Romanya Haber

Bu Zulme Son Verin!..

[Erhan Başyurt]
Deniliyor ki, ‘Mağdur edebiyatı yapmayın!’… Deniliyor ki, ‘Mağdur edebiyatı yapan haindir!’… Peki, yüzbinlerce mağdurun hakkı ne olacak?
Masum insanlara yok yere uygulanan zülüm karşısında sessiz ve seyirci kalamayız. Hak güçte değildir, güç haktadır… Hakkı tutup kaldırmak her insanın vazifesidir.
***
Kimse iktidara, ‘suçluları yargılamayın’, ‘filancalara dokunmayın’ demiyor. Suç varsa, ceza haktır. Hukukun üstünlüğü temel esastır. Sorun, iktidarın ‘suçun şahsiliği’ temel ilkesinden vazgeçmesi ve zulme başvurmasıdır.
Birisi suç işlediyse, ceza sadece o şahsa verilir. Suçluyu cezalandırmak için, masumlara zarar verilemez. Bir gemide 99 cani olsa, 1 masum olsa o gemi masum insanın varlığı nedeniyle cezalandırmak için batırılamaz.
Oysa iktidar yüz bin kişilik bir gemide sadece bir kişinin suçlu olma ihtimaline binaen toplu cezalandırma yapıyor ve zulme başvuruyor.
***
İkincisi, suç sadece işleyene aittir. Hiçbir yakını, anası, babası, oğlu, kardeşi, yakınları bundan sorumlu tutulamaz.
İlkel kabileler gibi, ‘Abini yakalayamadık, seni tutukluyoruz’, ‘Eşini bulamadık, senin de pasaportunu iptal ediyoruz’, ‘Oğlunu yakalayamadık, o gelene kadar seni içeri alıyoruz’, ‘Babanı yakalayamadık, seni rehin alıyoruz’, ‘Eşin zanna dayalı tutuklandı, seni de işten atıyoruz’ gibi ne hukukta ne de dinde yeri olmayan uygulamalara başvurulamaz.
Başvurulursa, bugün iktidarın yaptığı gibi tereddütsüz ve açık bir zülüm olur. Masumlara zülüm edildiği için de mağdurlar doğar. Bunları dile getirmek ‘ihanet’ değil, dile getirmemek ‘dilsiz şeytan’ olmaktır.
***
Üçüncüsü, yine en temel bir insan hakkı olarak, ‘Suçu kesinleşen kadar, herkes masumdur’
Yani, bir insanın tutuklu yargılanması, ‘sanık’ olması, onun suçlu olduğu anlamına gelmez. Ne zaman ki mahkum olur, hakkında hüküm kesinleşir, hukuken o zaman suçlu olur.
İktidar ise, kumpas kurduğu ve iftira attığı insanlara, sanki hukuken ‘mahkum’ olmuşlar gibi muamele ediyor. Devletteki görevinden ihraç ediyor, maaşını kesiyor, mallarına el koyuyor. Oysa bunların hiçbirini yapmaya hakkı olmadığı gibi, en fazla ‘tedbir’ uygulayabilir. Bu da, şahıs hakkında hüküm kesinleşinceye kadar geçerlidir.
Oysa hükümet, hüküm kesinleşince bile şahısların görevlerine dönmesini engelliyor. Yargı yoluna başvurmasını engelliyor. Daha yargılama bile başlamadan allarına el koyuyor ve TMSF üzerinden satış süreci başlatıyor.
Yine bir şirkette, bir ortağın iftiralarla suçlanması nedeniyle, tamamına el koyup diğer ortakları da mağdur ediyor. Peki, şahıs yargı süreci sonunda beraat ederse, gaspedilen haklarını nasıl geri vereceksiniz? Mağduriyetini nasıl gidereceksiniz? Ailelerine ve şahsa yaşattığınız zulmü nasıl telafi edeceksiniz?
Bu zülüm değil de nedir? Aklı başında hiç kimse bu zulmü savunamaz, görmezden de gelemez.
***
Deveye sormuşlar, ‘Boynun niye eğri? diye, ‘Nerem doğru ki…’ diye cevap vermiş.
Bu misalde olduğu olduğu gibi, hükümetin son dönem uygulamaları arasında neredeyse ‘doğru’ tek bir uygulama yok. İşkence geri döndü, savunma hakkı ihlal ediliyor ve adil yargılama yapılmıyor… Bir de, yasal uygulamalar üzerinden suç üretiliyor.
Her şeyiyle devletin denetiminde ve yasal izinle faaliyet gösteren okullara çocuklarını gönderdiği, bankaya para yatırdığı, sendikaya üye olduğu, Kültür Bakanlığı bandrollü kitap okuduğu, indirilmesi yasal olan sosyal ağları kullandığı, yayını ve satışı yasal olan gazetelere abone olduğu, yasal yardım toplayan insani yardım kuruluşuna bağış yaptığı için masum insanlar suçlanıyor, ihraç ediliyor, gözaltına alınıyor, işkence ediliyor, tutuklanıyor.
Adalet bunun neresinde… Bu kuruluşlarda yasadışı bir faaliyet varsa, onu yapanlar tespit edilip, adil yargılanır ve cezalandırılabilir. Vatandaşın devletin yasal izninde olan hususlarda attığı adımlar sonradan suç ilan edilemez.
Kırmızı Işık’ta geçmek suçtur. İktidar ise, Yeşil Işık’ta geçenlerleri suçlu ilan edip, suç uydurup, cezalandırma yoluna gidiyor. Bu her yönüyle zülümdür. Aksini iddia etmek, zulme ortak olmaktır.
Ve unutmayın, Allah, ‘Zulme meyil etmeyin, ateş size de dokunur’ buyuruyor Kur’an-ı Kerim’de… Bu zulme son verin. Yoksa zulmünüzde boğulursunuz…