Daha önce, “Evrenin sırlarını anlayabiliyorum ama Trump fenomenini çözemedim” sözleriyle de gündeme gelen dünyanın en ünlü astro-fizikçisi Stephen Hawking, Dünya’mızın en fazla 1,000 yıl ömrü kaldığını söyleyerek, insanlığa uzaya gitme çağrısı yaptı.
Oxford Üniversitesi’nde konuşan Hawking, ayrıca dinlemeye gelenlere bazı tavsiyelerde bulundu:
“Yıldızlara bakmayı hatırlayın, ayak ucunuza değil. Gördüğünüzün ne anlama geldiğini düşünün, evreni neyin meydana getirdiğini araştırın. Meraklı olun. Hayat ne kadar zor görünür görünsün, her zaman yapabileceğiniz ve başarılı olabileceğiniz bir şey vardır. Vazgeçmemeniz önemli.”
Bencilliği bırakalım
Stephen Hawking, dünyadaki kaynakların tükenmekte olduğunu belirtirken, daha önce The Guardian’da yayınlanan bir makalesinde de, insanların bireysel, bencil ve tek başına yaşamak yerine paylaşmayı öğrenmesinin gelecek için daha iyi olduğunu belirtmişti.
Hawking yazısında, eğer bunu öğrenemezsek uzay yolculuğunun da bir anlamı olmayacağının altını çiziyor, bencillik ve ‘izolasyon’ sorununun Brexit’e bile sebep olduğunu vurguluyordu.
Dünya’mız yok oluyor
ABD’nin yeni başkanı Donald Trump inanmasa da, küresel ısınma ve beraberindeki pek çok faktör, dünyanın bir yok oluşa doğru yol aldığını gösteriyor.
Daha önce yapılan bazı araştırmalara göre, 2100’lü yıllarda insan ırkının tamamen yok olmasına yüzde 20 şans verilirken, 1,000 yıl içinde insanlığın yeryüzünden silinmesine yüzde 14 ihtimal biçiliyordu. Ancak bazı bilim adamları, insanlığın 50 bin yıl önce de genetik olarak yok olmanın eşiğine geldiğini fakat bundan bir şekilde kurtulabildiğini söyleyerek, hala umut olduğunu da vurgulamıştı.
Başka bir gezegen?
Yine de bu, dünyanın ve güneş sisteminin yaşlanarak beklemediğimiz komplikasyonlar oluşturması karşısında ‘şansımız olduğu’ anlamına gelmiyor her zaman.
Mars’a yolculuğun konuşulduğu sıralarda, NASA’nın insan ırkını (olabildiği kadarını en azından) Mars’a taşıma stratejisi güttüğü öne sürülmüştü. Hollywood’un son zamanlarda en çok işlediği konuların başında da başka bir gezegende hayat kurma ihtimali geliyor… Neden olmasın?
Oxford Üniversitesi’nde konuşan Hawking, ayrıca dinlemeye gelenlere bazı tavsiyelerde bulundu:
“Yıldızlara bakmayı hatırlayın, ayak ucunuza değil. Gördüğünüzün ne anlama geldiğini düşünün, evreni neyin meydana getirdiğini araştırın. Meraklı olun. Hayat ne kadar zor görünür görünsün, her zaman yapabileceğiniz ve başarılı olabileceğiniz bir şey vardır. Vazgeçmemeniz önemli.”
Bencilliği bırakalım
Stephen Hawking, dünyadaki kaynakların tükenmekte olduğunu belirtirken, daha önce The Guardian’da yayınlanan bir makalesinde de, insanların bireysel, bencil ve tek başına yaşamak yerine paylaşmayı öğrenmesinin gelecek için daha iyi olduğunu belirtmişti.
Hawking yazısında, eğer bunu öğrenemezsek uzay yolculuğunun da bir anlamı olmayacağının altını çiziyor, bencillik ve ‘izolasyon’ sorununun Brexit’e bile sebep olduğunu vurguluyordu.
Dünya’mız yok oluyor
ABD’nin yeni başkanı Donald Trump inanmasa da, küresel ısınma ve beraberindeki pek çok faktör, dünyanın bir yok oluşa doğru yol aldığını gösteriyor.
Daha önce yapılan bazı araştırmalara göre, 2100’lü yıllarda insan ırkının tamamen yok olmasına yüzde 20 şans verilirken, 1,000 yıl içinde insanlığın yeryüzünden silinmesine yüzde 14 ihtimal biçiliyordu. Ancak bazı bilim adamları, insanlığın 50 bin yıl önce de genetik olarak yok olmanın eşiğine geldiğini fakat bundan bir şekilde kurtulabildiğini söyleyerek, hala umut olduğunu da vurgulamıştı.
Başka bir gezegen?
Yine de bu, dünyanın ve güneş sisteminin yaşlanarak beklemediğimiz komplikasyonlar oluşturması karşısında ‘şansımız olduğu’ anlamına gelmiyor her zaman.
Mars’a yolculuğun konuşulduğu sıralarda, NASA’nın insan ırkını (olabildiği kadarını en azından) Mars’a taşıma stratejisi güttüğü öne sürülmüştü. Hollywood’un son zamanlarda en çok işlediği konuların başında da başka bir gezegende hayat kurma ihtimali geliyor… Neden olmasın?