[Veysel Ayhan]
Muharrem Hocam, şeytana uymuşsun 45 çocuğa istismar yapmışsın ama olur böyle şeyler. Önemli olan “dava”mız. Ben de halka hizmetten yorulduğumda amazon’dan neşeli şeyler alırdım. Maillerine doladılar. Türkiye’nin en büyük sorunu başkanlık olmayışı. Kayınbabam başkan olduğunda terör bitecek, ekonomi patlayacak. Tayyip bey ne dedi: “Bu sistemi şahsım için isteyecek kadar karaktersiz değilim.” Çok doğru O gidince bayrak yerde kalacak diye korkmayın. Bayrak yere düşmesin diye gölge gibi kayınbabamın peşindeyim. Ama kardeşlerim, ben de faniyim. 40’ıma yaklaştım. Taş çatlasa 50 yıl daha yaşarım. Aile boyu, sülale boyu başkanlık için ben de “evet” diyorum.
Bilal Kardeşim sen, ben de varım diyor musun?
Canım Berat eniştem, meşazını aldım. Tabi ki bu bayrak yarışında ben de varım. Ülkem için arkadaşlarınca “ayştayn” denilen benim gibi büyük beyinlere görev düşerse halkımı kırmam. Fedakarlık yapıp Başkan olurum. Ben 35’imdeyim. Yani senin gibi pek fani sayılmam. Ayrıca babamın yanında “başkan”lık stajı da yaptım. 1 günde 1 milyar doları sıfırlamış, kalan 35 milyoncuk ile Şehrizar Konaklarından 5 villa aldırmış bir deha söz konusu. Komisyon desen topladım, tahsilat desen yaptım. İtalyanlar uyanmasa doktora bile yapacaktım. Daha ne lazım başkanlık için? Az daha staj yapsam Katar’a emir olurum. Ne diyordum… Bu kutlu bayrak yarışı için ben de “evet” diyorum.
Yiğit abim sen de “evet” diyor musun?
Elbette Bilal’im elbette! Ben de varım. Bu kutlu bayrak yarışında favorim sensin. Sen başkan, ben başkan yardımcın. Sevgili babacın Saray’da tek bana güveniyor. Varlık fonuyla ülkeyi üstüme yaptı. Berat’ı salla. O oyuncaklarıyla meşgul. Sen Einstein kafanla devleti, ben de Keynes.. adı neydi yahu.. Neyse ben de Adam Smith gibi ekonomiyi idare ederim. Önceki yıl “1 dolar 1 TL olacak” demiştim. Olmadı. Geçen ay “dolar almayın dolar 2.78’in altına inecek” demiştim. Olmadı, dolar 4 liraya dayandı. Sor ki niye? Çünkü başkanlık sistemi yok. Reis başkan olsun ertesi hafta 1 TL 2 Dolar olacak. Asset prices’ın düşmesi market rate’i etkiledi. Bunu crossing check yaptığımızda devalüe oranında finansal polarizasyona düşüyoruz. Anlıyacağın hepsi dış güçlerden. Başkanlık olunca iki gözüm önüme aksın 1 TL= 2 Dolar olacak.
Aile büyüğüm, akrabam, eski patronum Aydın Doğan Bey, Siz de “evet” diyor musun?
Damadım, Yiğit’im, dün “hayır” diyen sunucumu, önceki gün “hayır” yazan köşe yazarımı kapıya koydum. Plazalarımda elimde sinek kovucu aerosolla dolaşıyor, “hayır” diyen terörist sinekleri bile etkisiz hale getiriyorum. Ne buyurmuştu dayaktan sorumlu bakan yardımcısı: “Hatamız bunlara zamanında dayak atmamak oldu!” Pek doğru demiş. Misal Ahmet Hakan. Yedi dayağı. O an hidayete erdi. Söz verdim ona da çıtçıtıyla düğün yapacağım. Biz ilkeliyiz ama mahpushane güvercini olmaktansa Saray maymunluğunu tercih ediyoruz. Zira maymunlar 25, güvercinler taş çatlasa 10 yıl yaşar. Bir de Mehmet Barlas gibi bakım yapınca 90’e kadar yolu var. Büyük gazeteci ve entellektüel Cem Küçük “Hürriyet tek başıma maymun ettiğim bir yayın organı” diyor ama bizim de tuzumuz var bu çorbada. Bütün başarıyı omuzlamasın. Tabi ki ben de gazetelerimin tüm satırları, televizyonlarımın her frekansıyla “evet” diyorum.
Peki aile dostum Devlet Bahçeli sen de var mısın, “evet” diyor musun?
Anadolu yiğidim, sinek avcım, ilkeli gazetecim Aydın abim! Ben dayaksız hidayete erdim. Vaktiyle ne günahlar işledim yeni Başbuğum hakkında: “Erdoğan, tedaviye cevap vermeyecek klinik bir vakadır.” “Sende şeref ve mertlik işportaya düşmüş, hurdaya çıkmış. Şerefsizliğin kara bulutu başının üzerinden bir türlü ayrılmıyor. Böyle birisinin cumhurbaşkanı olması yıkımdır, kayıptır, zulümdür” demiştim. “Çok yakında maskesi düşecektir. Ve günü geldiğinde ya kaçacak ya da adalete hesap verecektir.” diye de konuşmuştum. Dilim kurusun “Başkanlık diktatörlüğe geçiştir” demiştim. Değerli milletvekili Aydın Ünal çok haklı olarak “Ağzından köpükler saçarak konuşan siyasetin zavallısı Devlet Bahçeli için, bütün o köpükleri itinayla yalayacağı yeni bir süreç başlıyor.” Demişti. Evet o günler bu günlerdir Aydın Abi. Aklımı başıma topladım. Türküm Doğruyum Saraylıyım. Efendim Nisan kaçıncı ay? Dördüncü. “Evet” kaç harfli? Dört. Peki Kediler ne zaman yavrular? Nisan ortası. Yani 16 temmuz. Kedi kaç harf: 4. Kaç ayağı var? O da 4. Bu iş bitmiştir.
