[ANALİZ-ONUR TÜRKMEN]
Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonunda soru işaretleri artarken, Ankara ile Bağdat arasındaki Başika krizi giderek büyüyor. ABD ve Bağdat Hükümeti, IŞİD’in elindeki Musul’u geri almaya hazırlanırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘ın “Musul Musullulara aittir” şeklindeki açıklaması gözleri yeniden TSK’nın Başika üssüne çevirdi.
Musul yakınlarındaki Başika askeri üssü Aralık 2015’te Bağdat ile Ankara arasında ilk kez diplomatik krize yol açmış, Ankara’nın askeri birliklerinin bir kısmını geri çekmesi sonucunda sorun buzdolabına kaldırılmıştı. Ancak, önce TBMM’den geçen sınır ötesi harekat tezkeresi, ardından Erdoğan’ın “Musul Musulluların, Telafer Telaferlilerindir. Hiç kimsenin buralara gelip girmeye hakkı yok.” şeklindeki sözleri Bağdat Hükümetini harekete geçirdi. Bağdat yönetimini önce Başika’daki Türk askerini “işgalci güç” olarak tanımladı, ardından BM Güvenlik Konseyi’nde Irak’taki Türk askeri varlığının acil koduyla görüşülmesi için talepte bulundu. Irak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmet Cemal, Erdoğan’ın Musul’la ilgili sözlerini “Irak’ın iç işlerine açıkça müdahale” olarak yorumladı. Irak Kürdistan yönetimi de Başika krizinde Ankara’ya destek mahiyetinde bir açıklama yaptı. Ankara adına açıklama yapan Numan Kurtulmuş, “Türkiye’nin Başika’daki varlığı işgalci bir amaçla, o ülkenin içişlerine karışma amaçlı değildir. Orada terör örgütlerinin çıkarmış olduğu siyasi belirsizliklerin ortadan kaldırılması, özellikle Musul halkının korunmasıyla ilgili yer almaktadır” dedi.
Başika üssü, Türkiye’nin Musul’daki IŞİD sonrası denklemdeki yeri açısından büyük önem taşıyor.Türkiye Şii milislerin Musul’da tek başına hakimiyet kurmasının şehirdeki Sünni Arap, Türkmen ve Sünni Kürt nüfusu olumsuz etkileyeceğini düşünüyor. Bağdat yönetimi ise Türkiye’nin Başika’da eğittiği eski Musul valisi Esil Nuceyfi’ye bağlı yaklaşık 2 bin kişilik askeri gücün Şii milislerle çatışmaya girmesinden çekiniyor. Zira Musul’da en çok korkulan senaryo IŞİD sonrası Şii-Sünni çatışması.
Bağdat yönetimiyle birlikte IŞİD kontrolündeki Musul’a büyük bir askeri harekat hazırlığı yapan ABD yönetimi ise Türkiye’nin Musul operasyonuna katılmasına sıcak bakmıyor. O nedenle, dün Dışişleri Sözcüsü Mark Toner, Ankara-Bağdat arasındaki diplomatik krizde açık şekilde Bağdat yönetiminin tarafını tuttu.
Irak’ın Musul vilayetine yakın ve adı bundan önce pek bilinmeyen Başika, Aralık 2015’de TSK’nın askeri varlığını güçlendirmesinin ardından iki ülke ilişkilerinin merkezine oturdu. Türk askerinin çoğunluğu sünnilerden oluşan IŞİD karşıtı güçleri eğittiği Başika’ya Bağdat Hükümeti ilk etapta yeşil ışık yakmış, ancak İran’ın rahatsızlığı nedeniyle Türk ordusuna çekilme çağrısı yapmıştı.
Musul yakınlarındaki Başika askeri üssü Aralık 2015’te Bağdat ile Ankara arasında ilk kez diplomatik krize yol açmış, Ankara’nın askeri birliklerinin bir kısmını geri çekmesi sonucunda sorun buzdolabına kaldırılmıştı. Ancak, önce TBMM’den geçen sınır ötesi harekat tezkeresi, ardından Erdoğan’ın “Musul Musulluların, Telafer Telaferlilerindir. Hiç kimsenin buralara gelip girmeye hakkı yok.” şeklindeki sözleri Bağdat Hükümetini harekete geçirdi. Bağdat yönetimini önce Başika’daki Türk askerini “işgalci güç” olarak tanımladı, ardından BM Güvenlik Konseyi’nde Irak’taki Türk askeri varlığının acil koduyla görüşülmesi için talepte bulundu. Irak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmet Cemal, Erdoğan’ın Musul’la ilgili sözlerini “Irak’ın iç işlerine açıkça müdahale” olarak yorumladı. Irak Kürdistan yönetimi de Başika krizinde Ankara’ya destek mahiyetinde bir açıklama yaptı. Ankara adına açıklama yapan Numan Kurtulmuş, “Türkiye’nin Başika’daki varlığı işgalci bir amaçla, o ülkenin içişlerine karışma amaçlı değildir. Orada terör örgütlerinin çıkarmış olduğu siyasi belirsizliklerin ortadan kaldırılması, özellikle Musul halkının korunmasıyla ilgili yer almaktadır” dedi.
Başika üssü, Türkiye’nin Musul’daki IŞİD sonrası denklemdeki yeri açısından büyük önem taşıyor.Türkiye Şii milislerin Musul’da tek başına hakimiyet kurmasının şehirdeki Sünni Arap, Türkmen ve Sünni Kürt nüfusu olumsuz etkileyeceğini düşünüyor. Bağdat yönetimi ise Türkiye’nin Başika’da eğittiği eski Musul valisi Esil Nuceyfi’ye bağlı yaklaşık 2 bin kişilik askeri gücün Şii milislerle çatışmaya girmesinden çekiniyor. Zira Musul’da en çok korkulan senaryo IŞİD sonrası Şii-Sünni çatışması.
Bağdat yönetimiyle birlikte IŞİD kontrolündeki Musul’a büyük bir askeri harekat hazırlığı yapan ABD yönetimi ise Türkiye’nin Musul operasyonuna katılmasına sıcak bakmıyor. O nedenle, dün Dışişleri Sözcüsü Mark Toner, Ankara-Bağdat arasındaki diplomatik krizde açık şekilde Bağdat yönetiminin tarafını tuttu.
Irak’ın Musul vilayetine yakın ve adı bundan önce pek bilinmeyen Başika, Aralık 2015’de TSK’nın askeri varlığını güçlendirmesinin ardından iki ülke ilişkilerinin merkezine oturdu. Türk askerinin çoğunluğu sünnilerden oluşan IŞİD karşıtı güçleri eğittiği Başika’ya Bağdat Hükümeti ilk etapta yeşil ışık yakmış, ancak İran’ın rahatsızlığı nedeniyle Türk ordusuna çekilme çağrısı yapmıştı.