[Haber-İnceleme: Mehmet Yıldız]
Rivayete göre yıllardır arama motoru çalışması üzerinde emek veren ve bugüne kadar da ‘Geliyoo’ isimli arama motoruna ödediğimiz vergilerden 10 milyon Türk lirası harcayan iki girişimci, yerli arama motorunda her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüş!
Şimdi kutlama zamanı.
Tuvalet açılışları dahil hiç bir açılış fırsatını kaçırmayan bütün siyasilerimiz gibi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız da fırsatı kaçırmayıp önce açıklamasını yapmış ve ardından 10 yıllık bir çalışmanın ürünü olan yerli ve milli arama motoru ’Geliyoo’ test yayını ile online olarak hizmete açılmış. Hayırlı ve uğurlu olsun.
Gel gör ki ilk şoku şunda yaşadık: İddiaya göre yerli milli arama motoru, meğer Google kaynağını kullanıyormuş. Bunun yanı sıra arama sonuçları için yine Google’ın sahibi olduğu Youtube altyapısından faydalanıyormuş. Daha da büyük skandal ise sitenin logosunun http://www.global-languageslearning.com/ adlı internet sitesinden çalıntı çıkmasıymış!
Bu iddialar asılsız olmalı. Zira bütün bunlar hep Türkiye’nin büyümesini istemeyen, 3. Havalimanını, Avrasya tüp geçidini, köprüleri ve yolları kıskanan dış güçlerin iddiaları!..
Hatta bazı uyanıklar bu iddialarını desteklemek için Gidiyoo ve Gelemiyoo diye iki site üretmişler bile!
10 yılda 10 milyon TL, 5 kişilik dev kadroya!
Geçen hafta TÜBİTAK Başkanı (hayvanat bahçesinden gelen müdür değil) meşhur ByLock’un maliyetine ilişkin konuşmuş. “Bu gibi işlerde görevlendirilecek kişilerin aylık maliyetleri 20 bin lira civarındadır. Dolayısıyla 5 kişi çalıştırsanız, 10 ayda geliştirseniz yaklaşık 1 milyon lira gibi bir maliyet çıkar.” demiş.
Bu beyandan anlıyoruz ki devletimizin bu tür projelerde çalıştırdığı personelin aylık maliyeti 20 bin ₺’den aşağı değil. O dönem itibariyle milletvekili maaşlarının bile bu civarda olduğunu düşünürsek fena maaş değil.
***
Bu, hükümetimizin ilk icraatı değil elbette. Yerli tablet, milli gemi, yerli uçak, yerli otomobil ve en son Aselsan’ın ürettiği Akit’in de haber yaptığı atom bombasını durduran tank bu icraatların bazıları.
Fatih Projesi
Başta 1,5 milyar bütçe ayrılarak 18 milyon tablet dağıtılacağı vaat edilmiş ve bunun icin tabletin yerli üretim olması şart koşulmuştu. 2015 yılı itibariyle maliyet 8 milyara çıkmış ama hala ortada tamamlanmış bir proje yok. Pilot olarak seçilen bazı okullarda dağıtılan uzak doğu üretimi ‘yerli milli’ tabletler bir işe yaramadığı için bir kaç hafta içinde öğrenciler tarafından çöpe atıldı.
Tablet çılgınlığı başladığı zaman sırf yerli olmadıkları için kendilerinin nasıl ihale dışı bırakıldıklarını, sonra da gidip Uzakdoğu’da çok ucuza üretilen tabletleri tercih ettiklerini Apple yöneticisi anlatmıştı.
Yerli Milli Uçak
Yerli milli otomobil
Milli Gemi
Atom Bombasını dahi durduran tank
***
İnsan kalitesi yerlerde sürünüyor
Peki son yıllarda AKP hükumetinin neredeyse bütün projeleri neden fiyaskoyla sonuçlanıyor? Bunun en temel sebebi, insan kalitesiyle ilgili.
Öncelikle yandaş bürokratların, yandaş şirketlere yüksek fiyatlarla peşkeş çektiği ihaleler, beceriksiz ellerde kısa sürede fiyaskoya dönüşüyor.
Zaten hükümet uzun süredir itinayla fişlediği kamu personelinden cemaatle ilişkili veya muhalif olduğunu düşündüğü kim varsa acımasızca tasfiye etti. Şimdi birazcık vatanını milletini seven ve bu tür ihalelerde devlet menfaatini gözeten tek tük kalanlar varsa onlar da ‘kripto’ diye damgalanıp saf dışı edildi, ediliyor.
Elinde bir ‘çılgın’ projesi ve iktidar partisinden referansı olan her yandaş, sonu fiyaskoyla bitecek bile olsa ihale alıp milyonlarca dolar para kazanabiliyor. Genellikle de İhalenin bitmesinden önce şirket iflas ediyor ve bizim vergilerimiz bu şekilde uçup gidiyor.
