BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü Kaye, “Türkiye 1982 Anayasasının da gerisinde. Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda son on yılın en kötü anlarını yaşıyor” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi 35. İnsan Hakları oturumlarının ikinci haftasında Dünya’nın hak ihalleri karnesi tartışılmaya devam ediliyor. Oturumda, Düşünce ve ifade özgürlüğü özel raportörü David Kaye de, Türkiye özel oturumunda raporunu okudu. Dihaber’in haberine göre 21 sayfalık raporda Türkiye’yi sert bir dille eleştiren Kaye, Türkiye’nin tam olarak sınırının nereye kadar vardığı belli olmayan “Belirsiz” bir terörle mücadele yasasını gerekçe yaparak, gazetecileri, sanatçıları, yazarları, akademisyenleri, basın kuruluşlarını kapattığını, filmleri yasakladığını söyledi.
SON 10 YILIN EK KÖTÜ DÖNEMİ
Türkiye’deki durumu “Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda son on yılın en kötü anlarını yaşıyor” şeklinde yorumlayan Kaye, yargıya yapılan müdahaleler nedeniyle adil bir yargılanma konusunda ciddi şüphelerin olduğunu söyledi.
DARBE ANAYASASINDAN DA GERİDE
Türkiye’de bulunduğu süreç içerisinde görüştüğü devlet yetkilileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, yazar, akademisyen, tutuklu ve tutuksuz gazeteci ve aydınların anlatımlarının kaygı verici olduğunu ifade eden Kaye, özellikle darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte insan haklarının çok cidd ibir biçimde ve sistematik olarak ihlal edildiğini söyledi. Mevcut uygulamalarla Türkiye’nin 1982 Anayasasının da gerisine düştüğünü kaydeden Kaye, her şart ve koşulda Türkiye’nin asgari insan haklarına saygı duyması gerektiğini belirtti.
177 MEDYA KURULUŞU KAPATILDI
“Biz raporumumuzu hazırladığımız sırada en az 177 medya okuruluşu kapatılmış 231 gazateci gözaltına alınmış ve 150’den fazla gazeteci ise tutuklanmış ve cezaevinde tutuluyordu. Tabiki binlerce gazeteci ve medya çalışanın görevden alındığını, en az 778 gazetecinin basın kartının iptal edildiğini belirtmek gerek» diyen Kaye, hergün bu benzer uygulamaların arttığını söyledi.
KÜRT GRUPLAR CEZALANDIRILDI
Kaye, Kürt sorunun barışçıl bir çözümü ve diyaloğu öneren Özgür Gündem gazetesi çalışanlarının bu yayın çizgisinden kaynaklı uğradıkları baskılara karşı onlarla dayanışmak isteyen gazeteci, aydın ve entelektüel insanların yargılandığını ve tutuklandığını söyledi.
ALEVİ MEDYASINA SANSÜR
Kürt medyasına yönelik baskıların çok ciddi boyutlara ulaştığını kaydeden Kaye, Kürtçe yayın yapan televizyonların kapatıldığını ve yine Alevi inancına yakın basın kuruluşların kapatılıp sansürlendiğine dikkat çekti. Kaye, Fetullah Gülen Hareketi’ne yakın oldukları gerekçesiyle yüzlerce basın ve yayın kuruluşunun kapatıldığını ve birçok çalışanının ise şu anda cezaevinde olduğunu söyledi.
AKADEMİSYENLERE DE BASKI
Akademisyenlere yönelik baskıları da hatırlatan Kaye, farklı akademik kademelerde bulunan toplam 26 bin öğretmen ve akademisyenin işten atıldığını ve yine özellikle Kürt kökenli ya da muhalif sol düşüncedeki akademisyenlerin de hedef alındığının altını çizdi.
13 MİLLETVEKİLİ HAPİSTE
HDP’ye yönelik baskılara da dikkat çeken Kaye, 13 HDP milletvekilinin tutuklu olduğunu, çok sayıda seçilmiş belediye başkanları, parti yöneticileri ve üyelerinin ya tutuklu ya da tutuksuz olarak yargılandığına vurgu yaptı. Sivil Toplum Kuruluşları’na yönelik baskıların da arttığını ve birçok STK’nin de kapatıldığını ifade eden Kaye, şarkıların ve filmlerin yasaklandığı bir Türkiye’nin olduğunu söyledi.
OHAL ACİLEN KALDIRILMALI
OHAL’in derhal kaldırılması gerektiğini belirten Kaye, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmasını, terörle mücadele yasasının değiştirilmesini, tutuklu, akademisyen, gazeteci ve yazarların serbest bırakılmasını istedi.
TÜRKİYE’DEN AYNI SAVUNMA
Türkiye BM daimi Temsilcisi Feridun Siniroğlu Türkiye’yi “Tutuklanan gazeteci yazar veya diğer insanlar mesleklerinden değil darbecilere destek oldukları veya onlarla hareket ettikleri için tutuklu” diye savundu. Siniroğlu, Kaye’in raporuna itiraz ederek, Türkiye’nin özgün koşullarının görmemezlikten gelindiğini söyledi.
ABD’DEN TEPKİ
Avusturya BM Daimi Temsilcisi, Türkiye’deki yaşananlardan endişe duyduklarını söyleyerek özellikle darbe girişimi sonrası basına yönelik, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılar ve kısıtlamaların endişe verici olduğunu söyledi.
Amerika’nın BM Temsilcisi Nikki Haley de Türkiye’deki hükümetin uygulamalarından endişe ettiklerini belirterek “Sansür ve gazetecilere yönelik baskılardan endişe ediyoruz. Ayrıca Uluslararası Af Örgütü Türkiye temsilcisi Taner Kılıç’ın tutuklanması bizi kaygılanmaktadır” dedi.