Romanya Haber

Berlin’den Ankara’ya Uyarı: Yasadışı Casusluk Faaliyetlerine Tahammül Göstermeyeceğiz

Almanya İçişleri Bakanı, MİT’in Alman iç istihbaratının casusluğa karşı koyma faaliyetlerinin “odağındaki” teşkilatlardan biri olduğunu açıklarken, yasadışı istihbarat faaliyetlerine “tahammül gösterilmeyeceğini” söyledi.
DW’de yer alan habere göre Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, Türkiye ile iyi ilişkilerin muhafazasını istediklerini ancak Türk istihbaratının Almanya’nın casusluğa karşı koyma faaliyetlerinin “odağını” oluşturduğunu ve bu tür yasadışı casusluk faaliyetlerine “tahammül gösterilmeyeceğini” açıkladı.
Almanya’nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın 2016 yılı raporu (BfV) bugün başkent Berlin’de İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ile BfV’nin Başkanı Hans Georg Maassen’ın düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.
Basın toplantısında, de Maiziere ve Maassen’ın Türkiye’nin Almanya’daki istihbarat faaliyetleri, iki ülke arasındaki gerilimin güvenlik alanındaki işbirliğine etkisi, Gülen yapılanması ve PKK hakkında yaptıkları açıklamaları dikkat çekti.
”Tahammül gösterilmeyecek
Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, Türkiye’nin bu yıl ilk kez iç istihbarat raporunun casusluğa karşı koyma bölümünde yer aldığına dikkat çekti.

Türk istihbarat birimlerinin yasalara aykırı faaliyetlerinin, Alman istihbarat birimlerinin casusluğa karşı koyma faaliyetlerinin “odağında” olduğunu söyleyen Alman Bakan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu vesileyle yanlış anlaşılmaya yol açmayacak şekilde şunu ifade etmek isterim: Hangi şekilde olursa olsun, casusluk, ajanlık faaliyetleri, istihbarat örgütlerinin nüfuz operasyonları, hangi ülke kaynaklı olursa olsun, hiçbir şekilde tahammül gösterilmeyecek.”
Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Almanya’da muhaliflere ve Gülen hareketine yönelik casusluk faaliyetlerini tespit ettiklerini kaydeden BfV Başkanı Hans Georg Maassen ise, “MİT terörle mücadelede bizim için önemli bir ortak. Bununla birlikte, istihbarata karşı koyma sorumluluğumuz nedeniyle, bu devleti gözümüzden ayırmamamız gerekiyor” diye konuştu.
Türkiye’nin jeostratejik önemi
“Raporun casusluk bölümünde Rusya, İran ve Çin yer alıyor. NATO üyesi, müttefiki Türkiye’nin artık bu kapsamda yer alması siyasi olarak ne anlama geliyor” sorusunu yanıtlayan İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, Türkiye ile ilişkileri “çok çetrefilli” olarak tanımlayarak şu dikkat çekici sözleri kaydetti:

“Türkiye ile ilişkiler çok çetrefilli. Türkiye NATO ortağımız, ortak çıkarlarımız var. On yıllarca önemli ve iyi ilişkilerimiz oldu. Almanya’da milyonlarca Türkiye kökenli insan yaşıyor. Milyonlarca insanımız Türkiye’de tatil yapmaktan keyif alıyor. Çok yakın ticari ilişkilerimiz var. Almanya açısından çıkarımız iyi ilişkilerin muhafazası yönündedir. Türkiye’deki gelişmeleri gayet tabii ki endişeyle izliyoruz. Türkiye demokrasiden uzaklaşıyor. Bunu muhataplarımızla konuşuyoruz ve çok çetin münakaşalarımız var. Türkiye’nin jeostratejik konumu teröre karşı mücadelemizde Türkiye ile işbirliği yapmamızın çıkarımıza olduğunu gözler önüne seriyor. Türk tarafının, terör saldırısı gerçekleştirmesi muhtemel kişilerin Türkiye üzerinden Almanya’ya dönmekte olduğunu tarafımıza bildirilmesi iyi ve önemli. Bu kısmen gerçekleşiyor. Ama öte yandan Türkiye dâhil kimsenin Almanya’da casusluk faaliyeti göstermesine tahammül etmeyiz. Eğlence bu noktada bitiyor. Bu nedenle bunu gözetliyor ve gerektiğinde harekete geçiyoruz. Gerektiğinde sınırdışı etmek ya da soruşturma başlatarak… Bunu herkes bilmeli. Bu tüm ülkeler için geçerli, iyi ilişkilerimizin olduğu ülkeler dâhil.”

