Romanya Haber

Avrupa Konseyi Köprüden Önceki Son Çıkışı Gösterdi

MEHMET DİNÇ, STRAZBURG’DAN YAZDI
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin (AKPM) denetim komisyonu Türkiye’yi tekrar denetim sürecine düşürmesi kararı aldı. Bu kararla Türkiye 13 yıl aradan sonra tekrar demokrasi liginde bir alt kümeye düşüyor. Raporda darbe girişimi ile ilgili Erdoğan’ın “Allah’ın Lütfu” ifadesi yer alırken, hukuksuzluklar madde madde sıralanmış. Ayrıca İşkence komitesinin raporunun yayınlaması konusunda AKP hükümetine çağrı yer alıyor.
Türkiye, kurucu üyesi olmakla övündüğü Avrupa Konseyi’nin, temel insan hakları başta olmak üzere demokrasi ve özgürlük alanındaki birçok ilkesini ayaklar altına aldı. AKP hükümetinin çabaları ve reformlarıyla 2004 yılında denetim sürecinden çıkarılan Türkiye, yine AKP hükümetinin çabalarıyla 13 yıl sonra tekrar denetim sürecine düşüyor. 8 Mart’ta Paris’te toplanan AKPM denetim komisyonu, Türkiye’nin tekrar (monitoring) siyasi denetleme sürecine alınması yönündeki raporu oy çokluğuyla onayladı. Son söz Nisan ayında toplanacak olan AKPM genel kurulda söylenecek.
AKP üst lige çıkardı 13 yıl sonra küme düşürdü
13 yıllık serüvenin özellikle son 3 yılında insan hakları ver özgürlükler adına işlenmedik cinayet kalmadı. Konsey, 3 senedir rayından çıkan demokrasiyi tekrar yerine oturtmak için çaba sarf ededursun AKP olanca hızıyla ülkeyi uçuruma sürüklüyor. Darbe girişimden sonra Eylül ve Ocak aylarından iki defa toplanan AKPM Türkiye’yi denetim sürecine almamak için mühlet üstüne mühlet verdi. Bu mühlet bir taraftan da eleştirilere sebep oldu.
16 Nisan’da referandum kararı alan Türkiye’ye söz söylemek için artık çok geç olacak. 24-28 Nisan tarihlerinde toplanacak olan AKPM, siyasi denetim kararı alsa bile, Türkiye’de çoktan rejim değişmiş olabilir.
Köprüden önce son çıkış
Raporda 15 Temmuz darbe bahanesiyle, Türkiye’de basta Hizmet hareketi olmak üzere ve muhalif kesime yönelik baskı ve insan hakları ihlalleri madde madde sıralanıyor. Gözaltına alınan 100 binlerce insan, tutuklanan 40 bin kişi, kapatılan gazeteler, tutuklanan milletvekilleri, akademisyenler, iş adamları ev hanımları, hapishanelerde işkence altında eziyet gören askerler, polisler hâkim ve savcılar raporda yer alıyor. Hükümete son uyarıların yapıldığı raporda, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT)nin hazırladığı işkence raporunun yayınlaması yönünde çağrıda bulunuyor.
‘Allah’ın lütfu’ denilen darbenin ağır bilançosu
Raporda en dikkat çeken noktalardan birisi de darbe girişimden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı “darbe Allah’ın Lütfu” açıklaması.  Erdoğan’ın bu ifadeyi kullandığı ve 16 Temmuz’dan itibaren başlattığı tasfiyeler, yargıyı kontrol altına almaşı ve muhalif medyayı tamamen ortadan kaldırması maddeler halinde sıralanmış. 150 bin memur (subay, polis, hâkim, savcı, öğretmen, bürokrat, akademisyen, doktor) görevden alındı. 100 bin kişi yargılandı. 40 bin kişi hapishanelerde. Bu sebeple ülkede sosyal uyum ve istikrarı yara alırken ülke genelinde korku ikliminin esmesine sebep oluyor.
