TARIK TOROS
Son dönemde iktidar-cemaat kavgasına ilişkin en sık atıfta bulunulan laf şu:“Ne istediler de vermedik?”
Geriye doğru baktım.
Erdoğan bunu ilk defa uçakta gazetecilere söylemiş.
Laf, tam olarak öyle değil, şöyle:
“Cemaatin mensupları, ileri gelenleri, bugüne kadar ne getirdiler de Tayyip Erdoğan geri gönderdi?” (24 Kasım 2013)
***
O günlerde dershane tartışması var.
Talimatlanan medya bu konuda hiç haber yapmıyor.
Bir avuç gazete ve TV değiniyor sadece.
Milyonlarca öğrenciyi doğrudan ilgilendiren bir konu, adeta oldu-bittiye getiriliyor.
Herkes sus pus; akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler, veliler, gazeteciler, okullar, dershaneler, eğitimciler vs.
Haliyle, daha Kasım 2013’te manzaranın adı otomatikman konuluyor:
“Hükümet-Cemaat kavgası.”
Erdoğan’ın 24 Kasım 2013’teki yorumu, sonraki günlerde bilinçli olarak “Ne istediler de vermedik” biçimine evriliyor.
Bununla iki şey amaçlanıyor:
BİRİNCİSİ… Cemaat’i Erdoğan palazlandırdı, en büyük suçlu o. Aldandım diyerek kurtaramaz.
İKİNCİSİ… Cemaat, 12 yıl boyunca hükümetten nemalanmıştır. Her şeyi kamunundur. Milletten çalınmıştır. El konulmalıdır.
***
İzlenecek metot belliydi.
Mayıs 2015, bir grup meslektaşla Gazeteciler Cemiyeti ödül töreni kokteylindeyiz.
Hürriyet’in üst düzey ismi ayaküstü şöyle demişti:
“Cemaat bitirilecek. Bunu Erdoğan yapacak. Başkası yapamaz. Kılıçdaroğlu mu yapacak, izahı mümkün değil, ters teper. Tabi bu operasyon hukukun içinde yürümeyecek. Haliyle hukuk rafa kalkacak.”
***
Hürriyet’in ve iktidar muhalifi diğer kesimlerin olan bitene seyirci kalmasının yegane nedeni buydu: Cemaat hukukun dışına çıkılarak bitirilecek, bunu da ancak Erdoğan yapabilir!
Bunu o günlerde de yazdım, çıktım ekranlarda söyledim.
İki yıl olmuş, işler böyle sarpa sarmadığı için kimsenin umursadığını da sanmıyorum.
Hem sorarım:
Cemaati bitirmek için yola çıkan Erdoğan sizinle yürür mü?
Tüm medyayı ve siyaseti güvendiği isimlere devretmeden durmayacak!
Aynı durum, yargı, emniyet, iş dünyası için de geçerli.
Her gün bir skandalı ortaya çıkıyor.
Bakınız, en son Malta belgeleri.
Türkiye ve Türk halkı bilmiyor bunu.
***
Biz yine başa dönelim.
Sorarım:
Her istediğini alan bir Cemaat neden kavga etsin?
Düşünsenize, her şeyi almışsınız.
Ve…
Tüm bunları kaybetme riski var!
Niye kavgaya tutuşursunuz ki?
***
Olayların içinde değilim.
Kim, ne verdi veya vermedi.
Kim, ne talep etti ya da etmedi, bilemem.
Sadece düşünüyorum.
Bakış açınızı değiştirin:
Aynı tabandan gelen…
Veya…
Benzer tabana seslenen iki kesim var.
Biri her isteneni veriyor.
Diğeri her isteneni vermiyor.
Bu durumda kavganın çıkmanın nedeni şu olamaz mı:
“Senin taleplerini geri çevirmiyorum, sen de bana göz yumacaksın!”
***
Hoş, buna kafa yoran yok.
Operasyon, ilk planlandığı şekliyle yürüyor.
Bir kesim, iktidarın ilk 12 yılını “cemaat dönemi” diye adlandırmış, siyasete laf kondurmuyor.
