Romanya Haber

‘Hem Erdoğan Mitinglerinin Parasını Ödüyoruz, Hem Darbeci-Terörist İlan Ediliyoruz!’

[HABER-YORUM: Erman Yalaz]
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 16 Nisan referandumu için meydanlara indi. Her seçim öncesi tesis açılışı adı altında toplu açılış ya da temel atma törenleri taktiğiyle ya bakanlıklar ya da yerel düzeyde valilik ve belediyelerin üstüne yıkılan seçim masrafları, milletin sırtına yük olarak biniyor. 7 Haziran 1 Kasım genel seçimleri öncesinde benzer şekilde kesenin ağzı açılmıştı. Erdoğan, cumhurbaşkanı olmasına rağmen AKP için 7 Haziran öncesinde 72 miting yaptı. Meydanlar doldu, devletin uçağı, makam aracı, anayasal tarafsızlık yemini etmiş Erdoğan’ın AKP’si için çalıştı. İktidar medyası bir günde 4 ile gidildiği övgüleri yaparken, millete kesilen hesap çok da tartışılmadı. Seçim mitingleri partilerin bütçelerinde yapılan harcamalar olarak gözükse de bu düzen Erdoğan iktidarlarında alt üst edildi. Tabiri caiz ise ‘eli delik’ bir siyasetçi, masrafları habire devlete ve millete yıktığı seçim harcamaları yapıyor.
BİR MİTİNGİN VALİLİKLERE MALİYETİ 200 BİN TL
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın 7 Haziran seçimleri öncesinde Mersin Valiliği’nden aldığı resmi cevapta tek bir mitingin ortalama maliyeti ortaya çıkmıştı. Buna göre, valilik Erdoğan mitingi için 172 bin 714 TL ödeme yapmıştı. KDV’si ile birlikte gözüken ortalama maliyet 200 bin TL.  Mitinglerin toplamı düşünüldüğünde sadece 7 Haziran seçimleri öncesinde valiliklerin bütçesinden Erdoğan’a ayrılan ve harcanan konaklama, temsil, araç kiralama, konuşma platformu kiralama bedelleri 10 trilyon lirayı geçmişti. Aynı manzara 1 Kasım seçimlerinden önce de tekerrür etti. 16 Nisan referandumu öncesinde de değişmedi. Erdoğan’ın 17-25 Şubat tarihleri arasında katıldığı 6 mitingin masrafları o illerin valilik ve belediyelerine yüklendi. Kahramanmaraş, Elazığ, Malatya, Gazintep, Adıyaman… Fondaki yazı hep aynı ‘Toplu Açılış Töreni’.
EMİR VALİLİKTEN TAŞIMA KAYMAKAMLARDAN
Bu hafta Ege illerine açıldı Erdoğan.  Cuma günü yapılan Manisa mitingi öncesinde sıkı bir çalışma yapan CHP Manisa Milletvekili Mazlum Nurlu, devletin kasasından referandum mitingine atam taşındığını ispatladı. Manisa Valiliğinin 21.02.2017 tarihli yazısını tüm mahalle muhtarlarına tebliğ eden Kaymakamlıklar, yaptıkları tebligatta Erdoğan’ın mitingine katılacak gaziler, şehit yakınları, engelliler ve aileleri, kadınlar ve yaşlıların tespit edilerek 23.02.2017 Perşembe günü mesai bitimine kadar Kaymakamlığa bildirmelerini, ayrıca, mitinge katılmak isteyenlere kaymakamlıkça araç temin edileceğini bildirilmiş. Taşıma masrafları valilik ve kaymakamlıklardan yani.
