[Veysel Ayhan]
Evet kampanyası olanca hızıyla sürüyor. Televizyonlar ve gazeteler durmaksızın “hayır” diyenler “terörist veya darbecidir” diyor. 783.562 km² Türkiye toprağının her zerresi bu propagandadan nasiplenince vefat edenlerden başka “hayır” demeye cesaret eden çıkmadı. Biz de Medyum Memiş’in transandantal alıcılarına takılan “hayır” mesajlarını yayınlıyoruz:
HER COP İÇİN AYRI DOSYA, Bİ DE GÖRÜNTÜLÜ
Kenan Evren:
Sevgili Tayyip, netekim ben de “evet” demek isterdim ama durum bildiğin gibi değil. Tırlar dolusu dosyam önüme geldi. 17 yaşında idam ettirdiğim Erdal Eren için bile akıbetim belli değil. “Şimdi biz hakimlere bu adamları asmayın demedik. Asın da demedik peki ne dedik? Bir şekilde olayı halledin dedik. Şimdi bu yargıya müdahale etmekse etmişsizdir netekim.” Ama sen işin suyunu çıkardın.
Diyarbakır cezaevi dosyaları Selimiye Kışlası’nın bahçesine sığmaz. Arkadaş kim “of” demişse kaydetmişler. Her cop için ayrı dosya tutmuşlar. Bir de görüntülü. Sen çok cesursun. “On binlerce akademisyeni atmak, yüz binlerce insanı ihraç etmek, binlerceye işkence, on binlerce masuma yok yere hapis… Valla sadece anasından ayırdığın masum bebeklerin her göz yaşı damlası için yüzlerce yıl yanarsın. Demedi deme. Burada durum çok ciddi. Milyonlarca helallik alacağın insan var. Bir an önce başla. Geçen Muhsin mesaj yollamış. ‘Paşam ne iyi etmişsiniz de 5,5 yıl tabut hücreye koymuşsunuz. Yüz yıl namaz kılsam bu makama varamazdım’ diyor. Mesajı buradakilere gösterdim. ‘Bakın bu sevap değil mi’ diye oralı olmadılar. Velhasıl, seni düşünerek ben “hayır” diyorum.
Peki sevgili dostum Süleyman Demirel, sen de ne diyorsun bu gidişe? Sesim geliyor mu?
HİYANET-İ VATANİYEDEN YARGILATIRDIM
Paşam, c ızırtılı ama geliyor, duyuyorum. Buraya gelmeden insanların nasihat alması zor. Ben dünyadayken biraz kulağını çektim ama yine söyleyeyim. Recep kardeşim, neyin peşindesin anlamıyorum. Yargı emrinde, anayasa mahkemesi zabıt katibin. Muhalefet yok, medya bitti. Binaenaleyh tarihte hangi diktatör bu kadar salahiyet sahibiydi? Memleketi üstüne yaptın ses eden mi oldu? Emine’yi başkan yardımcın yaptın elini mi tutan oldu? Daha ne? Dayak atmadığın kesim kalmadı. Bu ateş hem memleketi yakar hem de seni yakar. İç savaş çıkmadan aklını başına devşir vazgeç.
Bak Recep, ben de köprü yaptım yol yaptım baraj yaptım. Mesela Boğaz köprüsünü 21 milyon dolara yaptım. Parayı devlet verdi. Geçenlerin kazancı 40 yıldır devlete kalıyor. Sen ne yapmışsın? Parayı yine devlet vermiş. Müteahhit yabancı firmaya yaptırıyor. 3 milyara dolara mal ediyor. El insaf, 143 kat!!! Sonra devlete 9 milyar dolara geri satıyor. Hem de geçiş garantisinden 2 ayda 34 milyon devlet kasasından para. Bak evladım bunu bir bakanım yapsaydı her bir köprü için hiyanet-i vataniyeden yargılatır, köprüye astırırdım. Yazıktır günahtır, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorsunuz.
Neyse fevkalade sinirlendim. Ben “hayır” diyorum da Necmettin Bey bakalım ne diyecek talebesi için?
SİZİ GİDİ BİZANS ÇOCUKLARI SİZİ!
Muhterem Kardeşim Süleyman Bey, mesajını aldım. Ben tembihimi vaktiyle yapmıştım: “Başbakan olabilmek için 7 tane Allah vergisi lazım. Bilgi birikimi, tecrübe, hidayet, feraset, dirayet, şuur, vizyon.” İnkisar-ı hayal içindeyim. Sertçe “Bak Tayyip, hesap gününde ne ile karşılaşacaksın duymadıysan duy, Irak’ta ölen bir tek çocuğun vebalini, yedi sülaleniz alnını secdeden kaldırmasa da ödeyemeyecektir!” demiştim. Muhterem ne yaptı? Kalktı Suriye’yi de karıştırdı. Daha beterini şimdi Türkiye’de yüz binlerce masuma mahpusta yapıyor.
Aziz Süleyman Beyciğim “Allah, mahvetmek istediği kimsenin önce aklını alır” derler. Yapacak bir şey yok, dayanamadım “Bunlar at yarışı spikeri! Çekilin gidin, sizi gidi Bizans çocukları…” falan diye mitingde ilan ettim. Müteessirim. Hadi bu, böyleydi zaten. Peki ya Devlet Bahçeli’ye ne oldu partisini arka bahçe yaptı?
Ben “hayır” diyorum bakalım Muhterem Alparslan Türkeş ne buyuracak bu işe?
