Romanya Haber

Kontrollü Darbenin Belgesi: Bir Gün Önce Tsk Kanunu Değiştirilerek Darbeye Yasal Zemin Hazırlandı

15 Temmuz ‘kontrollü darbe girişimi’ öncesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teröre müdahale için geniş şekilde yetkilendirildiği ortaya çıktı. Odatv’den Barış Terkoğlu, 15 Temmuz davalarında askerlerin, ‘Bize ‘terör saldırısı olacak’ savunmalarından yola çıkarak, AKP eliyle 14 Temmuz günü yani kontrollü darbeden bir gün önce Resmi Gazete’de yayınlanan TSK Personel Kanunu’ndaki değişlik ile terör eylemlerine karşı askere sokağa çıkma imkanı (12. Madde) verildiğini kaleme aldı.
Terkoğlu, “Sanki birileri darbe olmadan darbeyi yasal olarak hazırlamış. Askerin sokağa çıkmasını, evlere girmesini hatta gerektiğinde suç işlemesini bile kolaylaştırmış. Tek eksik olan ise bu yasanın teklifini veren bakanlar kurulunun kararı. O gece “darbe” ile “teröre yönelik müdahale” arasındaki çizgiyi belirleyen tek şey de bu. Yargılanan darbeci askerler de bu durumun farkında olarak “terör sandık, komutan dedi çıktık” savunmasını yapıyor. Elbette “darbe” kararı kanunla alınamaz ancak öyle anlaşılıyor ki bilerek ya da bilmeyerek birileri darbeye doğru giderken askerin ülke sathında müdahale imkanını genişletti.” diye yazdı.
kurmay
İşte Terkoğlu’nun yazısının tamamı:
15 Temmuz’dan bir gün önce öyle bir şey oldu ki
Darbe davalarında sanık olan askerlerin yaptığı en yaygın savunma şöyle denildi…”Darbe davalarında sanık olan askerlerin yaptığı en yaygın savunma şöyle:
“Bize ‘terör saldırısı olacak’ denildi.”
Öyle ki, 15 Temmuz akşamı bir grup asker köprüye çıktığında ilk yayılan dedikoduydu; “terör saldırısı” ihtimali.
Denebilir ki, “terör ihtimali varsa polis önler, asker neden köprüye çıksın!”
Mesele pek de öyle değil.
Şöyle anlatalım…
15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce…
Yani tarih; 14 Temmuz 2016.
Resmi Gazete’de yeni “TSK Personel Kanunu” yayımlanarak yasalaşıyor.
Şaşırtıcı, zira yasa değişikliğinin 12. maddesi terör eylemlerine karşı askere sokağa çıkma imkanı veriyor.
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11’inci maddesine yapılan ekleme şöyle başlıyor:
“Genel kolluk kuvvetlerinin imkân ve kabiliyetlerini aşan durumlarda terörle mücadele için gerekli olması veya terör eylemlerinin kamu düzenini ciddi şekilde bozması hâlinde, İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla Türk Silahlı Kuvvetleri görevlendirilebilir.”
Kanunun önceki halinde askeri birliklerden yardım istenmesi il valilerine tanınan bir yetkiyken, bu yetki, kapsamı genişletilerek Bakanlar Kurulu’na yani Hükümet’e de veriliyor.
Böylece ülke genelinde, Hükümet’in oluruyla, askere teröre karşı sokağa çıkma izni veriliyor.
Henüz 15 Temmuz olmamış, ortada OHAL yok, ancak Anayasa’nın 119 ve devamı maddelerinde düzenlenen OHAL usulüne başvurulmasına gerek kalmadan benzer uygulamalar yasalaşıyor.
“KOMUTANIN EMRİ” DE VAR
Ve evet, savunmalarda en çok kullanılan ifade ise “komutanın emri” idi.
15 Temmuz’dan bir gün önce çıkan yasayla, gerçekten de söz konusu yetkiyi uygulamada ana sorumluluk komutanlara veriliyor:
“Görevlendirilen Türk Silahlı Kuvvetleri birlikleri ve personeli, kendi komutanının sorumluluğu altında ve onun emir ve talimatlarına göre 4/1/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda belirtilen yetkiler ile kolluk kuvvetlerinin genel güvenliği sağlamada sahip olduğu yetkileri kullanarak verilen görevleri yerine getirir.”
Hatta…
Yasa, polisi bile askerin emrine veriyor:
“Askeri birliklerin belirli görevleri genel kolluk kuvvetleriyle birlikte yapması hâlinde komuta, sevk ve idare askeri birliklerin en kıdemli komutanı tarafından üstlenilir.”
Askere verilen yetki o denli büyük ki, mahkeme kararı olmadan evlere girme yetkisi dahi komutanın insafına bırakılıyor:
“Konuta, işyerine veya kamuya açık olmayan kapalı alanlar ile bunların eklentilerine can veya mal güvenliğinin sağlanması ya da kişinin yakalanması amacına münhasır olmak üzere, yetkili birlik komutanının yazılı emriyle girilebilir. Birlik komutanının kararı yirmi dört saat içinde hâkim onayına sunulur.”
Sadece bu kadar değil…
Bu sırada suç işleyen askere de geniş bir yasal koruma zırhı veriliyor. İşlenen suçlar, “askeri suç” sınıfına sokulurken “soruşturma izni verilene kadar yakalama, gözaltı ve tutuklama tedbirlerine başvurulamaz” hükmüyle asker, yargı karşısında koruma altına alınıyor.
Ve hatta suç işleyen asker için tazminat davası şahsa değil devlete açılıyor.
Kanun değişikliğine dair söylenecek daha çok şey var.
Özetle, “bir terör durumu”nda askere hem sokağa çıkma, hem de hukuka uygun olmasa bile istediği tedbiri alma yetkisi veriyor.
Hem de darbeden sadece bir gün önce.

