Tuba Yazıcıoğlu hukuksuz şekilde tutuklanarak yaklaşık 1.5 ay önce İzmir Şakran Cezaevine konuldu. Yazıcıoğlu’nun eşi Rıdvan Yazıcıoğlu da aynı cezaevinin erkekler bölümünde kalıyor. Zorlu gözaltı süreci sonrasında tutuklandığında 8 aylık hamile olan Yazıcıoğlu önceki gün anne oldu.
Ailesi çok istemesine rağmen annenin yanına sokulmadı ve hiçbir bilgi verilmedi. Aile, minik bebeği sadece cam arkasından görebildi. Hakkında tahliye kararı verilmeyen Yazıcıoğlu, bebeği ile birlikte tekrar Şakran cezaevine gönderilecek.
Önceki gün cezaevinden götürüldüğü hastanede doğum yapan genç anne Tuba Yazıcıoğlu’na yönelik zulüm, gözaltına alındığı günden beri devam ediyor. Yakınları evlatları hakkında doğumuna yakın bilgi almak istedi. Fakat cezaevi yönetimi izin vermedi. Yasalara göre, serbest bırakılması gereken Yazıcıoğlu, tutuklu kalmaya devam etti. Serbest kalma umudu kalmayan Tuba Hanımın, ailesinden kapalı görüşte doğacak bebeği için kıyafet istediği öğrenildi.
Türk yasaları ve uluslararası hukuk ihlal ediliyor
15 Temmuz sonrası hukuksuz operasyonlar kapsamında doğum yapmış anneler tutuklanırken cezaevlerindeki hamile kadınlar da serbest bırakılmıyor. Yasalar ve AİHM içtihatları ise hakim ve savcıların keyfi kararlarının tersini söylüyor. Herhangi bir sağlık sorunu olmasa bile 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 16/4 maddesine göre, “Hapis cezası, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş kadınlar hakkında geri bırakılır.” ifadesi kullanılıyor. Yine aynı Kanunun 16. maddesine göre, “yukarıdaki hüküm “tutuklular”hakkında da uygulanır.” deniyor.
Uzmanlar 5275 sayılı Kanun’un, 16/4 ve 116. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, hamile kadınların ve bebeği altı ayı geçmemiş olanların tutuklanması, iç hukuka göre mümkün olmadığını vurguluyor.İç hukuktaki bağlayıcı kararlar kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) karar ve içtihatları da hamile kadın ve bebeği olan şüpheli ya da tutuklu anneleri koruma altına alıyor. AİHM kararları, ‘’Tutuklama sadece iç hukuka uygun olmakla kalmamalı, aynı zamanda keyfi de olmamalıdır. Kanunları kötü niyetli uygulama açık keyfiliktir.’’ diyor.
Ailesi çok istemesine rağmen annenin yanına sokulmadı ve hiçbir bilgi verilmedi. Aile, minik bebeği sadece cam arkasından görebildi. Hakkında tahliye kararı verilmeyen Yazıcıoğlu, bebeği ile birlikte tekrar Şakran cezaevine gönderilecek.
Önceki gün cezaevinden götürüldüğü hastanede doğum yapan genç anne Tuba Yazıcıoğlu’na yönelik zulüm, gözaltına alındığı günden beri devam ediyor. Yakınları evlatları hakkında doğumuna yakın bilgi almak istedi. Fakat cezaevi yönetimi izin vermedi. Yasalara göre, serbest bırakılması gereken Yazıcıoğlu, tutuklu kalmaya devam etti. Serbest kalma umudu kalmayan Tuba Hanımın, ailesinden kapalı görüşte doğacak bebeği için kıyafet istediği öğrenildi.
Türk yasaları ve uluslararası hukuk ihlal ediliyor
15 Temmuz sonrası hukuksuz operasyonlar kapsamında doğum yapmış anneler tutuklanırken cezaevlerindeki hamile kadınlar da serbest bırakılmıyor. Yasalar ve AİHM içtihatları ise hakim ve savcıların keyfi kararlarının tersini söylüyor. Herhangi bir sağlık sorunu olmasa bile 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 16/4 maddesine göre, “Hapis cezası, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş kadınlar hakkında geri bırakılır.” ifadesi kullanılıyor. Yine aynı Kanunun 16. maddesine göre, “yukarıdaki hüküm “tutuklular”hakkında da uygulanır.” deniyor.
Uzmanlar 5275 sayılı Kanun’un, 16/4 ve 116. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, hamile kadınların ve bebeği altı ayı geçmemiş olanların tutuklanması, iç hukuka göre mümkün olmadığını vurguluyor.İç hukuktaki bağlayıcı kararlar kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) karar ve içtihatları da hamile kadın ve bebeği olan şüpheli ya da tutuklu anneleri koruma altına alıyor. AİHM kararları, ‘’Tutuklama sadece iç hukuka uygun olmakla kalmamalı, aynı zamanda keyfi de olmamalıdır. Kanunları kötü niyetli uygulama açık keyfiliktir.’’ diyor.