Kaya ile olan telefon konuşmasının transkripsiyonu hakkında sorgulanıyor.
“Zafer Çağlayan ve İranlılar arasında birçok toplantı yapıldı, ben de katıldım. Toplantıda Aslan ve Atilla da vardı”
Zarrab, “Zafer Çağlayan ve İranlılar arasında defalarca görüşme gerçekleşti” dedi. Zarrab Halkbank’la toplantısına ilişkin: “Daha önce söylediğim gibi NICU ve NIOC yetkilileri İran’dan geldiler. Buna karşın İran petrol bakanı bu toplantıya katılmadı. Savcı’nın “Bu toplantılarda Halkbank’tan kim vardı?” sorusuna Zarrab, “Aslan ve aynı zamanda Mehmet Atilla” cevabını verdi.
Zarrab, Halkbank ve İranlı yetkililer arasındaki görüşmelerden birinde, “toplantıya katılanların bu planların medyaya sızmasından endişe edildiğini” dile getiridi.
18:10:”İstanbul Trafik Şube Müdürü’nden oraya ulaşabilmek için trafik şeridini kullanma izni istedim”
Zarrab, “Toplantıya yetişmek için emniyet şeridini kullanma izni istedim” ifadesini kullandı. Duruşmayı izleyen Katie Zavaski, Zarrab’ın bir toplantıya geç kaldığında İstanbul’da Trafik Şubesi Müdürü’nden yardım istediğini söylediğini bildiriyor.
İstanbul Trafik Şube Müdürü’nden oraya ulaşabilmek için trafik şeridini kullanma izni istedim”
İran’ın Hindistan’daki petrol parası da Halkbank üzerinden aklanmış
Zarrab, sadece Türkiye’nin İran’dan aldığı doğalgaz ve petrolün değil, Hindistan’ın aldığı petrol ve gaz ödemelerinin de Halkbank üzerinden geçirildiğini anlattı. Duruşmada Hakimin, “Hindistan’daki parayı Halkbank’a nasıl getiriyorsunuz” sorusu üzerine Zarrab’ın, Hindistan’daki şirketin ilk adım olarak Halkbank’ta hesap açtığını, Hindistan’daki ham petrol alıcısı firma parayı direkt olarak Halkbank hesabına gönderdiğini, daha sonra söz konusu fonun başka bir Türk bankasına aktarıldıktan sonra kendisinin bu parayı aldığını söyledi.
Zarrab , “Toplantıda, (Aslan ve Atilla’yla) İran’ın ham petrol satışından elde ettiği paraların Hindistan’a nasıl transfer edileceğini konuştuk. İranlılar bastırıyordu Halkbank’a transferin gerçekleşmesi için.” dedi.
18:20 “Hindistan’daki petrol parası önce Halkank’a, sonra Arap Türk Bankası’na gönderiliyor. Buradan da benim hesabıma aktarılıyor”
Zarrab, “Süleyman Aslan, İran’ın ulusalararası ödemelerine aracılık yapamayacaklarını, ancak mevcut mevcut sistemle transferlere devam edebileceklerini söyledi. Mevcut sistem derken beni işaret ediyordu. Oradaki altın ticaret sistemi” dedi.
Zarrab, “Bu İran Ulusal Petrol Şirketi’nin Hindistan’daki parasını Halkbank’taki hesabına aktarmanın ilk adımıydı. Hindistan’dan paralar Halkbank’a; Halkbank’tan da Arap Türk Bankası’na gönderiliyor. Buradan da benim hesabına aktarılıyor, altına çevriliyor ve ticarette kullanılıyor.” dedi.
ABD’li gazeteci Adam Klasfeld’in aktardığına göre, Zarrab’a paranın Halkbank’tan diğer bir bankaya neden aktarıldığı soruldu. Zarrab’ın ise bu sorunun üzerine “Paranın kaynağını gizlemek için başka bir bankayı daha işkeme koyuyoruz” dedi. Zarrab, “Bu Ekim 2012’de yapılan toplantıda görüşüldü mü?” sorusuna ise “Evet, bu bir yöntem olarak tartışıldı” cevabını verdi.