YURTDIŞINDAKİLERE “İTİBARİ RÜTBE”
Kanun değişikliğinin öyle tartışmalı maddeleri var ki, geçen yıl YAŞ’a 2 hafta kala yayınlanan kanun, terfi edilmeyen albayların emekli edilmeden görevde tutulmasına imkan sağlıyor.
Ya da 15 Temmuz sonrası tartışılmaya başlanan ve yurtdışı görevleri atamalarını F..ö’cülerin kullandığı iddialarına neden olan personel için “itibari rütbe” kavramını yaratarak, şu ayrıcalığı tanıyor:
“Yurt dışı sürekli veya geçici görevlere atanan ya da görevlendirilen subay ve astsubaylara, özellik arz eden durumlarda, görev süresince rütbesinin bir üst rütbesinde verilen rütbedir.”
“DARBE” İLE “TERÖR” ARASINDAKİ ÇİZGİ
Sanki birileri darbe olmadan darbeyi yasal olarak hazırlamış.
Askerin sokağa çıkmasını, evlere girmesini hatta gerektiğinde suç işlemesini bile kolaylaştırmış.
Tek eksik olan ise bu yasanın teklifini veren bakanlar kurulunun kararı.
O gece “darbe” ile “teröre yönelik müdahale” arasındaki çizgiyi belirleyen tek şey de bu.
Yargılanan darbeci askerler de bu durumun farkında olarak “terör sandık, komutan dedi çıktık” savunmasını yapıyor.
KANUN DARBEYİ KOLAYLAŞTIRDI MI
Elbette “darbe” kararı kanunla alınamaz ancak öyle anlaşılıyor ki bilerek ya da bilmeyerek birileri darbeye doğru giderken askerin ülke sathında müdahale imkanını genişletti.
İlginç ama kanun teklifi yasalaşmadan, henüz Meclis’e geldiğinde ilk fark eden yayın organı Odatv.
Odatv, 7 Haziran 2016 tarihinde “AKP OHAL’i getirmek için Meclis’e başvurdu” başlığıyla henüz Meclis’e getirilen tasarıyı ayrıntılı bir şekilde haberleştirdi.
Askerin sokağa çıkmasının sonunun OHAL olduğunu söyledi.
İlginçtir, bu haberden sadece bir buçuk ay sonra, kanunun yasalaşmasıyla Türkiye yıllar sonra gözünü OHAL’e açtı.
Bu kadar değil.
Kanun tasarısı 21-23 Haziran tarihleri arasında Meclis’te de sert tartışmalara neden oldu.
Tasarı tartışılırken en çok kullanılan kelime neydi dersiniz?
Darbe!
MECLİS’TE DARBEDEN ÖNCE DARBE TARTIŞMASI
Tasarıyı eleştiren vekiller bu yasanın darbelerin önünü açacağını söylüyor.
Meclis tutanakları incelendiğinde örneğin, HDP’li vekil Erdal Ataş, iktidarı, “Bu süreçten sonra birinci olarak darbenin önü açılmış olacak, askerî darbelerin önü. İşlenen suçların üzeri kapatılmış olacak” sözleriyle uyarıyor.
Hatta Anadolu Ajansı’nın tasarıya ilişkin tartışmaları yansıtan haberi, “HDP: ‘TSK Personel Kanunu tasarısı darbe anlaşmasıdır’” başlığıyla medyada yer buluyor.

Konu üzerine konuşan Meral Danış Beştaş, AA’nın haberine göre “asker siyasette artık belirleyici bir rolde olacak. Türk Silahlı Kuvvetleri ile hükümetin darbe konusunda anlaşmasıdır. Bu bir darbe anlaşmasıdır. AKP iktidarı askere elini vermişti, şimdi kolu da gidiyor, yakında bütün gövdesi gidecek” ifadelerini kullanıyor.
Meclis tutanaklarına yansıyanlara göre Sırrı Süreyya Önder ise “Ordu mu size darbe yapacak, başka güçler mi yapacak? Bütün devleti a’dan z’ye zapturapt altına almışsınız, bu telaş niye? Bu on dört yılın cevabı, sizin bu telaşınızda saklıdır” ifadelerini kullanıyor.
Tartışmaların sonunda teklif, 23 Haziran 2016’da 251 oyla kabul ediliyor.
30 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderiliyor.
Erdoğan yaklaşık 2 hafta beklettiği tasarıyı 13 Temmuz’da imzalıyor.
Ve ertesi gün 14 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayınlanarak yasalaşıyor.
Ertesi gün Türkiye’nin gündemi ise belli…
YİNE Mİ KANDIRILDIK
Uzatmayalım…
Tesadüf denilmeyecek kadar çok olgu var.
15 Temmuz darbe girişiminden sadece bir gün önce Türkiye, “darbe geliyor” sesleriyle askeri sokağa çıkaracak yasayı kanunlarına yerleştiriyor.
OHAL’den bir hafta önce fiilen OHAL’e izin veriyor.
Herhalde AKP iktidarı da bu konuda yanlış yaptığını düşünüyor. Belki de darbecilerin oyununa geldiğine inanıyor.
Öyle ya, askere sokağa çıkma yetkisi veren kanundan sadece iki gün sonra, hafriyat kamyonlarını sokağa çıkmasınlar diye askeri birliklerin kapısına yığanlar yine AKP’li belediyelerdi.
Peki yine mi kandırıldık ya da kandırılamaz mıydık?
(TR724)