SOMA MADEN İŞÇİLERİ SUİSTİMALİ ÖRNEĞİ…
Milletvekili Mazlum Nurlu, mitinglerin devlet memurları hatta kamu ile çalışan özel sektöre nasıl uygulandığını hatırlatarak, şunları söylüyor:
“Biz bunları daha önce yaşamıştık. Soma’da maden şirketi işçilerin günlük yevmiyelerini, yemek ve araç masraflarını karşılayarak AKP mitinglerine işçileri taşıdıklarına şahit olduk. Önce sarı baretleriyle işçileri meydana dizdiler, sonra 301 işçinin tabutunu yan yana dizdiler. Soma mezarlığında yan yana yatan maden şehitlerinin sorumlusu verdiği destekten cesaret alarak, iş güvenliği tedbirlerini almayan ve işçileri ölüme yollayan yandaş işadamı ve bunlara göz yuman siyasi iktidar ve bürokrasidir. Şimdi aynı şekilde Kaymakamlıklar, araç kaldırarak vatandaşı Cumhurbaşkanının referandum mitingine götürecekler.”
Nurlu ekliyor:  “Bu devlet hepimizindir. Devletin parasının, valisinin, kaymakamımın siyasi amaçla kullanılması, kamu görevlilerinin kendilerini başkalarının kişisel ve siyasi amaçları için kullandırmaları doğru değildir.”
Ne var bunda, Cumhurbaşkanı milletle buluşmasın mı, devletin başı ağırlanmasın mı diyenler çıkabilir. Buluşsun tabi. Hesabı da ödesin.  Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmek, aldığı görevi tarafsız yerine getirmek için TBMM’de namus ve şeref yemini edildiğini unutmadan.
4 AYLIK TEMSİL GİDERLERİ 52 TRİLYON OLMUŞTU
Peki seçim harcamaları sadece valiliklerin miting masraflarından mı ibaret? Değil tabi ki. Devletin tüm birimlerine yansıyan temsil ve ağırlama giderleri 7 Haziran seçimlerinden önce dört aylık dilimde yüzde 100 artarak 52 trilyon lirayı bulmuştu. Toplu Konut İdaresi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, bu bakanlıklarla irtibatlı iş yapan müteahhitler, MÜSİAD, TİM, Müteahhitler Birliği, İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediye ve valilikleri Erdoğan mitinglerinin ana sponsorları arasında hep önde.
Emniyet Genel Müdürlüğü, jandarma ve polis özel harekat birimleri, bazı yerlerde TSK üzerinden yapılan güvenlik harcamaları, güvenlik, eskortlama, karşılama giderleri bu kalemlere hiç dahil olmuyor örneğin.  Her mitingde 3-4 bin polis ya da güvenlik görevlisinin en az 2 gününü buraya ayırdığını düşündüğünüzde kamuda iş gücü israfı açık şekilde ortaya çıkıyor. ‘Futbol takımları maçlarda, sanatçılar konserlerinde kendi güvenlik masraflarını karşılasın’ diyen iktidar, sıra kendilerine geldiğinde devlet başkanı, bakanı, başbakanı deyip konuyu geçiştiriyor. Güvenlik önemli tabi. Peki mitingler ihtiyaç mı, milletin hakkı hukuku nerede? Siyasi partilerin yapacağını Cumhurbaşkanının yapmasının manası ve gereği ne? Cevap yok.
ÖRTÜLÜ ÖDENEK, CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANLIK BÜTÇELERİ DENETİMSİZ
Görülmeyen kalemlerden biri de Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık bütçelerinden yapılan harcamalar.  Bunlara örtülü ödenekten yapılan harcamaları da dahil etmek gerekiyor.  Yine 7 Haziran seçimleri üzerinde hesap çıkarmak gerekirse, manzara şöyle: 2015 yılının ilk beş ayında 77 milyon TL harcama yapıldı. Seçimden hemen sonra 3 Kasım için kollar sıvandığında masraf daha da katlandı. Haziran, Temmuz ve Ağustos’ta 151 milyon lira harcandı. Başbakan ve bir iki bürokratın dışında kimsenin bilmediği gizli hizmet giderleri, diğer tabiriyle ‘örtülü ödenek’  2015’in ilk 8 ayında 2014’ün örtülü ödenek harcamalarının tamamını katlamıştı. Sekiz ayda örtülü ödenekten yapılan harcama 1 milyar 185 milyon lira olarak bütçe kayıtlarına girdi. Kayda girince herşey bitmedi. Hesabı sorulmayan, ödeyen dışında kime ve nerede harcandığı bilinmeyen para bu.
