HABER-İNCELEME | ERMAN YALAZ
Geçen hafta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın özel kalem müdürü, eniştesi, kardeşi ve akrabalarının yurt dışına para çıkarttığını iddia eden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün bu iddialarının belgelerini açıkladı. Kılıçdaroğlu’nun anlattığına göre, 1 Ağustos 2011’de bir ada devleti olan Man Adası’nda (İrlanda Denizi’nde bir yerde bu ada) Sıtkı Ayan tarafından bir şirket kuruluyor. Şirket bir 1 sterlinlik. (1 Doları masum insanları tutuklama sebebi yapan bir zihniyet için ilginç bir veri.) Sonra şirket 15 Kasım 2011’de Kasım Öztaş’a devrediliyor.
‘Tamam ne var bunda’ diyebilirsiniz. Ama işler şirket kurmakla kalmıyor. Bu şirkete 15 Aralık 2012’de Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen ile kardeşi Mustafa Erdoğan, her biri 2.5 milyon dolar olmak üzere 5 milyon dolar para gönderiyor. İkili 26 Aralık’ta yine para gönderiyor. Bir de dünürü Osman Ketenci (1 milyon dolar), Erdoğan’ın eski Özel kalem müdürü Mustafa Gündoğan (250 bin dolar), ve Ahmet Burak Erdoğan (4 milyon 250 bin dolar, 1 milyon 450 bin dolar) değişik miktarlarda para transferi yapıyor.
Kılıçdaroğlu, swift transfer dökümlerinin (gönderme onayı) delil olarak elinde olduğunu söylüyor. CHP lideri ‘ispatlarsan istifa ederim’ diyen Erdoğan’a büyük bir kart açmış gözüküyor: ‘Haysiyetli adamsan gereğini yap!’ Akşam saatlerinde Erdoğan’ın avukatı Kılıçdaroğlu’na belgeleri en yakın savcılığa götürüp suç duyuru yapması telkininde bulundu, iddiaları inkar etti. Bu belgelerin ve bilgilerin doğruluğu çok geçmeden anlaşılır.
SITKI AYAN, HANİ ŞU 10 MİLYON DOLARI VERMEDİĞİNDE FIRÇA YİYEN İŞADAMI…
Ancak iş bununla sınırlı değil kanaatimce. Anadolu tabiri ile turpun büyüğü heybede. Bu iddia içinde her isim önemli. Ancak üç isim dikkate şayan. İlki Sıtkı Ayan. İşadamı. İstanbul İmam Hatip Lisesi’nden Erdoğan’ın arkadaşı. Ticaretinin merkezinde İran var. 17-25 Aralık’tan sonra ortaya çıkan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen telefon görüşmesinde Sıtkı Ayan’ın 10 milyon dolar rüşvet vermesi konuşuluyor. Kayıtlarda Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan’a “Kucağa oturacaklar, parayı kesinlikle alma. Ne söz verdiyse onu getirecekse getirsin, getirmeyecekse gerek yok. Bunlar ne zannediyorlar bu işi ya” diyordu. Ayan’ın yönetiminde olduğu birçok şirket var.
MAN ADASI’NDA OLDU İKİ ŞİRKET
Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı bilgileri teyit eden bir haber Mayıs 2017’de theblacksea.eu isimli internet haber sitesinde yayınlanmıştı. Erdoğan ve ailesinin tanker filolarına ilişkin çarpıcı iddiaları gündeme getirmişti site. Buna göre Erdoğan ve ailesi, Man Adası ve Malta’daki offshore şirketleri aracılığıyla milyonlarca dolar değerindeki Agdash adlı petrol tankerinin sahibi olmuştu. Petrol tankeri için yapılan anlaşmaya aracılık edenler ise İstanbul’da kurulu Palmali Group’un sahibi Azeri-Türk iş adamı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu ve Erdoğan’ın yakın dostu SOM Petrol’ün sahibi iş adamı Sıtkı Ayan’dı. Malta Files belgeleri olarak kayda geçen o habere göre, 2008’de 7 milyon, Mansimov ise 2008’den beri Erdoğan ailesine gemi için yaklaşık 23 milyon dolar ödemişti. O şirketin adı Bumerz Limited idi. Kurucu konsorsiyum yine aynı. Ziya İlgen, Mustafa Erdoğan, Burak Erdoğan’dı. Kılıçdaroğlu, yeni bir şirketten bahsediyor. Çünkü kuruluş tarihleri farklı, isim de. Yeni şirketin adı Belbey LTD şirketi. Bu bilgilere göre Man Adası’nda oldu iki şirket.