“Süleyman Aslan’a rüşvet için Çağlayan’ın onayını almam gerekti”
Zarrab, paranın neden Türk lirası halinde kullanıldığına ilişkin soruya, ““Eğer dolar olsaydı, para Arap Turk Bankası’na gitmeden önce ABD’ye gitmesi gerekirdi. Eğer euro olsaydı, Avrupa’ya gitmesi gerekirdi. Türk lirası olduğu için, Türkiye’de kalabildi. Böylece uluslararası mekanizmalar tarafından tespit edilemez, dikkat çekmezdi” cevabını verdi.
ABD’li gazeteciler, Zarrab’ın ifadesinde, diğer bir Türk bankasından onay aldıktan sonra Süleyman Aslan’a giderek bu şemanın kendileri için uygun olduğunu söylediğini iddia etti.
Zarrab, “Süleyman Aslan bana aldığı risk nedeniyle çok rahatsız hissettiğini söyledi. Bir şekilde geleceğini garanti altına almak istedi” dedi. Zarrab, Süleyman Aslan’ın sürekli olarak ABD’den uyarı aldığını söyledi.
“Çağlayan’dan habersiz hiçbir şey yapmadık; bazen şirketiminin kayıtlarını kontrol ederdi”
Zarrab,”Süleyman Aslan’a rüşvet vermek için Zafer Çağlayan’ın onayını almam gerekti. Onun (Çağlayan’ın) bilgisinden herhangi bir şey saklamayacaktım. Sonuçta, Çağlayan’dan herhangi bir şey saklamadık. Onun bilgisi olmadan hiçbir şey yapmadık. Zafer Çağlayan’dan habersiz hiçbir şey yapmadım, şirketimin kayıtlarını bazen kontrol ederdi.” dedi.
Zarrab: “Erdoğan ve Babacan, İran’a yardım edilmesi için Vakıfbank ve Ziraat Bankasına şahsen talimat verdi”
Rıza Zarrab: “Ziraat Bankası ve Vakıfbank da bu işe dahil olmak istedi” dedi. Savcı, “Dönemin Başbakanı kimdi?” sorusuna Zarrab, “Recep Tayyip Erdoğan” cevabını verdi.
Zarrab, “Erdoğan ve Babacan İran ile altın ticaretinin başlatılması talimatı verdi. Ziraat Bankası ve VakıfBank’a, benim ile ilgili işlemlerime yardımcı olmaları için de talimat verdiler” dedi.
Zarrab bu talimatın verildiğini Zafer Çağlayan’dan öğrendiğini aktardı.
Reza Zarrab’ın Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili iddiası sonrası duruşmaya 5 dakika ara verildi
Zarrab ‘aradan çıkarılma endişesi taşıdığını’ açıkladı
Zarrab, “İranlılar tarafından verilen uluslararası para talimatlarını yerine getiriyordum. İranlılar (benim yerime) Halkbank’ın bunu yerine getirmesini talep ediyordu. Eğer Halkbank buna onay verseydi, o zaman ben tamamen bertaraf edilirim” dedi. Zarrab, bunun yaşanmaması için de Süleyman Aslan ile çalıştığını söyledi.
Zarrab: “Süleyman Aslan’a rüşvet vermek, Çağlayan’a rüşvet vermekten önemliydi
19:45: Dava ile ilgili ses kayıtları dinleniyor
Reza Zarrab, “17-25 Aralık tapeleri” olarak bilinen ses kayıtlarını doğruladı.
Reza Zarrab, kısa bir aranın ardından, savcılığın dökümleri üzerinden soru sorduğu tapelerin ‘kendi konuşmalarını doğru yansıttığını’ söyledi. ABD’nin söz konusu dinleme kayıtlarını nasıl edindiği Türkiye’de tartışma konusu olmuştu. Davada savcılık makamı dünden bu yana Zarrab’a bir dizi dinleme kaydının üzerinden de sorular soruyor.