SELEFLERİNİN BÜTÇESİNİ KATLADI, BAŞBAKANLIĞI DA KULLANDI
11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde 195.5 milyon lira ödenek olarak cumhurbaşkanlığına tahsis edilirken, bu önce 397 milyon liraya, ardından 2105’te 545 milyon liraya çıkarılmıştı. Geçen sene bütçe 712.8 milyon liraya çıkarıldı. Örtülü ödeneği ile, muhtar toplantıları, yemekleri, mitingleri ile devlet kesesinden bol kepçe harcayan bir Erdoğan var. Ekonomi ihtisası yapılacak kadar zengin bir alan burası.
Bir de Başbakanlık bütçesi var ki, o da Erdoğan’ın ve AKP’nin elinin altında ve emrinde demek yanlış olmaz. Başbakanlığın 2016 bütçesi de 1 milyar 196.5 milyon lira. 16 Nisan’a kadar kaç referandum mitingi yapılacak bilemiyoruz. Çünkü bazı illerde ilan edilmiş mitingler iptal ediliyor. Ancak Başbakan Binali Yıldırım’ın büyükşehirlerde ortak miting yapılacağı duyurusu, Erdoğan’ın Başbakanlığa yükleyeceği miting masrafı anlamına da geliyor. Bir de Almanya, Belçika gibi Avrupa ülkelerinde yapılan mitingler var. Buradaki AKP’ye yakın UETD gibi yapılar ile büyükelçi ve konsoloslukların masrafları da bilinmezler arasında. Örtülü ödeneklerin buralara aktığını tahmin etmek zor olmasa gerek.
DIŞ BORÇ ARTMIŞ, İŞSİZLİK PATLAMIŞ, UMURUMDA MI DÜNYA
İşsizlik 2000 yılında yüzde 6 iken, şimdi yüzde 12’lere çıkmış; dış borç yükü 129 milyar dolar iken, 417 milyar dolara, iç borç 130 milyar dolara çıkmış; pek mühim değil. Ne de olsa ‘reisi’ ağırlıyoruz. Başkan yapacağız!
Olayın bir de sosyal ve  sosyo-psikolojik masraf boyutu var ki, bu çok daha fazla karın ağrıtıyor. Devletin bütçesini, uçağını, valiliğin, belediyelerin imkanlarını tepe tepe kullanan Erdoğan ve ekibinin milletin tamamının vergileriyle oluşmuş bu bütçeleri kullanırken nefret söylemi, ayrıştırma, ötekileştirme adına neler sarfettiğini ve söylediğini hatırlatmaya gerek yok sanırım. Son 5-6 mitingde demokratik olarak ‘hayır’ kullanma hakkı olan vatandaşlar önce terörist, darbeci, kandilci, ‘f…’cü. oldu. Onun gibi düşünmeyen her kesim hedefte. CHP, HDP, MHP’li muhalifler, Saadet Partisi oturup Erdoğan’ın mitinglerinin devlete masrafını çıkarsa daha etkili bir muhalefet kanalı açmış olurlar. Amiyane tabiriyle parasını veriyoruz, birde üstüne küfür, hakaret duyuyoruz. Bunu canlı yayınlayan devlet televizyonları ve güdümlü medya ve tv kanallarının canlı yayın masraflarını saymıyoruz.  Onlar cabası.  ‘Bir elimde ayna bir elimde cımbız, umurumda mı dünya’ diyordu şair şiirinde.  Bir elinde mikrofon, bir elinde devlet bütçesi, umurunda mı miting masrafı! Hayırlı mitingler, hayırlı referandumlar!