Diğeri, yüz yıl geçse de “kripto” avını bitirmeyecek.
Neymiş, Sözcü muhabirini tutuklayan kişi, daha önce filanları tahliye etmiş, haliyle filancılardanmış, filan…
Yahu…
Ev sahibinin hesabı Bank Asya’da olduğu için kirasını bu hesaba yatıran…
Ve sırf bu yüzden aylardır hapiste yatan insan var ülkede!
5 bine yakın hakim-savcı atılmış, çoğu içeride.
Neyin kafası bu Allah aşkına?
***
Kenan Evren’i yargılayan hakim, 10 aydır tutuklu biliyor musunuz?
Niye?
Esasen, hiçbir zaman 12 Eylül ve 28 Şubat davalarına sahip çıkmadılar.
Çünkü içindeydiler!
Hatırlayın, geçmiş darbe davalarında sadece ve sadece “sanıklar lehinde” unsurları gördüler, konuştular, haber yaptılar.
15 Temmuz davası ile de ilgilenmiyorlar.
Çünkü davayı görülmeden bitirdiler.
Darbeyi Cemaate ihale ettiler ve bunun üzerinden Cemaatin kökünü kazımak için operasyonlar yaptılar.
51 bin kişi tutuklandı, 922 şirkete el konuldu, 102 bin gözaltı işlemi var, 138 bin kişi açığa alındı, 8 bin 200 akademisyen atıldı, 2 bin 100 eğitim kurumu kapatıldı, 150 medya kuruluşuna mühür vuruldu, 231 gazeteci içeride.
İnsanların başına bunlar, “darbeci/cemaat mensubu” diye geldi.
İyi anlayın: “Darbe faili” olarak cemaat düşerse, “karşı darbe” de düşecek!
İşte egemenler, AKP eliyle kurdukları bu çatı çöksün istemiyor.
Onun için, çoktan dibe vurmuş 15 Temmuz darbe davasını halktan kaçırıyorlar.
Erdoğan hikâye.
(TR724)
Son dönemde iktidar-cemaat kavgasına ilişkin en sık atıfta bulunulan laf şu:“Ne istediler de vermedik?”
Geriye doğru baktım.
Erdoğan bunu ilk defa uçakta gazetecilere söylemiş.
Laf, tam olarak öyle değil, şöyle:
“Cemaatin mensupları, ileri gelenleri, bugüne kadar ne getirdiler de Tayyip Erdoğan geri gönderdi?” (24 Kasım 2013)
***
O günlerde dershane tartışması var.
Talimatlanan medya bu konuda hiç haber yapmıyor.
Bir avuç gazete ve TV değiniyor sadece.
Milyonlarca öğrenciyi doğrudan ilgilendiren bir konu, adeta oldu-bittiye getiriliyor.
Herkes sus pus; akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler, veliler, gazeteciler, okullar, dershaneler, eğitimciler vs.
Haliyle, daha Kasım 2013’te manzaranın adı otomatikman konuluyor:
“Hükümet-Cemaat kavgası.”
Erdoğan’ın 24 Kasım 2013’teki yorumu, sonraki günlerde bilinçli olarak “Ne istediler de vermedik” biçimine evriliyor.
Bununla iki şey amaçlanıyor:
BİRİNCİSİ… Cemaat’i Erdoğan palazlandırdı, en büyük suçlu o. Aldandım diyerek kurtaramaz.
İKİNCİSİ… Cemaat, 12 yıl boyunca hükümetten nemalanmıştır. Her şeyi kamunundur. Milletten çalınmıştır. El konulmalıdır.
***
İzlenecek metot belliydi.
Mayıs 2015, bir grup meslektaşla Gazeteciler Cemiyeti ödül töreni kokteylindeyiz.
Hürriyet’in üst düzey ismi ayaküstü şöyle demişti:
“Cemaat bitirilecek. Bunu Erdoğan yapacak. Başkası yapamaz. Kılıçdaroğlu mu yapacak, izahı mümkün değil, ters teper. Tabi bu operasyon hukukun içinde yürümeyecek. Haliyle hukuk rafa kalkacak.”