Hakan Atilla’nın avukatı Cathy Fleming, mahkemeye sunulan transkripsiyon ve e-maillere itiraz etti. Fakat Hakim Berman, talepleri kabul etmedi.
“Paranın Yüzde 50’si Çağlayan’a gidiyor”
Mahkemede Zarrab’ın şirketinin iç muhasebe kayıtlarına bakılıyor. Bu kayıtlarda İran petrol ticaretinden alınan ve ödenen paralar gözüküyor. Ambargoları delmek öyle kârlı bir iş gibi görünmüyor.
Zarrab: “İranla ticaret üzerinden Zafer Çağlayan’a yüzde 50 ödüyordum ve bu kârın miktarının hesaplanması gerekiyordu.” dedi.
Zarrab’ın Çağlayan’a gönderdiği belirtilen paranın belgesi mahkemede gösterildi.
Saat için ödeme; Süleyman Aslan’a 2 milyon Euro
Salondaki gazeteciler, “Ödemelerden biri saat satın alınmasıyla ilgili. Bu konuda bağlam verilmedi. Zarrab çok sayıda saat satın aldığını söylüyor ve devam ediliyor. Bir diğer ödemede de Süleyman Aslan’ın isminin baş harflerinin karşısında 2 milyon Euroluk ödeme görülüyor.” dedi.
Zarrab, çok fazla rüşvet ödediğini, kimi zaman ödemeyi yanlış kişilere veya yanlış tutarlarda yaptıklarını söylüyor.
18:30: Zarrab: Atilla’ya hiç rüşvet vermedim, istemedi de
Zarrab’a “Halkbank’ta uygulandığınız sistemi başka bir ülkede uygulamayı denediniz mi?” sorusu yöneltildi. Zarrab, buna ‘Evet’ cevabını verdi. Zarrab, “Hangi ülkede?” sorusuna ise “Çin” cevabını verdi. Zarrab Çinlilerin Türkiye’de uyguladıkları sistemin benzerini bir ay içinde deşifre ettiklerini ve kendi işlemlerini sonlandırdığın ifade etti.
Duruşmaya ara verildi
Duruşmaya Türkiye saatiyle 22.00’ye kadar ara verildi.
Duruşmada ara bitti, Zarrab tanık kürsüsüne döndü. Zarrab kısa bir gecikmeden sonra tanık kürsüsüne geldi. Jüri üyeleri bekleniyor.
Duruşma savcısı, ikinci oturuma Zarrab’ın Çin’deki şirketi üzerinden yaptığı işlemleri sorarak başladı.
Savcı, “Bu e-mail’deki ifadeler, Çin’deki şirketinle mi bağlantılı?” diye sordu. Zarrab, “Evet, İran’la ticaret ile ilgili” cevabını verdi.
Zarrab, “Çin’de işlem yapmak Türkiye’den daha sorunluydu çünkü İran’la ilişkin işlem yapma konusunda endişeliydiler” dedi.
“Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’den yardım istedim”
Zarrab, Çin ile transflerin İran’la bağlantısı nedeniyle Türkiye ile olanlardan daha çok sorun yaratacağı endişesiyle hareket ettiklerini ifade etti.
Zarrab, “Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’den yardım istedim. Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğluyla bağlantı kurdum” dedi.
Zarrab, Barış Güler ile Whatsapp üzerinden telefonlaştığını ve mesajlaştığını, aynı zamanda yüz yüze buluştuklarını belirtti. Zarrab, Güler’in oğlu Barış Güler’in kendi şirketi için danışman olduğunu söyledi.
Zarrab ve Rüçhan Bayar isimli şahıs arasındaki telefon görüşmesine ilişkin bir transkripsiyon davada konuşuluyor.
“Muammer Güler benim için Çin’e referans mektubu yazdı, Barış Güler’e 100 bin dolar verdim”
Reza Zarrab, “Muammer Güler’e benim için Çin’deki bankalara referans mektubu yazdırması için Barış Güler’e 100 bin dolar verdim” dedi.
