“Nezarette bir mi yoksa iki kişi mi kalacağım diye düşünürken, demir kapı açılınca bir de baktım ki onlarca ayakkabı.. Ve de ağır bir koku.. Normalde üç beş kişinin kalabileceği üç hücrede 27 kişi kalıyor. Herkes yerlerde, bacaklarını karnına doğru çekerek yatıyor, çünkü bacakları uzatacak yer yok. Sonra öğrendim ki, birkaç gün önce 43 kişilermiş ve koridorda yatanlar varmış.”
Gazeteci Tuğba Tekerek, bir gece geçirdiği Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nün nezarethanesini bu sözlerle anlatıyor. Tekerek’in çizdiği tablo, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki gözaltı merkezi haline getirilen yerleri düşündüğümüzde “iyi” denilebilecek şartlar.
Türkiye’de 15 Temmuz’dan sonra gözaltı merkezlerinde gerçekleşen; yaralanma, ölüm, sakat kalma ve intiharla sonuçlanan işkenceleri ele aldığımız yazı dizimizin bu bölümünde, AKP toplama kamplarını ele alacağız.
İSTANBUL
İstanbul’da Vatan Emniyet Binası’nın nezarethanesi Türkiye’nin en kötü gözaltı merkezlerinden birisi olarak biliniyor. Binanın altında, güneş ışığı olmayan nezarethanelerde gözaltındakilere saat ve günler söylenmedi. Hiç kapanmayan ışık altında gözaltında 20 güne yakın tutulanların zaman kavramı yokedilirken, klimaların gündüz sıcağa gece ise soguğa ayarlandığı öğrenildi. Gözaltındakilerin hiçbirine haftalar boyu banyo imkanı verilmediği, adet günü olan kadınların dahi tuvalete çıkartılmadıkları Vatan Emniyet nezarethanelerinde, kadınlar ve erkeklere aynı lavaboların kullandırılması gibi yöntemler de izlendi.
Gözaltındakilerin uykudan uyandırılıp sık sık sorguya götürülmesi, avukat görüşme odasının bulunduğu bölümün yanındaki kamerasız odalarda sorgulanmaları, dayak, şiddet ve psikolojik işkence uygulandığı da yine serbest kalanların verdiği bilgiler arasında.
Kamerasız odada Filistin Askısı bulunduğu ve kamu görevlisi tutuklularda kullanıldığı da Vatan Emniyet hakkında anlatılan vahim durumlardan.
ANKARA
Polis Akademisi’ne bağlı spor tesisleri, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki at çiftliği ve Ankara Emniyet Müdürlüğü binasındaki spor alanları toplama kampı olarak kullanılıyor. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki at çiftliğinde özellikle Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın yaveri ve bazı üst düzey generallerin işkenceli sorgudan geçirildiği belirtiliyor. Binlerce memurun gözaltına alındığı Ankara’da, polis akademisi tesisleri de şiddet ve baskı merkezi olarak kullanılıyor. Gıda kesintisi Ankara’deki en büyük silahlardan biri. Gözaltındakilere günde bir kez küçük kutu reçel ve iki dilim ekmek verildi. Su ihtiyacı ise lavabolardan karşılanabildi. İşkence kararı alınan memurlar, spor salonlarındaki toplama kamplarından alınarak Ankara Emniyet Müdürlüğü binasında özel hazırlanmış bölümlere götürüldü.
DİYARBAKIR
Cemaate yönelik cadı avında gözaltına alınanlar, diğer gözaltılardan farklı olarak spor salonlarında tutuluyor. Çevik Kuvvet Kompleksi’nin spor salonu ve Diyarbakır Polis Okulu’nun Spor Salonu yüzlerce insanın tutulduğu merkezler. 15 Temmuz sonrasındaki günlerde 45 dereceye varan sıcakta yüzlerce insan klimasız ortamda birarada tutuldu. Banyo ve yatak gibi ihtiyaçlar karşılanmadı. Oluşturulan sorgu bölümlerinde fiziki şiddet uygulandı.
Diyarbakır’da bir diğer nokta da Kaçakçılık ve Organize Şube’nin nezarethanesiydi. İlk gözaltına alınan yaklaşık 85 polis buraya getirildi. Maksimum kapasitesi 2’şer 3’er kişilik olan nezarethanelere 15-25 arası kişi konulduğu avukatlardan gelen bilgiler arasında. Burada da klimalar çalıştırılmadı.
Sabah kahvaltıda iki küçük kutu reçel ve kuru ekmek verilirken, öğlen yemeğinin verilmediği akşam yemeğinde ise 1 adet konserve (barbunya ve kuru fasulye) verildiği belirtiliyor.
MARDİN
Mardin Midyat Cezaevi operasyonlar sırasında kullanılan sorgu mekanlarından biri oldu. 26 kişinin bir arada tutulduğu odaların yanı sıra, cezaevinin oldukça küçük kapalı spor alanında 54 kişi haftalar boyu tutuldu. 9 kişiye bir kaşık verilmesi gibi uygulamaların yanında aşırı sıcak ve havasızlık nedeniyle baygınlık geçirenler ve kusanların bulunduğu ancak yeterli tıbbi yardımın da verilmediği belirtiliyor.
SİİRT
Siirt Cezaevi’nin ise konferans salonu toplama kampı olarak kullanıldı. 68 kişi konferans salonuna tutuldu ve sorguya alındı. Yatak ve yemek ihtiyaçları da karşılanmadı.
ŞANLIURFA
Gözaltına alınanların Sabiha Özlek Spor Salonu’nda tutulduğu Şanlıurfa’da aşırı sıcakta su kısıtlaması bir silah olarak kullanıldı. Zeminde yataksız biçimde uyuyan şüphelilerin sayısının zaman zaman 100’ü aştığı öğrenildi. Gözaltındakilerin bir kısmı sadece iç çamaşırlarıyla yarı çıplak vaziyette ve arkadan kelepçeli biçimde günler boyu tutuldu.
ZONGULDAK-ANTALYA
İstanbul ve Ankara dışında işkencenin en yoğun olduğu iki il Zonguldak ve Antalya olarak biliniyor. Bu illerde hazırlanan spor salonlarında sorgu başlamadan insanlar yaklaşık 20 gün yarı aç biçimde bekletildi. Ardından işkenceli sorgu yapıldığı ve ciddi yaralanmalar olduğu, gözaltındakilerin Adli Tıp Kontrolü’ne çıkartılmadıkları da tutuklananların yakınlarına anlattıkları bilgiler arasında.
(TR724)