Romanya Haber

Trump’ın Çevresinden Erdoğan’ın Çevresine

HABER-YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN

Eğer Washington’da yaşayan bir Türk gazeteciyseniz işiniz hayli zor.
Çünkü ABD’li meslektaşlarınızın hararetle ‘son dakika’ olarak anlattığı haberler; ‘skandal’, ‘yılın olayı’ diye nitelediği gelişmeler sizde heyecana bile yol açmıyor.
Düşünsenize sizin geldiğiniz ülkede bir büyükşehir belediye başkanı (ki Erdoğan’ın uzun yıllar yol arkadaşlığı yaptığı, hatta çok güvendiği için ‘kasayı’ teslim ettiği bir isim) kameraların karşısına geçip ailesi ile tehdit edildiğini anlatıyor ve ağlayarak istifa ediyor.
Zavallı Amerikalı meslektaşlar(!) böyle olayları hayatları boyunca görmedikleri -ve muhtemelen göremeyecekleri- için vergi yolsuzluğu vs. tartışmalarından skandal çıkarmaya çalışıyorlar!
Ama haklarını yemeyelim, vergi yolsuzluğu gibi bize göre ‘kıytırık’ suçlamalardan bile nefis gazetecilik örnekleri çıkartıyorlar. Nitekim geçtiğimiz Cuma günü özel savcı Robert Mueller’in Trump-Rusya bağlantılarına dair ilk iddianameyi tamamladığı ve göz altıların başlayacağı yönündeki haberler sonrası ortam hayli hareketlendi.
FBI binası önüne kamp kuran gazetecilerin önüne ilk olarak Trump’ın eski kampanya müdürlerinden Paul Manafort ve iş ortağı Rick Gates düştü.
Her ne kadar Manafort’la ilgili suçlamalar Rusya müdahalesi ile ilgili olmasa da soruşturmanın Trump’ın etrafındaki isimler üzerinden yürümesi heyecanı arttırdı. Beyaz Saray’dan ABD medyasına sızan bilgilere göre Trump gün boyu gözünü televizyonlardan ayırmamış ve hayli gergin bir mesai yapmış.
Şu aşamada temel soru, bu soruşturmanın nereye kadar genişleyeceği ve nihayetinde Trump’a kadar uzanıp uzanmayacağı.
TRUMP’IN KÂBUSU: RUSYA İLİŞKİLERİ
Bu aşamada soruşturmanın geçmişi ve Trump’ın çalkantılı Beyaz Saray günlerine bakmakta fayda var.
Çünkü mesele hayli girift.
Trump göreve geldiğinden bu yana Rusya lideri Putin ile olan ilişkileri nedeniyle hedefte. Gerek seçim kampanyası gerekse de Beyaz Saray’daki ilk aylarına hâkim olan Rusya tartışmaları (daha doğrusu işbirliği) Trump için kabusa dönüştü.