Zarrab’ın ifadesi, Rüçhan Bayar ile yaptığı telefon görüşmesinin kayıtlarıyla devam etti. Bayar Zarrab’ın sağ kolu olarak da biliniyordu. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan Rüçhan Bayar daha sonra tahliye edimişti. Zarrab’ın ifadesine göre, Bayar kendisine Çin bankalarındaki bağlantıların “Halkbank’ta yapılan ticareti Çin’de yapamayacaklarını” söyledi.
22:40:’Çin İran bağlantısını fark ettiğinde işlemleri durdurdu’
Zarrab ve Güler, İran’la olan para transferlerinin benzerini Çin’de yapmayı başaramayacaklarını anladıklarında, (Eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan) gibi yönetici pozisyonundaki Çinli bir yetkiliye rüşvet vermenin tek yol olduğuna kanaat getirdiler.
Zarrab, “Çinlilerin para ticaretinin İran’la ilgili olduğunu anladığındaysa işlemleri durduğunu” belirtti.
‘Aldığımız miktara denk altın ihracatını gerçekleştirmeliydik’
Zarrab, “Aldığımız paradaki miktara denk altın ihracatını gerçekleştirmeliydik. İsterseniz çizerek gösterebilirim” dedi, ancak yargıç reddetti.
Atilla’nın avukatından belgelere itiraz
Bu sırada, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın avukatı, bu belgelerin kanıt olarak dosyaya girmesine itiraz ettiği duyuldu.
Zarrab-Süleyman Aslan whatsapp kayıtları: ‘Hassas meseleleri, özel konuları konuşuyorduk’
Duruşmanın seyri yeniden Süleyman Aslan – Zarrab bağlantısına döndü. İkili arasındaki Whatsapp görüşmelerinin kayıtları, kanıt olarak giriliyor. Zarrab, Süleyman Aslan’la neler konuştukları sorulduğunda “Hassas konular, özel konular, önemli meseleler” dedi.
Atilla ve Zarrab arasındaki konuşmanın ses kaydı dinletildi
Sanık Mehmet Atilla’yla ilişkileri Zarrab’a yeniden soruldu. Savcılar, Zarrab ve Atilla arasında İran’la para ticaretinin konuşulduğu bir ses kaydını dinletti.
Türkçe dinletilen metnin tercümesine itiraz edildi.
Zarrab: Hakan Atilla ile birbirimize ulaşmamız gereken birçok durum oldu
Zarrab Mehmet Hakan Atilla’yla ilgili ifadesinden, “Hakan Atilla’ya ulaşmamız gerektiği ya da onun bize ulaşmaya ihtiyaç duyduğu birçok durum oldu.” dedi.
Süleyman Aslan’dan Zarrab’a mesaj: “Altın ticareti sona erecek, gıda, ilaç ve benzer mallara yönelik devasa bir talep var”
Savcı, Süleyman Arslan’dan Zarraf’a gelen bir mesajı yeni bir kanıt olarak mahkemeye sundu. Mesajda Aslan’ın, ‘altın ticaretinin sona ereceği’ konusunda bir uyarı yaptığı, “Gıda, ilaç ve benzer mallara yönelik devasa bir talep var” dediği belirtildi
‘Altın ticareti sonlanınca yeni bir yöntem bulmamız gerekti’
“Peki ondan sonra ne yapmaya karar verdiniz?” sorusuna Zarrab şöyle yanıt verdi:
Nisan 2013’ten itibaren yeni bir yöntem, yeni bir sistem bulmamız gerekecekti.”
***
ZARRAB’IN İLK GÜN İFADESİNDE NELER YAŞANDI?
DURUŞMADA SAVCI ÖRGÜT ŞEMASINI ÇİZDİ… ZARRAB İTİRAF ETTİ: “MİLYONLARCA EURO RÜŞVET VERDİK, AMBARGOYU HALKBANK’LA DELDİK”
(TR724)