Romanya Haber

‘Rayından Çıkmış Kontrollü Darbe’

[Erhan Başyurt]
15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden neredeyse bir yıl geçti.
Başarısız ve bastırılmış bir darbe girişiminin halen aydınlatılamamış olması, cevaplar yerine soruların ve şüphelerin artması şaşırtıcı.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın süreçte oynadıkları rol kafa karışıklığının ana sebebi…
***
MİT’e darbe olacağını 14.20’de ihbar eden Binbaşı O.K.’nın savcılığa verdiği ifadelerinin gerçeği yansıttığını kamera kayıtları da doğruluyor.
O.K.’nin saat saat kamera kayıtlarını Karar Gazetesi yayınladı…
***
Aydınlık Gazetesi de Binbaşı O.K.’nin eskiden beri MİT’e çalıştığını iddia eden bir haber yayınladı.
Olabilir. Binbaşı O.K.’nin şu an TSK’dan MİT kadrosuna alınmış olması ve yargı süreçlerinden kaçırılması bu ihtimali güçlendiriyor.
***
Daha ilginci, eski MİT Terörle Mücadele Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün, Nisan ayında youtube’a yüklediği, ancak yakın zamana kadar pek fark edilmeyen videoda ifade ettikleri.
Aydınlık gazetesine verdiği beyanatta videonun kendisine ait olduğunu teyit eden Eymür, açık ve net olarak 15 Temmuz’u ‘kontrollü darbe’ girişimi olarak niteliyor.
Eymür, MİT Müsteşarı’nın sadece darbe öncesi 3 saat bir araya gelmediklerini, bir gün önce de Özel Kuvvetler’de 6 saat özel ve gizli görüşme yaptıklarını ifade ediyor.
Eski MİT yöneticisi Eymür’e göre, ‘’15 Temmuz raydan çıkmış bir MİT çalışması…’’
Eymür’ün tespitleri bununla da sınırlı değil. Eymür, darbenin çok konuşulan firari sivil sanığı Adil Öksüz’ün de MİT’e çalışan bir eleman olduğu belgesinin ve altındaki imzanın gerçek olduğunu söylüyor.
***
‘’Kontrollü darbe’’ iddiasında bulunanların tamamı, iktidarın önceden planladığı TSK’da ve kamudan kapsamlı tasfiyeyi yapmak ve başarısız darbe girişimini Hitler gibi ‘’karşı sivil darbe’’ sürecine dönüştürmek için planladığını ifade ediyor.
***

15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrasında yaşananlar bu tezleri doğruluyor.
Kesintisiz OHAL ilan edildi…
Henüz darbeyi kimlerin yönettiği ve planladığı, cunta mı hiyerarşik bir darbe mi olduğu dahi bilinmezken, 150 bin insan kamudan atıldı.
TSK’daki generallerin yarıdan fazlası, özel eğitimli emniyet görevlileri, yüksek yargının önemli bir tasfiye edildi ve yerlerine yandaş isimler getirildi.
Özel okullara, karlı işletmelere el konuldu…
Üniversiteler bile direnemedi. Bin 500 dekan bir gece de istifa ettirildi ve 7 bin akademisyen ihraç edildi.
Muhalif medya susturuldu, aydınlar ve özgür gazeteciler hapse konuldu.
Tüm bunların sonucu olarak da, sivil darbenin son hedefi ‘’Tek Adam’’ rejimine hileli seçimle geçildi.
***
Yani ‘’kontrollü darbe’’ iddiasında bulunanların ileri sürdüğü tüm tezler yaşanan süreçlerce doğrulanıyor.
Buna karşılık darbenin aydınlatılmasını sağlayacak her şey de iktidar tarafından engelleniyor.
Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı’nın Meclis Komisyonu’na ifade vermesi engelleniyor, soruşturma savcılarınca veya mahkemelere tanık olarak çağrılmalarına izin verilmiyor.
Düşünün yazılı açıklamalarında bile gerçeği gizlemeyi başaramıyorlar… ‘’Darbe ihbarı yoktu ama darbeyi önleyip, başarısız kılacak tedbirler aldık’’ diyorlar.
Bir de halka açık konuşup bildiklerini vicahi anlatsalar ortaya ne inciler saçılacaktır…
Darbe gecesi SADAT milisleri, radikal örgütlerin ve siyah minibüslerin de halka ateş ettiğine dair görüntüler var ama şehit olan 250 vatandaşımızın hiçbirisine otopsi yapılmamış.
***
Genelkurmay Başkanı’nın o gece nerede olduğunu bile bilmeyenlerin ilk andan itibaren ortaya attıkları ‘’F..Ö’’ iddiasına inananların, darbeyi kimlerin karartmaya çalıştığına ve kimlerin engel olduğuna da bakmalarında fayda var.
Darbe ihbarını MİT’e 7 saat öncesinde bildiren Binbaşı O.K. ‘’eski bir Cemaat mensubu olduğunu’’ kendisi söylüyor ve darbenin en kritik anında Özel Kuvvetleri teslim almaya gelen Tuğgeneral Semih Terzi’yi öldürdüğü için kahraman ilan edilen Astsubay Ömer Halisdemir’in de ‘’Cemaat mensubu olduğu ve MİT’in ByLock kullananlar listesinde yer aldığı’’ belirtiliyor.
***
15 Temmuz’a ilişkin bundan böyle cevabı aranacak soru, kimlerin rol üstlendiği kadar, ‘’Kontrollü darbe mi? Rayından çıkmış kontrollü darbe mi?’’ olduğudur…