Rusya’nın ABD Başkanlık seçimlerine müdahale ettiği iddialarıyla ilgili Kongre ve FBI nezdinde açılmış farklı soruşturmalar var. Öte yandan ABD istihbarat kurumları (CIA ve NSA başta olmak üzere) geçtiğimiz Ocak ayında hazırladıkları raporda ‘Rusya hükümetinin en üst düzeyde seçim sonuçlarını ve seçmen kararını etkilemek için müdahale ettiğini’ belirtmişti.
Raporda Rusya’nın çalışmalarına dair ilginç detaylar vardı.
ABD Kongresindeki soruşturma komisyonları iddiaları araştırırken Trump, FBI Başkanı James Comey’i görevden alarak tartışmaları alevlendirdi.
Biz Türkiye’de soruşturmaya müdahaleleri kanıksadık ama ABD’de bu durum hayli sıra dışıydı. Trump, Comey’i görevden aldı ama soruşturmayı bitiremedi.
18 Mayıs’ta Adalet Bakanlığı, eski FBI başkanlarından Robert Mueller’i özel savcı olarak atadı. ABD medyasına göre Mueller deneyimli savcılardan oluşan bir ekip kurdu. Yine ABD medyasına yansıyan haberlere göre Mueller geniş kapsamlı bir soruşturma yürütüyordu ve Trump’ın çevresindeki birçok isim hedefteydi.
İşte bugün alevlenen tartışma o soruşturmanın bir parçası.
Pazartesi günü yaşanan gelişmeler Washington’u hareketlendirdi. Her ne kadar Trump, Manafort’la ilgili suçlamaların kendi seçim kampanyasını kapsamadığını iddia etse de kulisler soruşturmanın Trump’ın yakın çevresine uzanacağı yönünde.
Nitekim özel savcı Mueller’in oluşturduğu büyük jürinin Trump’ın oğlu Donald Trump Jr’ın Rus yöneticilerle ilişkisine dair bilgi belge istediği geçtiğimiz aylarda ortaya çıkmıştı.
SORUŞTURMA ERDOĞAN’IN ÇEVRESİNE DE UZANABİLİR
Trump için tek sıkıntı oğlu değil. Damadı Jared Kushner’in de adı sıklıkla geçiyor.
Soruşturmanın Trump’ı huzursuz etmesinin nedenlerinden birisi de eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’in Rusya ve Türkiye ile olan ilişkileri.
ABD medyasına yansıyan detaylara göre özel savcı Mueller’in soruşturması Flynn’in ilişkilerini de kapsıyor.
Bu arada Flynn ve Berat Albayrak ile Mevlüt Çavuşoğlu’nun Eylül 2016’da, New York’ta, Fethullah Gülen’i kaçırmak için toplantı yapması gibi detaylar da soruşturma kapsamında.
AKP’nin lobicisi Ekim Alptekin ile birlikte Berat Albayrak ve Mevlüt Çavuşoğlu da bu soruşturmanın bir yerinden çıkarsa sürpriz olmaz.
Bir parantez açıp şu notu düşmekte fayda var: Erdoğan, Reza Zarrab dosyası nedeniyle kâbus dolu günler geçiriyor fakat bu soruşturma nedeniyle yeni kabuslar görebilir.
BU İŞ NEREYE KADAR GİDER?
Trump’ın adının karıştığı skandallar ve özel savcı Mueller’in soruşturmasına dair çok sayıda detay sıralamak mümkün.
Fakat ABD kamuoyunda da sıklıkla tartışılan temel soru şu: Bu iş Başkan Trump’ın görevden azline kadar gidebilir mi?
Gerçi Trump seçildiği günden bu yana böyle bir tartışma var fakat iş şimdi daha da ciddiye bindi.
Soruşturma o aşamaya uzar mı henüz yorum yapmak için erken ancak azil süreci hayli uzun ve karmaşık.
Ancak şurası kesin, o meşhur ABD ‘establishment’i ya da bizdeki tabiriyle ‘müesses nizamı’ Trump’ı fena halde köşeye sıkıştırmış halde. Bu soruşturma sonunda Trump ailesinden tutuklamaların olması ve sonunda Trump’ın istifaya mecbur bırakılması kimseyi şaşırtmamalı.
UZUN İNCE BİR YOL
Mueller’in soruşturması olmasa bile Başkan Trump’ın 4 yıllık görev süresini tamamlayamayacağını düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Hatta ABD’lilerin yarısı ‘azil için gerekli şartların oluştuğu’ fikrinde.
Ancak süreç o kadar kolay değil.
Çünkü Trump’ın azli bir dizi hukuki ve politik şarta bağlı. ABD Anayasası’na göre bir ABD başkanı ‘vatana ihanet, rüşvet ve diğer ağır cezalık suçları işlemesi halinde’ azledilebiliyor.
Vatan hainliği tanımı ise ‘savaş zamanında ve düşmana yardım’la sınırlı. ‘Vatan hainliği’ kavramı ABD’de bizdeki gibi her ‘işe gelmeyen’ muhalif hareket için kullanılmıyor.
Zaten 1950’den bu yana bu suçlamaya maruz kalan olmamış. Trump’ın Rusya ile ilişkilerinin vatan hainliği kapsamına girmesi pek ihtimal olarak görülmüyor.
Ağır cezalık suçlar ise adam öldürme, yetki istismarı veya yolsuzluk olarak kabul ediliyor. Bu başlık Trump için sıkıntılı çünkü ‘yetki istismarı’ ve ‘yolsuzluk’ tartışmalı alanlar.
Trump’ın kişisel işleri ‘yetki istismarı’ başlığında çok su götürür. ‘Yalan beyan’ meselesi de ABD yasalarında ciddi bir suç. Nitekim şu anda sürmekte olan soruşturmalarda bu başlık hayli sıklıkla geçiyor.
Trump’ın Rusya ile bağlantılarına dair yeni bilgiler ortaya çıkar ve bunlar ‘yalan beyan’ başlığı altında değerlendirilebilecek şeyler olursa işin rengi değişebilir.
‘Yargısal sürece müdahale’ tartışmaları da Trump için başka bir riskli alan. Özellikle Rusya soruşturması nedeniyle FBI Başkanı Comey’in görevden alındığı günlerde bu olasılık çokça tartışılmıştı.
Peki süreç nasıl işliyor?
Azil süreci Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi’nin düğmeye basması ile başlıyor. Ancak bu aşama tamamen politik, çünkü komitede Cumhuriyetçiler çoğunlukta. Temsilciler Meclisi’nde salt çoğunluk gerekiyor ve bu da en az 24 Cumhuriyetçi milletvekilinin Trump aleyhine oy kullanması demek.
Cumhuriyetçiler arasında da Trump’a tepki giderek yükseliyor ama yine de bir başkanın görevden azlinin önünü açacak süreci başlatırlar mı kestirmek zor.
Diyelim ki Temsilciler Meclisi’nde azil sürecinin önü açıldı.
Bu kez devreye Senato giriyor. Yüce Divan statüsü alan Senato tüm iddiaları ve savunmaları alıyor. Mevcut 100 senatörden en az 67’sinin azil yönünde oy kullanması gerekir ki bu da oldukça zor.
Temsilciler Meclisi’nde olduğu gibi burada da Cumhuriyetçi senatörlerin azil yönünde oy kullanması gerekecek. Eğer bu şartlar sağlanırsa başkan azlediliyor yerine başkan yardımcısı geçiyor.
Özetle bir ABD Başkanının azledilmesi söylenildiği kadar kolay değil.
Gerçi Trump’ın şu ana kadarki performansı bir şekilde mayınlı sahalara girerek kendini havaya uçurma potansiyelini gösteriyor ama ben yine de azil olayının popüler bir tartışma konusu olarak kalacağını düşünenlerdenim.
Tabi Mueller’in soruşturmasından Trump’a yönelik somut suçlamalar çıkarsa yukarıda anlattığım karmaşık süreçler işleyebilir.
Ya da Başkan Nixon gibi istifa yolunu da seçebilir.
Bütün bunlar Türkiye gündemi ile kıyaslandığında heyecan verici gelmeyebilir ama Trump’lı günler buralarda ‘macera dolu Amerika’ olarak kabul ediliyor.
(TR724)