[Veysel Ayhan]
Şimdi size bir havuz haberi. Haber Saray’daki bir görüşme. Hani devlet bütçesinden 4 milyar dolar’ı aşkın paranın harcandığı ve böylece dünyanın en itibarlı ülkesi haline geldiğimiz Erdoğan’ın sarayından. Havuz gazeteleri bu görüşmeye çok çok önem vermiş. Hepsinde 1. sayfada çok büyük kullanılmış. Haber şöyle:
“Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, baş başa ve heyetler arası gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.”
Bayağı meraklandınız herhalde Almanya mı, ABD mi yoksa Fransa mı diye? Hem “başbaşa” hem de “heyetler arası” görüşmeler olmuş. Erdoğan iki ülke arasında çok büyük miktarda bir ticaret hacmi olduğunu söylediği konuşmasında şunları demiş:
“Artık bu ticaret hacmini daha da ileriye taşıyacağız. İş adamlarımızı kısa sürede süratle oraya göndereceğiz. İki ülke arasında iş adamlarıyla bizim iş adamlarımız şöyle ikili çalışmaları öncelikle bir başlatsınlar. Türkiye ve (…) çok daha büyük bir zenginlik kazanır ve farklı bir vizyonu da böylece oluşturmuş olurlar.”
Olayın kritik cümlesi de şu: “Görüşmelerin samimi bir havada geçtiğini…” Yani ey sevgili halkımız korkmayın. Bu önemli görüşmede bir vukuat yok. Endişeye mahal yok. “Görüşme çok samimi geçti.” Ülkemiz artık level atlayacak. Krizden kurtulacak.
SARAY’IN 2016 MİSAFİRLERİ
Erdoğan’ın diktatörlüğünü inşa ettiği günden bu yana Türkiye’ye gelişmiş ekonomisi olan demokratik bir ülkeden yapılmış üst düzey bir ziyaret yok. Mesela son bir yılda Erdoğan’ın sarayına kimler gelmiş?
9 Mart’ta Ukrayna Devlet Başkanı
11 Nisan Suudi Arabistan Kralı
16 Nisan İran Cumhurbaşkanı
17 Ağustos Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
28 Ağustos Bahreyn Kralı
24 Ekim Filistin Devlet Başkanı
23 Ekim Katar Emiri
Saray’ın son bir yılı böyle.
Erdoğan’ın ‘itibardan tasarruf olmaz’ diyerek milyarları aktardığı Saray’a gelişmiş bir ekonomisi olan çağdaş müreffeh bir ülkeden gelen yok. Çünkü kimse Erdoğan’la fotoğraf vermek istemiyor. Hukukun rafa kalktığı, meclisin askıda olduğu, başbakanlığın “düşük profilli” bir Ankara valiliğine döndüğü bir ülkeyi kim ciddiye alır!
6 Kasım’da yani dün Saray’da ağırlanan cumhurbaşkanı gelişmiş bir ülkeden değil. Minik ve şirin bir Afrika ülkesinden.
GÜVENLİK, EĞİTİM VE BİLİŞİM İŞBİRLİĞİ
Saray’da en üst protokolle kabul edilen ve yazının başında ismini vermediğimiz ülke “Benin”. Habere bakarak karşılıklı ilişkileri geliştirerek ekonomimizi ayağa kaldıracağımız Benin’de kişi başına milli gelir 692 dolar. Ekonomik olarak 57’de birimiz kadar. Ama Erdoğan’ın müjdesi şu: “Karşılıklı adımlar atılabilir, üçüncü ülkelerde müşterek yatırımlara girilebilir. Bunun da başarılı adımlarını atmak suretiyle ben inanıyorum ki Benin ve Türkiye büyük bir zenginlik kazanır.”
Bir de iki ülke arasında ne anlaşmalar, ne anlaşmalar imzalanmış!
“Güvenlik İş Birliği Anlaşması”, “Eğitim İş Birliği anlaşması” ve “Bilişim Teknolojileri İş Birliği anlaşması” yapılmış.
Ne kadar sevinsek azdır!