Peki kadim dostum, eski rektör, yeni YÖK üyesi Bülent Arı kardeşim sen de “evet” diyor musun?
Tövbekar dostum Devlet Bey, tabi ki ben de varım. Ben ne demiştim TV’lerde: “Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır… Dünyanın gidişatını göremeyenler okumuşlardır. Okuma oranı arttıkça Türkiye’de olayları tahlil kabiliyeti azalıyor… Okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor.” Bunu dedim diye beni afaroz etmişlerdi. Kıymetimi Tayyip Bey anladı. Geçen aralık YÖK Denetleme Kurulu üyesi yaptı. Sanırım o da başarısını -aramızda kalsın- diplomasızlığa borçlu. Enerji bakanım Taner Yıldız “Eğitim seviyesi arttıkça Ak Parti’ye güven azalıyor. Eğitim seviyesi arttıkça Ak Partinin hitap ettiği alanın daha da daraldığını görüyoruz” demişti. Nitekim bilge ama düşük profil başbakanımız Binali Bey “Bu bilişime fazla kafa yorarsan sıyırırsın” demişti. Cahil ama basiretli; okumayan ama “evet” diyebilen bir Türkiye için ben de varım.
Peki Denizcilik okulu mezunu, Savunma bakanlığı deneyimli Eğitim Bakanım İsmet Yılmaz sen de “evet” diyor musun?
Bülent Kardeşim, ben de varım elbette. Sizlere hafakanlar basmaması ve seçmen profilimizin bozulmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Standardı bozan cemaat okullarını kapattık. O liselerdeki kafayı bilime takmış 80 bin öğretmeni ihraç ettik. Maaşını kestik. Kimi yurtdışına gitti kimi pazarda limon satıyor. 18 binlik kısmını hapse attık. Artık dünya bilim olimpiyatlarında altın madalya falan toplamak yok. Zaten kıskanıyorlar ülkemizi, niye nazar değsin! Galatasaray, Kabataş, İstanbul lisesi gibi çıkıntı okulları, önderliğimizin mezun olduğu İstanbul İHL düzeyine manya ettik. 15 önde gelen üniversiteyi kapattık. Hocaları ya yurt dışında veya hapiste. Son olarak lüzumsuz akademik çalışma yapan öğretim üyeleri dahil 4464 eğitim teröristini kapıya koyduk. Neticede 150 bin öğretmen açığı, 140 bin derslik eksiğimizle PISA sonuçlarına göre 72 ülke arasında 53. olduk. Ne gam! Gerekirse trol ve troliçelerimizle okul ve üniversitelerde eğitim verip, tezekle ısınırız.
Evet sayın, kanaat önderi, barış insanı Sedat Peker, dış güçlere karşı verdiğimiz bu kutlu milli mücadele sen de var mısın?
Gönül dostum, Sayın Bakanım sizi muhabbetle selamlıyorum. Ben bu “dava” için “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “hürriyetinden yoksun bırakmak” “evrakta sahtecilik” “adam öldürmeye azmettirmek” gibi iddialarla yıllarca hapislerde mağdur edildim. Tayyip Reis sayesinde davalarım düştü. Arkadaşlarımla birlikte yer altından yer üstüne çıktık. Saygınlık kazandık. TV kanalında yaş günüm kutlandı. Ben nasıl “evet” demem?
Baştan söyleyeyim. “Hayır”cılar akıllı olsun. “Sokaklara çıkan birileri olursa, onları bekliyor olacağımızı şimdiden özellikle söylemek isterim.” En çok da üniversite hocalarından huy kapıyorum. Şimdi demeyin ‘Sedat Reis, sen lise mezunusun ondan’. Katiyyen değil. ‘Barış İçin Akademisyenler platformu’ falan kurmuşlar. Bunlara dedim ben; oğlum ne barışı lan! “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız”. Dinleyip akıllı olmadılar. Hepsi dış güçlerin maşası. Sağolsun Reis tamamını üniversitelerden attı.
Alaattin Çakıcı büyüğüme de bir meşazım, Reis’e söyledim yanımda Bekir’e bastı kalayı ‘Bu adam, burs mu vermiş, öğretmenlik mi yapmış, Kimse Yok mu’ya bağış mı yapmış, niye hala hapiste?’ diye. Müjdemi isterim, yakında çıkıyorsun.
Mehmet Ağar’lı, Alaaddin Çakıcı’lı, Sedat Peker’li Büyük Türkiye için sen de “evet” diyor musun?
(Not: Sitemize, “Taraf tutmayın biraz da ‘hayır’cılara söz hakkı verin” e-mailleri gelince aradık Türkiye sınırları dahilinde ‘hapse girmeyi veya işten atılmayı’ göze alıp “hayır” diyen bulamadık. Medyum Memiş’e başvurduk. Gelecek yazıda…)
(TR724)