ABD’nin New York Times (NYT) gazetesi Cumartesi günkü sayısında Patrick Kingsley ve Benjamin Weiser imzalı bir haber-yorum yayımlayarak önemli iddialar ortaya attı. Gazeteye göre, New York’ta görülmekte olan ve eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla ve İran kökenli Türk işadamı Rıza Sarraf’ın tutuklu yargılandığı davanın ucu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a kadar uzayabilir. Gazeteye göre, dosyada doğrudan Erdoğan’ın suçlanmadığını ancak kanıtların onu işaret edebileceğini yazdı.
Ses kayıtları
Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın dört Türk sanık arasında yer aldığı davada ortaya konulan ses kayıtlarının İran’a yönelik uluslararası yaptırımların delinmesinin Türkiye hükümetinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini gösterdiğini iddia eden yazıda, “Bu kayıtlar tek bir kişiye işaret ediyor: Recep Tayyip Erdoğan” ifadesi yer aldı. NYT, Erdoğan hükümetinin kayıtlarla ilgili “Bunlar Türkiye polis ve yargı teşkilatına sızan ve 2013’ten itibaren teşhir edilen yasadışı hain bir örgütün fabrikasyonlarıdır” dediğini yazdı ve ekledi: “Ancak ABD’li savcıların başka bir görüşü var. Onlar 2013’te Türkiye’de yürütülen soruşturmada özellikle dokuz kişi hakkındaki iddiaları çok ciddiye aldılar ve bunlar hakkında tutuklama kararı çıkardılar. Aralarında bir kamu bankasının genel müdür yardımcısı ve bir eski bakanın da bulunduğu bu isimlerin ceza almasına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.”
Öte yandan gazete, davanın ABD’yle Türkiye arasındaki vize krizinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu öne sürerek Erdoğan’ın sözlerini şöyle aktardı: “Sen benim bankamın genel müdür yardımcısını nedensiz olarak tutuklayacak ve bir başka yurttaşımı iki yıl boyunca itirafçı yapmak için içeride tutacaksın, ben bir konsolosluk görevlisini isteyince de vermeyeceksin!”
Manhattan’daki federal savcıların iddianamesinin basına sızan özetine atıfta bulunan gazete, “Erdoğan’ın bu çıkışının arkasındaki motivasyonun sadece yurtseverlik olmayabileceği ortaya çıktı” iddiasında bulundu.
İddianameye yansıdığı öne sürülen bazı kayıtlarda, sanık konumundaki kişilerin konuşmalarının Erdoğan’la yapılan toplantılara atıfta bulunduğunu öne süren gazete, “Bu kayıtlar söz konusu ticaretin dönemin başbakanı Erdoğan’ın emriyle gerçekleştiğini gösteriyor” diye yazdı.
“İki sanıkta da ona zarar verebilecek bilgiler var”
NYT’nin ele geçirdiği iddianame hazırlığında Erdoğan’ın herhangi bir illegal faaliyetle suçlanmadığı ancak kanıtların bu doğrultuyu gösterdiği ve soruşturmanın bu yönde genişlemesinin şaşırtıcı olmayacağı yazıldı. “Ancak 27 Kasım’da yapılacak ilk duruşma öncesinde en büyük soru şudur: İki sanıktan herhangi biri cezadan kurtulmak için ABD otoriteleriyle işbirliği yapacak mı yapmayacak mı?” ifadelerine yer veren gazete, eski ABD Büyükelçisi Eric S. Edelman ile konuşarak ondan şu sözleri aktardı: “Eminim ki Erdoğan şu anda bu duruşmayla ilgili çok endişeli zira iki sanıkta da ona çok zarar verebilecek bilgiler var.”
Gazete, Sarraf’ın avukatlarına da değinerek, “Sarraf’ı eski New York Belediye Başkanı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın eski danışmanlarından Rudolph W. Giulani ile eski ABD Adalet Bakanı Michael B. Mukasey savunuyor” diye yazdı. Bu iki ismin Türkiye’de Erdoğan’la buluştuğunu hatırlatan gazete, Trump yönetiminin önde gelen isimlerinin bu davayı diplomatik mesele olarak ele almaya çalıştığı iddiasını da tekrar dile getirdi.