‘GÜLEN HAREKETİ ANAYASAYA AYKIRI HAREKET ETMİYOR’

De Maiziere’e, 15 Temmuz darbe girişimin arkasında Gülen hareketinin olduğuna dayanak oluşturacak bilgi olmadığını söyleyen Alman dış istihbarat teşkilatı BND’nin Başkanı Bruno Kahl’ın yaptığı, “Gülen hareketi dini ve seküler eğitim için faaliyet gösteren bir sivil yapılanma” tanımına katılıp katılmadığı soruldu.
De Maiziere, “Gülen hareketiyle ilgili farklı görüşlere sahip olunabilir. Her halükarda bizim tarafımızda, Almanya içinde, Anayasa’ya aykırı faaliyetler içerisinde oldukları yönünde bulgu yok” yanıtını vermekle yetindi.
Almanya’da, İslamcı olmayan yurtdışı kaynaklı aşırılık yanlısı hareketlerde yer alan kişi sayısını 30 bin kişi olarak açıklayan, 27 bin kişinin Türkiye bağlantılı olduğunu söyleyen De Maiziere, “Almanya bugüne kadar hiç olmadığı kadar Türkiye’deki iç gelişmelerin yankılandığı bir zemin haline gelmiştir” dedi.
Bakan, farklı siyasi örgütlenmeler arasında tırmanan gerilimin kendisini sözlü provokasyonlar ve sınırlı sayıdaki fiziki şiddet ile gösterdiğine de dikkat çekti.
“PKK yasağı sürmeli”
PKK’nın 1993 yılından bu yana yasaklı bir terör örgütü olduğunu, bu yılın Mart ayında PKK ile ilgili yasakların genişletildiğini hatırlatan De Maiziere, 2004 yılından bu yana eyaletlerin 4400’ü aşkın ceza soruşturması yürüttüğüne dikkat çekti.
Federal Başsavcılığın da 2011’den bu yana 180 soruşturma başlattığını söyleyen Bakan, “Yüzü aşkın PKK’lı ağır hapis cezasına çarptırılmıştır” bilgisini verdi.
Alman Bakan, Federal İçişleri Bakanı olarak Türkiye’deki “sorunlu gelişmelere rağmen” PKK yasağının devamından ve uygulanmasından yana olduğunun altını çizdi.
“Dışişleri Bakanı Gabriel Türkiye’nin PKK ile ilgili sitemlerinde haklılık payı olduğunu, PKK’ya karşı daha fazla önlem alınabileceği yönündeki sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise De Maiziere, “PKK bizim için terör örgütüdür. Bu nedenle Türkiye ile ilişkilerimizden bağımsız olarak gerekli adımlar atılıyor. Bunu kendi çıkarımız gereği yapıyoruz” yanıtını verdi.
Erdoğan’ın ziyareti
Alman İçişleri Bakanı de Maiziere’e, “G20 kapsamında Almanya’ya gelecek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkonsoloslukta yurttaşlarıyla birlikte gelme niyeti olduğu anlaşılıyor, bu engellenebilir mi?” sorusu da yöneltildi.
Federal Hükümet’in bu konuyla ilgili çok net bir pozisyonu olduğunu, bunun 29 Haziran’da Dışişleri Bakanlığı tarafından Berlin’deki tüm Büyükelçiliklere iletildiğini söyleyen de Maiziere, “Bizim pozisyonumuz açık, bunu Türk tarafına ilettik. Biz bu tür etkinliklerin, Türkiye’deki iç sorunların topraklarımıza taşınmasını istemiyoruz” dedi.
Alman Bakan, Türk tarafının etkinlik gerçekleştirilmesinden ısrar etmesi halinde ne yapmayı öngördükleri yönündeki soruyu, “Ben ilgililerin, Alman topraklarında geçerli olana, Alman hukukuna uyacaklarından yola çıkıyorum. Spekülasyona girmek istemiyorum” sözleriyle yanıtladı.
(Kaynak: DW)