[Analiz: Semih Ardıç]
Türkiye’nin en büyük iki grubu Koç ve Sabancı’nın Borsa İstanbul’un havalarda uçtuğu bir günde ellerindeki hisselerden bir kısmını satması herkesi şaşırttı. Borsa yükselirken imtiyazlı ortaklar niçin yüzde 4 iskonto ile elinden hisse çıkarır? Koç’ta elde değiştiren hisse tutarı 1,75 milyar lira, Sabancı’da ise 357 milyon lira. Toplam 2 milyar 107 milyon liralık satış Citi ve Ünlü&Co üzerinden yapıldı. Geçen ay da Turkcell’in büyük ortağı TeliaSonera 1 milyar 750 milyon liralık hisseyi elinden çıkarmıştı. Son bir senede Murat Ülker, Ferit Şahenk, Hamdi Akın, Bülent Eczacıbaşı ve BİM’in sahibi Mustafa Latif Topbaş gibi önemli isimler de Borsa’da yekûn teşkil eden satışlara imza attı.
Büyük gruplar hükümete göre istikbal vaad eden bir borsadan hızla uzaklaşıyor. En son bu kervana Koç ve Sabancı dahil oldu. Piyasa bu satışa hazırlıksız yakalandı. Koku almakla meşhur isimler bile işlem bitince mevzudan haberdar olabildi. Satışa çomak sokulmasına mani olmak maksadıyla büyük bir gizlilik içinde hareket edilmiş.
BÜYÜK ORTAK HİSSE SATIYORSA…
Halka açık bir şirkette imtiyazlı hisseleri elinde tutan ortakların attığı her adım diğer yatırımcılar için deniz feneri gibidir. Ortaklar yüksek meblağda satış yaptığında bu gelişme piyasada çok da hayra yorulmaz. Hele hele satışı yapanlar Koç ve Sabancı ise hadise bambaşka bir mahiyete bürünür. Zira içeride neler olup bittiğini öğrenene kadar belli bir seviyeden aldığı hisselerin küçük yatırımcının elinde patlayamayacağını kimse garanti edemez. Piyasanın umumî seyrini dahi değiştirebilecek işaretleri dikkate almayanlar ters yöne girip ağır hasar görebilir.
Büyük ortakların hisse satışının farklı saikleri olsa da esas iki sebep öne çıkar: 1) Borsa Endeksi ve hissede fiyat artışının nihayete ereceğine dair tahminler. 2) İktisadî faaliyetin ‘durgunluk’ devrine girebileceğine, durgunluğun ağır bir buhrana dönüşebileceğine ve şirketlerin nakit ihtiyacının had safhaya çıkacağına dair endişeler. İlk şık ağır bastığında bilin ki Borsa’da hâlâ hisse alanlar varsa oyuna geliyorlar demektir. ‘Keriz silkeleme’ tabirine muhatap olmaktan endişe etmenin vakti gelmiş demektir.
ALGORİTMA OYUNLARI İLE BORSA’YI UÇURMAK…
Türkiye ekonomisinin içine düştüğü belirsizlik ve kaos girdabında debelendiğini bilenler biliyor. Hazine’yi kefil yapıp batık ve yandaş firmalara kredi tahsis ediliyorsa duvara toslamak an meselesidir. Günü kurtarmaya matuf hamlelerle esnafı oyalamak, algoritma oyunları ile Borsa’yı uçurmak, istatistik hileleri ile enflasyon ve işsizliği düşüşe geçirmek acı hakikati değiştirmiyor. Türkiye yapayalnız. OHAL’de ısrar ettikçe, demokrasiden uzaklaştıkça artan bir yalnızlık bu.