“BUNU UZAKLAŞTIRIN” DEMİŞTİM AMA
Aziz kardeşim Necmettin Bey, hürmetlerimi arz ederim. Ben de zati aliniz gibi ümidimin hilâfı zuhuruyla meyusum. Devlet Bahçeli hareketimize sonradan sokuldu. “12 Eylül’den önce böyle bir isim yok.” İlk zamanlar bazı arkadaşlar “Efendim yanınızda gezdirdiğiniz bu adam MİT ajanı imiş” dedi. Ben de “Onun en azından ne olduğunu biliyoruz” daha iyi demiştim. Ama işi ilerletince 80 ihtilalinden sonra tutukluyken yanıma gelen arkadaşlara dedim: “Bu Devlet Bahçeli nereden çıktı, MİT’le alakalı” “Bunu uzaklaştırın”
Vefatımdan sonra MHP’ye yerleştirdiler. Nasıl bağladılarsa kritik zamanlarda hep kullandılar. 3 Kasım 2002 öncesi AKP iktidar olsun diye kullandılar. Ekmelettin Bey tercihiyle Tayyip’in önünü açtı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde muhalefetin birleşmesini engelledi böylece tekrar Tayyip’i ipten aldı. Şimdi ise referanduma destek için tüm geçmişini ve sözlerini ayaklar altına aldı. MİT’in veya MİT’i kontrol edenlerin oyuncağı oldu. Yazık oldu MHP’ye. Evet ben de zat-ı aliniz gibi “hayır” diyorum. Allah memleketi korusun!
(Eski liderlerin mizaha olan müsamahalarını, ülkeye olan sevgilerini, dürüstlük ve yolsuzluklara karşı tutumlarını özlemle hatırlıyor, hepsine rahmet diliyoruz.)
(TR724)
HER COP İÇİN AYRI DOSYA, Bİ DE GÖRÜNTÜLÜ
Kenan Evren:
Diyarbakır cezaevi dosyaları Selimiye Kışlası’nın bahçesine sığmaz. Arkadaş kim “of” demişse kaydetmişler. Her cop için ayrı dosya tutmuşlar. Bir de görüntülü. Sen çok cesursun. “On binlerce akademisyeni atmak, yüz binlerce insanı ihraç etmek, binlerceye işkence, on binlerce masuma yok yere hapis… Valla sadece anasından ayırdığın masum bebeklerin her göz yaşı damlası için yüzlerce yıl yanarsın. Demedi deme. Burada durum çok ciddi. Milyonlarca helallik alacağın insan var. Bir an önce başla. Geçen Muhsin mesaj yollamış. ‘Paşam ne iyi etmişsiniz de 5,5 yıl tabut hücreye koymuşsunuz. Yüz yıl namaz kılsam bu makama varamazdım’ diyor. Mesajı buradakilere gösterdim. ‘Bakın bu sevap değil mi’ diye oralı olmadılar. Velhasıl, seni düşünerek ben “hayır” diyorum.
Peki sevgili dostum Süleyman Demirel, sen de ne diyorsun bu gidişe? Sesim geliyor mu?
HİYANET-İ VATANİYEDEN YARGILATIRDIM
Paşam, c
Bak Recep, ben de köprü yaptım yol yaptım baraj yaptım. Mesela Boğaz köprüsünü 21 milyon dolara yaptım. Parayı devlet verdi. Geçenlerin kazancı 40 yıldır devlete kalıyor. Sen ne yapmışsın? Parayı yine devlet vermiş. Müteahhit yabancı firmaya yaptırıyor. 3 milyara dolara mal ediyor. El insaf, 143 kat!!! Sonra devlete 9 milyar dolara geri satıyor. Hem de geçiş garantisinden 2 ayda 34 milyon devlet kasasından para. Bak evladım bunu bir bakanım yapsaydı her bir köprü için hiyanet-i vataniyeden yargılatır, köprüye astırırdım. Yazıktır günahtır, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorsunuz.
Neyse fevkalade sinirlendim. Ben “hayır” diyorum da Necmettin Bey bakalım ne diyecek talebesi için?
SİZİ GİDİ BİZANS ÇOCUKLARI SİZİ!
Aziz Süleyman Beyciğim “Allah, mahvetmek istediği kimsenin önce aklını alır” derler. Yapacak bir şey yok, dayanamadım “Bunlar at yarışı spikeri! Çekilin gidin, sizi gidi Bizans çocukları…” falan diye mitingde ilan ettim. Müteessirim. Hadi bu, böyleydi zaten. Peki ya Devlet Bahçeli’ye ne oldu partisini arka bahçe yaptı?
Ben “hayır” diyorum bakalım Muhterem Alparslan Türkeş ne buyuracak bu işe?
“BUNU UZAKLAŞTIRIN” DEMİŞTİM AMA
Vefatımdan sonra MHP’ye yerleştirdiler. Nasıl bağladılarsa kritik zamanlarda hep kullandılar. 3 Kasım 2002 öncesi AKP iktidar olsun diye kullandılar. Ekmelettin Bey tercihiyle Tayyip’in önünü açtı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde muhalefetin birleşmesini engelledi böylece tekrar Tayyip’i ipten aldı. Şimdi ise referanduma destek için tüm geçmişini ve sözlerini ayaklar altına aldı. MİT’in veya MİT’i kontrol edenlerin oyuncağı oldu. Yazık oldu MHP’ye. Evet ben de zat-ı aliniz gibi “hayır” diyorum. Allah memleketi korusun!
(Eski liderlerin mizaha olan müsamahalarını, ülkeye olan sevgilerini, dürüstlük ve yolsuzluklara karşı tutumlarını özlemle hatırlıyor, hepsine rahmet diliyoruz.)
(TR724)