Darbe bahanesiyle; 30 bin öğretmen çalışma izinleri iptal edildi, 6 bin akademisyen, 3 bin 994 adli personel, 173 HSYK üyesi, görevden alındı, 177 medya organı kapatıldı, 200’e yakın gazeteci tutuklandı, 2 bin 500 gazeteci işini kaybetti, 2 bin 100 okul yurt ve üniversite kapatıldı, 199 tanesi Kürt STK’sı olmak üzere 370 STK ve 1,800 dernek kapatıldı ve mallarına el konuldu. Teröre finans sağlamak gerekçesiyle Bank Asya TMSF’ye devredildi.
Tüm bunlar yaşanırken 2010 yılında bireysel başvuru yolu açılan AYM’nin, önünde bulunan 50 bin başvurun incelenip incelenmeyeceğine dair herhangi bir karar almaması dikkat çekiyor.
Venedik komisyonun kötü gidişe dur diyor
15 Temmuz darbe girişimi bahanesiyle Hizmet Hareketi’ne yönelik zulüm detaylarıyla işlenmiş. Binlerce okul, yüzlerce dernekler, sağlık kurumları, vakıflar federasyon ve özel ticari işletmelerin, taşınır veya taşınmaz tüm mal varlıklarına el konulduğu raporda açıkça ifade ediliyor.
Komisyon’dan sızan taslak halindeki rapora göre, yeni anayasayla birlikte Türkiye’nin tek adam rejimine gittiği bir kez daha belirtiyor. Güçler ayrılığı ilkesinin ortadan kalkacağı ifade edilirken yargının bağımsızlığını  tamamen kaybedeceği uyarısında bulunuyor. Avrupa Konseyi’nin Venedik komisyonundan istediği raporun tam metni 10-11 Mart tarihinde yayınlayacak.
Normalleşme için son çağrı
Raporda Türkiye’nin tekrar demokratik yönetim biçimine dönmesi, toplumda normalleşmenin olabilmesi, adalet ve özgürlüklerin yeniden Avrupa Konseyi standartlarına erişebilmesi için acil yapılması gerekenler sıralanmış.
1- OHAL bir an önce kaldırılmalı
2- Toplu görevden almalara son verilsin
3- OHAL komisyonu hızlı, bağımsız, şeffaf ve etkili çalışmalı
4- Tutukluların avukatlara eririmi engellenmemeli
5- Vatandaşlıktan çıkarmayı on gören hüküm kaldırılmalı
6- Eğitim hakkının korunması maddeleri yer alıyor
7- Gözaltına alınan milletvekillerinin tamamı serbest bırakılma
8- Adil yargılama yolu açılmalı
9- Tutuklu gazeteciler serbest bırakılmalı
10- Referanduma OHAL olmadan seçmenlerin özgürce oy kullanabilecekleri bir ortam oluşturulmalı
İşkence raporları yayınlanmalı
Başarısız darbe girişimden sonra, Uluslararası İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü gibi uluslararası ve yerel insan hakları dernekleri tarafından bir dizi işkence ve kötü muamele iddiaları gündeme getirildi. CPT’nin Kasım ayında hazırladığı Türkiye’de işkence raporu yayınlanması için 4 aydır hükümetin onayını bekliyor.
CHP milletvekiline 37 bin şikayet ulaştığını ifade edilirken meclis alt komisyon üyesi Mehmet Metiner’in “F..Ö üyesi”  iddiasıyla işkence ve kötü muameleye maruz kalanları ziyaret etmeyeceğini açıklamasını şaşırtıcı buluyor.
Referandum konusunda soru işaretleri var
Komite Türk halkının seçimine saygı duyacağını ifade ederken, diğer taraftan ufukta görünen tehlikeye son bir kez dikkat çekiyor. Referandum Türkiye’nin siyasi sisteminden derin değişime yol açacak. Özellikle güneydoğuda sokağa çıkma yasakları varken ve ülke OHAL durumundayken referanduma gidilmesinin ciddi soru işaretleri bırakacağı ifade ediliyor.
Referanduma giderken partilerin eşit oranda kampanya yapabilmeleri için fırsat eşitliği sağlanması gerekli. Bu konuda ciddi endişeler. Adil kampanya ortamı sağlanmalı. Ayrıca medyanın özgürce hareket edebilmesi gerek. AKPM endişelerinden dolayı referandumu izlemek için 30 kişilik geçi bir komite oluşturmaya karar verdi.
cagrı