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik geçen haftaki ağırlama tiyatrosunda Erdoğan’ın ‘Dün bir bugün iki. OHAL kalkmayacak’ nakaratını müteakip sessizliğini bozdu ve kral çıplak dedi: “OHAL’de yabancılar sözleşme imzalamak istemiyor.” TÜSİAD itibarını delik deşik eden Erdoğan programından umduğunu bulamamış olacak ki zirveyi müteakip haftada Koç ve Sabancı Borsa’da herkesi ters köşeye yatıracak bir hamle yaptı. Hükümetin sesi Sabah gazetesi Koç ve Sabancı ailelerinin piyasanın moralini bozmak istediğini ima etti. Sabah bu girizgâhtan sonra haberlerinin sertlik derecesini artırırsa kavganın boyutları daha berrak hale gelecektir. Şu anda gölge boksu var. TÜSİAD ile Saray/hükümet arasında başlayan cicim günleri kısa sürecek anlaşılan.
APPLE VE MICROSOFT BÖYLE BİR SATIŞ YAPSA YER YERİNDEN OYNAR
Türkiye’nin lokomotifi sayılabilecek iki önemli holdingin aynı anda böyle bir işlem yapmasını ‘normal’ karşılayanların hali anormaldir. Amerika’da hem Apple hem de Microsoft aynı gün benzer bir hisse satışını tahakkuk ettirse yer yerinden oynardı. Koç ve Sabancı aileleri daha evvel bahse konu işlemi konuşmuş. Geriye ya alıcı aynı gün sattırdı ya da aileler hisseleri tespit edilen fonlara aynı gün aldırdı. İkinci şıkkın doğru olma ihtimali yüksekse endişelenmekte haklısınız.
Piyasanın tabii mecrasından çıkarıldığı, her işleme tepeden müdahale edildiği, Boyner, İSG (Sabiha Gökçen Havalimanı’nın işletmecisi), Finansbank ve Digitürk gibi şirketlerin Katar ve Malezya üzerinden Erdoğan ailesinin yörüngesine taşındığı şu günlerde Koç ve Sabancı’da olup bitenler farklı senaryoları da tedai ettiriyor. Buna dair teyit aldığımda teferruatı ile paylaşacağım şerhini düşmüş olayım. Zira böylesine dikkat çeken bir işlemin Saray’ın dikkatinden kaçmış olabileceğini zannetmiyorum. Hatırlarsanız Erdoğan, Türkiye’yi aile şirketi gibi yönetmek istediğini bizzat ifade etmişti.
ERDOĞAN ‘HAÇLI İTTİFAKI’ DEDİĞİ AB KAPILARINDA!
Sürpriz satışın müspet ya da menfi tesirleri yakında berraklaşacaktır. Baskı ve zorbalıklardan ürken medyanın ismini koyamadığı mevcut krizin daha da derinleşeceği aşikâr. Sizce Erdoğan referandumdan evvel ‘Haçlı ittifakı’ dediği AB kapılarında niçin dil döküyor? O kadar hakarette bulunmamış gibi kameralar önünde uslu çocuk rolü oynuyor. Zira piyasada nakit sıkıntısı had safhada. Başkanlığı kazanmak için ekonomiyi toparlamaktan başka çaresi yok. Diğer taraftan intikam ve öç alma yanı ağır basıyor. Otoriterliğin sunduğu konfordan vazgeçmek istemiyor. OHAL’i kaldırmadan AB’den taviz koparabileceği ihtimaline göre hareket ediyor ki fena halde yanılıyor. Kendi ikbal hırsıyla bütün birikimini tükettiği Türkiye’yi daha derin bir uçuruma doğru yuvarlıyor.
Bunun içindir ki Koç, Sabancı ve diğer büyük grupların ‘yedek akçe’ hazırlıklarını pür dikkat takip etmekte fayda var. Borsa’da koro halinde ‘rekor’ çığlıkları atıldığı esnada Koç ve Sabancı elindeki hisseleri satıyorsa vardır bir bildikleri.
KOÇ HOLDİNG’TE KİM, NE KADAR HİSSE SATTI*?