***
Hürriyet’in ve iktidar muhalifi diğer kesimlerin olan bitene seyirci kalmasının yegane nedeni buydu: Cemaat hukukun dışına çıkılarak bitirilecek, bunu da ancak Erdoğan yapabilir!
Bunu o günlerde de yazdım, çıktım ekranlarda söyledim.
İki yıl olmuş, işler böyle sarpa sarmadığı için kimsenin umursadığını da sanmıyorum.
Hem sorarım:
Cemaati bitirmek için yola çıkan Erdoğan sizinle yürür mü?
Tüm medyayı ve siyaseti güvendiği isimlere devretmeden durmayacak!
Aynı durum, yargı, emniyet, iş dünyası için de geçerli.
Her gün bir skandalı ortaya çıkıyor.
Bakınız, en son Malta belgeleri.
Türkiye ve Türk halkı bilmiyor bunu.
***
Biz yine başa dönelim.
Sorarım:
Her istediğini alan bir Cemaat neden kavga etsin?
Düşünsenize, her şeyi almışsınız.
Ve…
Tüm bunları kaybetme riski var!
Niye kavgaya tutuşursunuz ki?
***
Olayların içinde değilim.
Kim, ne verdi veya vermedi.
Kim, ne talep etti ya da etmedi, bilemem.
Sadece düşünüyorum.
Bakış açınızı değiştirin:
Aynı tabandan gelen…
Veya…
Benzer tabana seslenen iki kesim var.
Biri her isteneni veriyor.
Diğeri her isteneni vermiyor.
Bu durumda kavganın çıkmanın nedeni şu olamaz mı:
“Senin taleplerini geri çevirmiyorum, sen de bana göz yumacaksın!”
***
Hoş, buna kafa yoran yok.
Operasyon, ilk planlandığı şekliyle yürüyor.
Bir kesim, iktidarın ilk 12 yılını “cemaat dönemi” diye adlandırmış, siyasete laf kondurmuyor.
Diğeri, yüz yıl geçse de “kripto” avını bitirmeyecek.
Neymiş, Sözcü muhabirini tutuklayan kişi, daha önce filanları tahliye etmiş, haliyle filancılardanmış, filan…
Yahu…
Ev sahibinin hesabı Bank Asya’da olduğu için kirasını bu hesaba yatıran…
Ve sırf bu yüzden aylardır hapiste yatan insan var ülkede!
5 bine yakın hakim-savcı atılmış, çoğu içeride.
Neyin kafası bu Allah aşkına?
***
Kenan Evren’i yargılayan hakim, 10 aydır tutuklu biliyor musunuz?
Niye?
Esasen, hiçbir zaman 12 Eylül ve 28 Şubat davalarına sahip çıkmadılar.
Çünkü içindeydiler!
Hatırlayın, geçmiş darbe davalarında sadece ve sadece “sanıklar lehinde” unsurları gördüler, konuştular, haber yaptılar.
15 Temmuz davası ile de ilgilenmiyorlar.
Çünkü davayı görülmeden bitirdiler.
Darbeyi Cemaate ihale ettiler ve bunun üzerinden Cemaatin kökünü kazımak için operasyonlar yaptılar.
51 bin kişi tutuklandı, 922 şirkete el konuldu, 102 bin gözaltı işlemi var, 138 bin kişi açığa alındı, 8 bin 200 akademisyen atıldı, 2 bin 100 eğitim kurumu kapatıldı, 150 medya kuruluşuna mühür vuruldu, 231 gazeteci içeride.
İnsanların başına bunlar, “darbeci/cemaat mensubu” diye geldi.
İyi anlayın: “Darbe faili” olarak cemaat düşerse, “karşı darbe” de düşecek!
İşte egemenler, AKP eliyle kurdukları bu çatı çöksün istemiyor.
Onun için, çoktan dibe vurmuş 15 Temmuz darbe davasını halktan kaçırıyorlar.
Erdoğan hikâye.
(TR724)