Türkiye kişi başına milli gelir 692 dolar olan bir ülkeyle ekonomik ilişkileri geliştirecek ve düzlüğe çıkacağız. Erdoğan ekonomisini batırdığı bir ülkeyi Benin’le düzeltemeyeceğini tabi ki bilir ama onun ve “havuz”unun derdi başka. Görüşmenin ekonomik yanları tamamen “hikâye”. Asıl gaye Benin’deki Hizmet hareketine ait Türk okullarını kapattırmak. Havuzun müjdeli(!) haberine göre Erdoğan okul kapattırarak büyük bir başarıya imza atmış!
YALAN HABER
Benin, büyüyen ve gelişen bir ülke. Türkiye gibi başaşağı gitmiyor. Geleceği ümit vaadediyor. Ama bizimkilerin derdi başka. Başbakanının “Bilişime kafa yorarsan sıyırırsın” dediği, diplomasız ve kitap okumayan bir Cumhurbaşkanına sahip ülkemizin tek gurur kaynağı “okul kapatmak”.
Peki, haber doğru mu? Benin’deki Türk okullarının genel müdürü açıklama yapmış. Açıklama şu:
“Ülkemizin en başarılı okulu Ecole İnternational Ufuk-Benin’dir. Okulumuz Benin kanunlarına göre kurulmuş bir şirkete aittir. Benin devleti hukuk ve demokrasinin işlediği, her türlü yatırıma açık özgür bir ülkedir. Türk medyasında çıkan haberler kesinlikle yalandır.”
Bu açıklamaya göre Afrika’nın bu şirin ülkesinin Cumhurbaşkanına okulları kapatmak teklif edilmiş. Hatta haberde geçen “İki ülke hükümetleri arasında Nakdi Yardım Uygulama Protokolü” cümlesinden ‘kapatılsın diye’ rüşvet de teklif edildiği anlaşılıyor. Ama demek ki Saray kendini paralamış ama Benin Cumhurbaşkanı Patrice Talon onur ve saygınlığından taviz vermemiş.
Türkiye’nin 150 bin öğretmen açığı, 140 bin derslik eksiği var. Dün açıklanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sonuçlarına göre 72 ülke arasında ancak 53. olabiliyoruz. Ama Cumhurbaşkanı yurtdışında okul kapatmak derdinde.
“Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, baş başa ve heyetler arası gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.”
Bayağı meraklandınız herhalde Almanya mı, ABD mi yoksa Fransa mı diye? Hem “başbaşa” hem de “heyetler arası” görüşmeler olmuş. Erdoğan iki ülke arasında çok büyük miktarda bir ticaret hacmi olduğunu söylediği konuşmasında şunları demiş:
“Artık bu ticaret hacmini daha da ileriye taşıyacağız. İş adamlarımızı kısa sürede süratle oraya göndereceğiz. İki ülke arasında iş adamlarıyla bizim iş adamlarımız şöyle ikili çalışmaları öncelikle bir başlatsınlar. Türkiye ve (…) çok daha büyük bir zenginlik kazanır ve farklı bir vizyonu da böylece oluşturmuş olurlar.”
Olayın kritik cümlesi de şu: “Görüşmelerin samimi bir havada geçtiğini…” Yani ey sevgili halkımız korkmayın. Bu önemli görüşmede bir vukuat yok. Endişeye mahal yok. “Görüşme çok samimi geçti.” Ülkemiz artık level atlayacak. Krizden kurtulacak.
SARAY’IN 2016 MİSAFİRLERİ
Erdoğan’ın diktatörlüğünü inşa ettiği günden bu yana Türkiye’ye gelişmiş ekonomisi olan demokratik bir ülkeden yapılmış üst düzey bir ziyaret yok. Mesela son bir yılda Erdoğan’ın sarayına kimler gelmiş?
9 Mart’ta Ukrayna Devlet Başkanı
11 Nisan Suudi Arabistan Kralı
16 Nisan İran Cumhurbaşkanı
17 Ağustos Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
28 Ağustos Bahreyn Kralı
24 Ekim Filistin Devlet Başkanı
23 Ekim Katar Emiri
Saray’ın son bir yılı böyle.