Rahmi Koç: 35.500.000 TL nominal değerli (yüzde 1,40),
Suna Kıraç: 35.500.000 TL (yüzde 1,40),
M.Ömer Koç: 12.000.000 TL (yüzde 0,47),
Büyük gruplar hükümete göre istikbal vaad eden bir borsadan hızla uzaklaşıyor. En son bu kervana Koç ve Sabancı dahil oldu. Piyasa bu satışa hazırlıksız yakalandı. Koku almakla meşhur isimler bile işlem bitince mevzudan haberdar olabildi. Satışa çomak sokulmasına mani olmak maksadıyla büyük bir gizlilik içinde hareket edilmiş.
BÜYÜK ORTAK HİSSE SATIYORSA…
Halka açık bir şirkette imtiyazlı hisseleri elinde tutan ortakların attığı her adım diğer yatırımcılar için deniz feneri gibidir. Ortaklar yüksek meblağda satış yaptığında bu gelişme piyasada çok da hayra yorulmaz. Hele hele satışı yapanlar Koç ve Sabancı ise hadise bambaşka bir mahiyete bürünür. Zira içeride neler olup bittiğini öğrenene kadar belli bir seviyeden aldığı hisselerin küçük yatırımcının elinde patlayamayacağını kimse garanti edemez. Piyasanın umumî seyrini dahi değiştirebilecek işaretleri dikkate almayanlar ters yöne girip ağır hasar görebilir.
Büyük ortakların hisse satışının farklı saikleri olsa da esas iki sebep öne çıkar: 1) Borsa Endeksi ve hissede fiyat artışının nihayete ereceğine dair tahminler. 2) İktisadî faaliyetin ‘durgunluk’ devrine girebileceğine, durgunluğun ağır bir buhrana dönüşebileceğine ve şirketlerin nakit ihtiyacının had safhaya çıkacağına dair endişeler. İlk şık ağır bastığında bilin ki Borsa’da hâlâ hisse alanlar varsa oyuna geliyorlar demektir. ‘Keriz silkeleme’ tabirine muhatap olmaktan endişe etmenin vakti gelmiş demektir.
ALGORİTMA OYUNLARI İLE BORSA’YI UÇURMAK…
Türkiye ekonomisinin içine düştüğü belirsizlik ve kaos girdabında debelendiğini bilenler biliyor. Hazine’yi kefil yapıp batık ve yandaş firmalara kredi tahsis ediliyorsa duvara toslamak an meselesidir. Günü kurtarmaya matuf hamlelerle esnafı oyalamak, algoritma oyunları ile Borsa’yı uçurmak, istatistik hileleri ile enflasyon ve işsizliği düşüşe geçirmek acı hakikati değiştirmiyor. Türkiye yapayalnız. OHAL’de ısrar ettikçe, demokrasiden uzaklaştıkça artan bir yalnızlık bu.
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik geçen haftaki ağırlama tiyatrosunda Erdoğan’ın ‘Dün bir bugün iki. OHAL kalkmayacak’ nakaratını müteakip sessizliğini bozdu ve kral çıplak dedi: “OHAL’de yabancılar sözleşme imzalamak istemiyor.” TÜSİAD itibarını delik deşik eden Erdoğan programından umduğunu bulamamış olacak ki zirveyi müteakip haftada Koç ve Sabancı Borsa’da herkesi ters köşeye yatıracak bir hamle yaptı. Hükümetin sesi Sabah gazetesi Koç ve Sabancı ailelerinin piyasanın moralini bozmak istediğini ima etti. Sabah bu girizgâhtan sonra haberlerinin sertlik derecesini artırırsa kavganın boyutları daha berrak hale gelecektir. Şu anda gölge boksu var. TÜSİAD ile Saray/hükümet arasında başlayan cicim günleri kısa sürecek anlaşılan.