PALMALİ GRUP VE GEMİCİK FİLOLARI…
Palmali Grup’u kamuoyu yakından biliyor. Erdoğanlar ve gemi dendiğinde ilk akla gelen şirket bu. Filosunda şu anda 100 gemi var. Bilinen haliyle Karadeniz’deki petrol ticaretinin üçte ikisini yapıyor bu gemiler. Mansimov ve Erdoğan arasındaki dostluk da yıllar öncesine dayanıyor. 1998 yılında işini Azerbaycan’dan Türkiye’ye taşıyan Mansimov, 2006’da Türk vatandaşlığına geçiyor. Gurbanoğlu soyadını alıyor. Kendi anlatımına göre, onun vatandaş olmasını Erdoğan teşvik etmiş. İddialara göre bunun için yüklü ödeme yapmış. Reza Zarrab’ın hikayesine yakın bir yaşanmışlık daha.
ABD ELÇİLİĞİ BELGELERİNDEKİ SITKI AYAN VE ERDOĞAN
Ayan’a dönecek olursak, onun ismi Şubat 2009 tarihli, ABD Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen bir başka belgede daha geçiyordu. Wikileaks belgelerine göre, Türkiye Başbakanı (Erdoğan) yakınlarına İran’da Enerji alanında büyük projeler ayarlamıştı. Erdoğan’ın İran’daki etkinliğini ve ilişkisini ortaya koyan bu belgede, İran doğalgazının alımında BOTAŞ gibi bir devlet kurumu tedarikçi şirket değil özel bir şirket seçilmişti. Şirketin adı SOM PETROL A.Ş.idi. 2007-2008’lerde imzalanan ikili anlaşmaların istisnai şirketiydi. Sahibi Sıtkı Ayan. Notu geçen ise dönemin ABD büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Dale Eppler’di.
ERDOĞAN’IN SAVUNMA HATTI SITKI AYAN MI?
Sıtkı Ayan, Erdoğan’ın sınıf arkadaşı. Ancak kardeşi Mustafa Erdoğan ile ilişkileri daha özel. Erdoğan ve avukatları Kılıçdaroğlu’na karşı savunma hattını ‘belgeler gerçek dışı’ noktasında kurdu. Ancak daha açıklamanın üstünde bir kaç saat geçmeden AKP’li milletvekili ve troller savunma tezini ‘Sıtkı Ayan, ABD’deki davanın içine yerleştirildi’ye çevirdi. Örneğin Erdoğan’ın sadık bendesi Metin Külünk, “Sıtkı Ayan ismi hem Kılıçdaroğlu’nun hem de ABD’de görülen davanın içine sinsice yerleştirilmiştir. Bu bağlamda Kılıçdaroğlu’na bu belgeleri nereden aldığını sormayacağız,çünkü zaten aldığı adres belli olmuştur. Devletimizi çökertmek isteyen ‘F…ö” diye yazdı.
ÇAYA ÇORBAYA GİTMİYOR BU YALAN ARTIK
İyi ama ortada bir sorun ve birçok soru var. Sıtkı Ayan’a dair Türkiye’de açılmış bir soruşturma gözükmüyor. İddia edildiği gibi Türk yargıçlarının gündeminde değil. Yani F..ö anlatımı hikaye. İkincisi Ayan’ın bu ilişkileri neredeyse tamamı yurtdışı belgelerinde geçiyor. Az önce örneğini verdiğimiz Wikileaks de olduğu gibi. Kılıçdaroğlu iddiayı ilk gündeme getirdiğinde AKP’li ekip ‘işin ardında Almanya var’ savunmasına sarılmıştı. Bu mantığa göre, ABD ve Almanya eşittir, F..ö. Çaya çorbaya F..ö yani. Bu masalı kimse yemiyor artık.
GEMİCİKTİ, 90 MİLYON DOLARLIK TANKER FİLOSU OLDU!
Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği ikinci isim Mustafa Erdoğan. Erdoğan’ın kardeşi. Palmali Group ve gemicik işlerindeki kilit isimlerden biri de kardeş Erdoğan. ‘Gemicik’ diye Türk siyasi literatürüne giren Erdoğan ailesinin deniz filosunun iş yaptığı şirket Palmali. Birçok işte ortağı BMZ. Bilal Erdoğan, Mustafa Erdoğan ve Ziya İlgen’in baş harflerinden kısaltılmış ismi, BMZ olmuş. Amca, yeğen, enişte 2013 yılında deniz taşımacılığı işine girdiler. Boğaz manzaralı şirketin merkezi Üsküdar Beylerbeyi, Yalıboyu Caddesi…
Şirketin filosuna M/T Mecid Aslanov, M/T Begım Aslanova tankerlerine ilaveten 10 gemi daha alınacağı manşet olmuştu 2015’te. Sonra 5 gemicikten vazgeçildi ne olduysa. Ancak diğer beşine ödenecek para bile dudak uçuklatan cinstendi . İddiaya göre gemilere 90 milyon dolar ödeme yapılacaktı toplamda. BMZ Group Denizcilik Yardımcı Tersanesi ile Türkter Tersanesi’nde inşa ettirdiği ve her biri 18 milyon dolara mal olan YARDIMCI 81 ve TURKTER 82 inşa numaralı iki nehir tankerini 14 Eylül 2017 tarihinde sessiz sedasız denize indirdi. Gemiler kime kiralandı bilin bakalım. Palmali denizcilik şirketine.
BÜYÜK OĞLAN BURAK ERDOĞAN’IN BÜYÜYEN FİLOLARI
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarındaki üçüncü isim Ahmet Burak Erdoğan. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük oğlu. O zaten ailenin gemicik filolarını yıllar öncesinden yöneten bir isim. Safran 1 (2.5 milyon dolar olduğunu bizzat RTE açıkladı), Sakarya (ilk adı Eternal Confidence, değeri 10 milyon dolar), G. İnebolu, Cihan , Bosna ve en son Pretty (15 milyon dolar) isimli 6 gemisi olduğu kamuoyuna yansıdı. İlk beş geminin taşıma kapasitesi 92 bin tondu, son gemi Pretty ise tek başına tek başına 91 bin 971 ton yük taşıma kapasitesiyle filoyu ikiye katladı.
ENİŞTEDEN VE AMCADAN AYRILIK…
Artık çok önem atfedilmese de mal varlığı bildirimine Burak Erdoğan’ın 29 kilo 139 gram altını ve babası Tayyip’in ona olan 220 bin dolar ve 50 bin mark borcu 10 Eylül 2001 tarihli Erdoğan imzalı mal bildirim dosyasına girmişti. Burak Erdoğan ailenin anlatımlarına göre gemicilik işine babasının Ülker’deki hisselerini satmasından sonra amcası Mustafa Erdoğan ve enişteleri Ziya İlgen ile başlamıştı. Borç parayla girişilmiş bir işti güya. Nisan 2006’da Turkuaz Denizcilik satın alındı, ismi Bumerz Denizcilik oldu. Yani Burak Erdoğan, Mustafa Erdoğan, Ziya İlgen’in isimlerinin bir başka kısaltmasıyla yeni şirket oluşmuştu. Burak Erdoğan daha sonra 2007 Ocak ayında Mecit Mert Çetinkaya ile ortaklaşa MB Denizcilik’i kuracaktı.
ASIL İFŞAAT TROL TAYFASI VE KÜLÜNK’ÜN DEDİKLERİ
Bu kadar malumat yeter. Gördüğünüz gibi zenginin filosu, fakirin dilini yoruyor. Yazılacak daha çok şey var. Tamamı açık kaynaklardaki bu bilgiler artık bunları yazacak medya organı olmadığından arşivlerde kaldı. Sorun şu tabi. Bu fakir (!) siyasete girdiğinde elimdeki tek gelir işte şu yüzüğümdür diyen bir siyasetçi ve ailesi. Şimdi Cumhurbaşkanı. Örtülü ödeneklerden, devletin kasasından harcananların yanında ailenin filosunun sözü mu olur demeyin, Kılıçdaroğlu Erdoğan ailesinin yumuşak karnına yumruk savurdu, pandoranın kutusunu açtı. Gemicikler olmuş, filo. Hesaplar offshore.
Yine şimdi asıl mühim ifşaat Kılıçdaroğlu’nun değil trollerin ve Metin Külünk’ün yaptığı ifşaat. Onlar diyor ki, bütün bu hikayeler Amerika’daki dava dosyasına girdi. Demek karşılarına neler çıkacağını az çok kestirebiliyorlar. Amerika’daki dava başladı. Zarrab tanık olmuş. Karşı tarafta yani. Bu da demek oluyor ki, kamuoyu gemicik ve filolarla ilgili yakında çok daha fazla şeyler öğrenecek. Hele az bekleyelim.
(TR724)