Erdoğan’ın iddiaları “tamamen Gülen hareketinin komplosu” olarak değerlendirdiğini belirten gazete, “Gülenci olduğu iddiasıyla emniyetten tasfiye edilen polislerin elde ettiği kayıtlar, Manhattan’daki dava dosyasına da yansıdı ancak bunlar arasında Erdoğan’ın sesinin duyulduğu hiçbir kayıt yok” bilgisini aktardı.
Ses kayıtları
Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın dört Türk sanık arasında yer aldığı davada ortaya konulan ses kayıtlarının İran’a yönelik uluslararası yaptırımların delinmesinin Türkiye hükümetinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini gösterdiğini iddia eden yazıda, “Bu kayıtlar tek bir kişiye işaret ediyor: Recep Tayyip Erdoğan” ifadesi yer aldı. NYT, Erdoğan hükümetinin kayıtlarla ilgili “Bunlar Türkiye polis ve yargı teşkilatına sızan ve 2013’ten itibaren teşhir edilen yasadışı hain bir örgütün fabrikasyonlarıdır” dediğini yazdı ve ekledi: “Ancak ABD’li savcıların başka bir görüşü var. Onlar 2013’te Türkiye’de yürütülen soruşturmada özellikle dokuz kişi hakkındaki iddiaları çok ciddiye aldılar ve bunlar hakkında tutuklama kararı çıkardılar. Aralarında bir kamu bankasının genel müdür yardımcısı ve bir eski bakanın da bulunduğu bu isimlerin ceza almasına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.”
Öte yandan gazete, davanın ABD’yle Türkiye arasındaki vize krizinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu öne sürerek Erdoğan’ın sözlerini şöyle aktardı: “Sen benim bankamın genel müdür yardımcısını nedensiz olarak tutuklayacak ve bir başka yurttaşımı iki yıl boyunca itirafçı yapmak için içeride tutacaksın, ben bir konsolosluk görevlisini isteyince de vermeyeceksin!”
Manhattan’daki federal savcıların iddianamesinin basına sızan özetine atıfta bulunan gazete, “Erdoğan’ın bu çıkışının arkasındaki motivasyonun sadece yurtseverlik olmayabileceği ortaya çıktı” iddiasında bulundu.
İddianameye yansıdığı öne sürülen bazı kayıtlarda, sanık konumundaki kişilerin konuşmalarının Erdoğan’la yapılan toplantılara atıfta bulunduğunu öne süren gazete, “Bu kayıtlar söz konusu ticaretin dönemin başbakanı Erdoğan’ın emriyle gerçekleştiğini gösteriyor” diye yazdı.
“İki sanıkta da ona zarar verebilecek bilgiler var”
NYT’nin ele geçirdiği iddianame hazırlığında Erdoğan’ın herhangi bir illegal faaliyetle suçlanmadığı ancak kanıtların bu doğrultuyu gösterdiği ve soruşturmanın bu yönde genişlemesinin şaşırtıcı olmayacağı yazıldı. “Ancak 27 Kasım’da yapılacak ilk duruşma öncesinde en büyük soru şudur: İki sanıktan herhangi biri cezadan kurtulmak için ABD otoriteleriyle işbirliği yapacak mı yapmayacak mı?” ifadelerine yer veren gazete, eski ABD Büyükelçisi Eric S. Edelman ile konuşarak ondan şu sözleri aktardı: “Eminim ki Erdoğan şu anda bu duruşmayla ilgili çok endişeli zira iki sanıkta da ona çok zarar verebilecek bilgiler var.”
Gazete, Sarraf’ın avukatlarına da değinerek, “Sarraf’ı eski New York Belediye Başkanı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın eski danışmanlarından Rudolph W. Giulani ile eski ABD Adalet Bakanı Michael B. Mukasey savunuyor” diye yazdı. Bu iki ismin Türkiye’de Erdoğan’la buluştuğunu hatırlatan gazete, Trump yönetiminin önde gelen isimlerinin bu davayı diplomatik mesele olarak ele almaya çalıştığı iddiasını da tekrar dile getirdi.
Erdoğan’ın iddiaları “tamamen Gülen hareketinin komplosu” olarak değerlendirdiğini belirten gazete, “Gülenci olduğu iddiasıyla emniyetten tasfiye edilen polislerin elde ettiği kayıtlar, Manhattan’daki dava dosyasına da yansıdı ancak bunlar arasında Erdoğan’ın sesinin duyulduğu hiçbir kayıt yok” bilgisini aktardı.