APPLE VE MICROSOFT BÖYLE BİR SATIŞ YAPSA YER YERİNDEN OYNAR
Türkiye’nin lokomotifi sayılabilecek iki önemli holdingin aynı anda böyle bir işlem yapmasını ‘normal’ karşılayanların hali anormaldir. Amerika’da hem Apple hem de Microsoft aynı gün benzer bir hisse satışını tahakkuk ettirse yer yerinden oynardı. Koç ve Sabancı aileleri daha evvel bahse konu işlemi konuşmuş. Geriye ya alıcı aynı gün sattırdı ya da aileler hisseleri tespit edilen fonlara aynı gün aldırdı. İkinci şıkkın doğru olma ihtimali yüksekse endişelenmekte haklısınız.
Piyasanın tabii mecrasından çıkarıldığı, her işleme tepeden müdahale edildiği, Boyner, İSG (Sabiha Gökçen Havalimanı’nın işletmecisi), Finansbank ve Digitürk gibi şirketlerin Katar ve Malezya üzerinden Erdoğan ailesinin yörüngesine taşındığı şu günlerde Koç ve Sabancı’da olup bitenler farklı senaryoları da tedai ettiriyor. Buna dair teyit aldığımda teferruatı ile paylaşacağım şerhini düşmüş olayım. Zira böylesine dikkat çeken bir işlemin Saray’ın dikkatinden kaçmış olabileceğini zannetmiyorum. Hatırlarsanız Erdoğan, Türkiye’yi aile şirketi gibi yönetmek istediğini bizzat ifade etmişti.
ERDOĞAN ‘HAÇLI İTTİFAKI’ DEDİĞİ AB KAPILARINDA!
Sürpriz satışın müspet ya da menfi tesirleri yakında berraklaşacaktır. Baskı ve zorbalıklardan ürken medyanın ismini koyamadığı mevcut krizin daha da derinleşeceği aşikâr. Sizce Erdoğan referandumdan evvel ‘Haçlı ittifakı’ dediği AB kapılarında niçin dil döküyor? O kadar hakarette bulunmamış gibi kameralar önünde uslu çocuk rolü oynuyor. Zira piyasada nakit sıkıntısı had safhada. Başkanlığı kazanmak için ekonomiyi toparlamaktan başka çaresi yok. Diğer taraftan intikam ve öç alma yanı ağır basıyor. Otoriterliğin sunduğu konfordan vazgeçmek istemiyor. OHAL’i kaldırmadan AB’den taviz koparabileceği ihtimaline göre hareket ediyor ki fena halde yanılıyor. Kendi ikbal hırsıyla bütün birikimini tükettiği Türkiye’yi daha derin bir uçuruma doğru yuvarlıyor.
Bunun içindir ki Koç, Sabancı ve diğer büyük grupların ‘yedek akçe’ hazırlıklarını pür dikkat takip etmekte fayda var. Borsa’da koro halinde ‘rekor’ çığlıkları atıldığı esnada Koç ve Sabancı elindeki hisseleri satıyorsa vardır bir bildikleri.
KOÇ HOLDİNG’TE KİM, NE KADAR HİSSE SATTI*?
Rahmi Koç: 35.500.000 TL nominal değerli (yüzde 1,40),
Suna Kıraç: 35.500.000 TL (yüzde 1,40),
M.Ömer Koç: 12.000.000 TL (yüzde 0,47),
- Ali Koç: 12.000.000 TL (yüzde 0,47)
Mustafa V. Koç varisleri (Caroline N. Koç): 12.000.000 TL (yüzde 0,47)
(*)Parantez içindeki oran holding hisselerinin ne kadarına tekabül ettiğini gösterir.
Satıştan sonra aile fertlerinin Koç Holding’deki payları:
İSİM PAY
Rahmi Koç, yüzde 3,03
Suna Kıraç, yüzde 3,62
M.Ömer Koç, yüzde 0,74
Ali Koç, yüzde 1,39
Mustafa V. Koç’un varisleri, yüzde 2,90
(TR724)