Erdoğan’ın ‘itibardan tasarruf olmaz’ diyerek milyarları aktardığı Saray’a gelişmiş bir ekonomisi olan çağdaş müreffeh bir ülkeden gelen yok. Çünkü kimse Erdoğan’la fotoğraf vermek istemiyor. Hukukun rafa kalktığı, meclisin askıda olduğu, başbakanlığın “düşük profilli” bir Ankara valiliğine döndüğü bir ülkeyi kim ciddiye alır!
6 Kasım’da yani dün Saray’da ağırlanan cumhurbaşkanı gelişmiş bir ülkeden değil. Minik ve şirin bir Afrika ülkesinden.
Saray’da en üst protokolle kabul edilen ve yazının başında ismini vermediğimiz ülke “Benin”. Habere bakarak karşılıklı ilişkileri geliştirerek ekonomimizi ayağa kaldıracağımız Benin’de kişi başına milli gelir 692 dolar. Ekonomik olarak 57’de birimiz kadar. Ama Erdoğan’ın müjdesi şu: “Karşılıklı adımlar atılabilir, üçüncü ülkelerde müşterek yatırımlara girilebilir. Bunun da başarılı adımlarını atmak suretiyle ben inanıyorum ki Benin ve Türkiye büyük bir zenginlik kazanır.”
Bir de iki ülke arasında ne anlaşmalar, ne anlaşmalar imzalanmış!
“Güvenlik İş Birliği Anlaşması”, “Eğitim İş Birliği anlaşması” ve “Bilişim Teknolojileri İş Birliği anlaşması” yapılmış.
Ne kadar sevinsek azdır!
Türkiye kişi başına milli gelir 692 dolar olan bir ülkeyle ekonomik ilişkileri geliştirecek ve düzlüğe çıkacağız. Erdoğan ekonomisini batırdığı bir ülkeyi Benin’le düzeltemeyeceğini tabi ki bilir ama onun ve “havuz”unun derdi başka. Görüşmenin ekonomik yanları tamamen “hikâye”. Asıl gaye Benin’deki Hizmet hareketine ait Türk okullarını kapattırmak. Havuzun müjdeli(!) haberine göre Erdoğan okul kapattırarak büyük bir başarıya imza atmış!
YALAN HABER
Benin, büyüyen ve gelişen bir ülke. Türkiye gibi başaşağı gitmiyor. Geleceği ümit vaadediyor. Ama bizimkilerin derdi başka. Başbakanının “Bilişime kafa yorarsan sıyırırsın” dediği, diplomasız ve kitap okumayan bir Cumhurbaşkanına sahip ülkemizin tek gurur kaynağı “okul kapatmak”.
Peki, haber doğru mu? Benin’deki Türk okullarının genel müdürü açıklama yapmış. Açıklama şu:
“Ülkemizin en başarılı okulu Ecole İnternational Ufuk-Benin’dir. Okulumuz Benin kanunlarına göre kurulmuş bir şirkete aittir. Benin devleti hukuk ve demokrasinin işlediği, her türlü yatırıma açık özgür bir ülkedir. Türk medyasında çıkan haberler kesinlikle yalandır.”
Bu açıklamaya göre Afrika’nın bu şirin ülkesinin Cumhurbaşkanına okulları kapatmak teklif edilmiş. Hatta haberde geçen “İki ülke hükümetleri arasında Nakdi Yardım Uygulama Protokolü” cümlesinden ‘kapatılsın diye’ rüşvet de teklif edildiği anlaşılıyor. Ama demek ki Saray kendini paralamış ama Benin Cumhurbaşkanı Patrice Talon onur ve saygınlığından taviz vermemiş.
Türkiye’nin 150 bin öğretmen açığı, 140 bin derslik eksiği var. Dün açıklanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sonuçlarına göre 72 ülke arasında ancak 53. olabiliyoruz. Ama Cumhurbaşkanı yurtdışında okul kapatmak derdinde.