THY’nin yükselişte olduğu yıllarda kurumun başındaki yönetici hemen altında çalışan kişiye cemaatten kimseyi alma dediğinde “vallahi ben ise aldığım elemanların diplomasına, lisan bilgisine ve iş kalitesine bakıyorum. Bunların bir kısmı belki cemaatten olabilir ama ben yaptıkları işe bakarım” cevabını vermiş. Bu cevabı veren yöneticinin şimdi isten atıldığını söylemeye gerek var mi?
***
Okumuşların şerrinden Allah korusun
Kutsal kitabımızın ilk emri ‘OKU!’ olduğu halde, Erdoğan’ın da bulunduğu cenazede konuşan imam; ‘sen bizi okumuşların şerrinden koru ya Rabbi’ diye dua etmiş, cemaat de âmin demişti bu duaya. Cumhurbaşkanlığı makamında seçilme şartlarından biri olan üniversite diplomasının varlığı hala tartışılan olan Erdoğan da bu duaya sessizce amin demiş olmalı.
***
Geçtiğimiz aylarda Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı, ‘okuma oranı arttıkça kendisine afakanlar bastığını, cahil, okumamış halka daha çok güvendiğini ve ülkeyi ayakta tutacak olanların okumamış cahil halk olduğunu’ bir TV programında söylemişti. Gelen tepkiler üzerine istifa etmek zorunda kalan rektör yardımcısı 2016’nın son günlerinde YÖK Denetleme Kurulu üyeliğine atanıverdi.
KPSS’yi kaldırma eylem planı
İşte sadece 15 Temmuz’dan sonra işten çıkarılan yüz binden fazla kamu personelinin yerini şimdi o kadrolar işgal etmiş durumda. Varın devletin halini siz tahmin edin!.
Hayvanat bahçesinden TÜBİTAK’a, güreşten tiyatroya atamalar
Tübitak artık hayvanat bahçesinden atanan müdürlere emanet. Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcılığı’na bir inşaat mühendisi, Şehir Tiyatroları’nın Genel Müdürlüğüne güreş hakemi ve Su Ürünleri Hal Müdür Yardımcısı, Danıştay üyeliği’ne PTT Genel Müdürü, emekli bir başçavuş da TRT 6’nın Haber Müdürlüğüne atandı.
***
AKP iktidarı kimleri tasfiye etti /kaybetti
Artık AKP iktidarına göre kendinden olmayan her başarının altında bir bit yeniği olmalı ve yok edilmeli.
Mesela 2014 üniversite giriş sınavında Türkiye 3. olan Özel Yamanlar Lisesi öğrencisi Fethullah Gülen hakkında sırf ismi nedeniyle kopya çektiği iddiasıyla soruşturma açıldı. Bunda amaç bugüne kadar dünya çapında bir çok başarıya imza atmış hizmet hareketinin başarılarını lekelemekti elbette.
Bugün el koyup Ensar ve Türgev gibi yandaş vakıflara peşkeş çektikleri hizmet okullarının Uluslararası Bilim olimpiyatlarında elde ettikleri madalyalar yok sayılmakta.
Geçen hafta ABD’de Minnesota Duluth Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Burçin Mutlu Pakdil, eşine çok az rastlanan bir çift halkalı galaksi (yıldız kümesi) keşfetmişti. Galaksi, artık kâşifi olan Burçin Mutlu Pakdil’e ithafen “Burçin’in Galaksisi” olarak anılacaktı. Bütün basın ve sosyal medya amiyane tabirle haberin üzerine atladı. Sonra keskin ve acı bir fren sesi ile spin atmaya başladılar. Eski Türk filmi repliği ile “Nayır nnnolamaz, o da mı FETÖ’cüymüş?” homurtuları yükseldi. Pakdil’i başörtülü görüp konuya daha bir şevkle yer veren AKP medyası haberi sayfalarından silmeye girişti.
Sadece eğitim ve bilim alanında değil, sanatta, sporda vb alanlarda hizmet hareketiyle irtibatlı olduğunu düşündükleri her başarının yok sayılması, AKP medyasının son dönemdeki reflekslerinden biri. Hakan Şükür, Enes Kanter, gibi dünya markası sporcularımıza veya bazı sinema ve tiyatro oyuncularına reva görülen muamele bu.
Bu arada, Türkiye’nin Dünya çapındaki en önemli markalarından biri olan Türk okullarını yok edebilmek için AKP hükümeti tarafından oluk oluk para akıtılmakta.
***
Türkiye insan sermayesine bu şekilde davranmaya, birilerinin iktidarı uğruna kifayetsiz kimselere makam vermeye, kaynak aktarmaya devam ederse, daha çok böyle yerli-milli fiyasko yaşayacak.