15 Temmuz sonrası hukuksuz bir şekilde tutuklanan 50 bini aşkın kişinin cezaevi mağduriyetleri devam ediyor. 81 yaşında ve tekerlekli sandalyeye bağımlı babasıyla aynı cezaevine konulan tutuklu oğlu, babasıyla ‘iç görüşme’ yapmasına izin verilmedi. İki ay babasıyla aynı koğuşta kaldığını söyleyen 60 yaşındaki oğul, “Ancak ne oldu ise 3 ay evvel bizi ayırdılar. Nedenini sorduğumda emrin yüksek yerden geldiğini söylediler. Babamla kanunlar çerçevesinde yasal hakkım olduğu halde iç görüş yaptırmıyorlar.” dedi.
Yeniasya Gazetesi’ne cezaevinde mektup gönderen 60 yaşındaki oğul şu ifadeleri kullandı;
“Ehl-i vicdana sesleniyorum: “Neredesiniz?”
*Mesaj sahibinin kimlik bilgileri bizde mahfuzdur.
Size (…) E Tipi Cezaevi’nden yazıyorum. Sizin yazılarınızı ve gazetenizi uzun süredir takip ediyorum. Köşenizde zaman zaman cezaevi mektuplarını aktarınca ben de size yazmaya karar verdim. Ben (…) Köyü’ndenim. Benim durumumu ilginç kılan ise 81 yaşındaki babam (…) ile birlikte cezaevine girmemdir. Ben de 60 yaşındayım. Babam çiftçi, ben (…) mühendisim. Şimdi siz merak etmişsinizdir baba-oğul ne suç işlediler de cezaevindeler. Suçumuz tahmin edeceğiniz gibi “silâhı olmayan” birisi olaraktan “silâhlı terör örgütü üyesi” olmaktan şüpheli olarak tutukluyuz.
Size kısaca babamdan bahsetmek istiyorum. Kendisi tekerlekli sandalyeye bağımlı yürümekte zorlanan hiçbir ihtiyacını (merdiven çıkmak, tuvalet klozet olmadığı için oturup kalkmak) dahil olmak üzere ihtiyaçlarını kendisi görememektedir. İlk iki ay beraber aynı koğuşta kaldık, ancak ne oldu ise 3 ay evvel bizi ayırdılar. Nedenini sorduğumda emrin yüksek yerden geldiğini söylediler. Babamla kanunlar çerçevesinde yasal hakkım olduğu halde içgörüş yaptırmıyorlar. Bunun için kanunlardan medet beklemiyorum. Hangi vicdan 81 yaşındaki tekerlekli sandalyeye mahkûm babamı benimle görüşmekten alıkoyabilir? Bunun için ehl-i vicdana sesleniyorum
“Neredesiniz”
Ben ve babam hangi affedilmez suçları işlemişiz de bu muameleye tabi tutulduğumuzu anlamakta zorlanıyorum.
Size bir şeyler daha bahsetmek istiyorum. Babam (…) ve çevresinde hayırseverliğiyle bilinen bir insan. Şu an AKP milletvekili (…) Bey evimize (…) Beylerle beraber iftar yemeğine geldiler. Yine eski (…) gidip gelirken eşiyle birlikte babamı sürekli ziyaret edip elini öpen, hayır duâsını alan, çayını kahvesini içen yemeğini yiyen hatta TBMM’de babamı misafir eden birisidir. Babamın o çevrede tanınmış ve sevilen birisi olduklarını bildikleri için bu ziyaretler seçim arefelerinde daha da artardı. Hatta Büyükşehir Belediye Başkanı adayı eski Mv. (…) de babamı ziyaret etmiştir. Ayrıca eski Milletvekilleri (…) de babamı çok iyi tanırlar.
Tüm Türkiye’nin tanıdığı (…) Bey babamın elli yıllık kadim dostudur. Babamla sık sık telefonla muhakkak görüştüğü biridir. Ama şimdi bu Hacı Abi (…) cezaevinde. Kendimden vazgeçtim 81 yaşındaki durumu belli babamın en azından adlî kontrolle serbest bırakılması konusunda bu siyasî dostlarının yapabilecekleri bir şey vardır. “Devasız derde düştüm,/ Ah ki Lokman bihaber.”
Dostların haberdar olmaları dileğiyle.