Romanya Haber

Moody’s Geç Bile Kaldı!..

     HASAN CEMAL

Lafı hiç dolandırmıyorum.
Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu düşürmede geç bile kaldı.
Aynen öyle.
Türkiye’de ekonomiyi iyiye götürmek için gerekenler yapıldı mı?
Hayır.
Yapısal reformlar gecikmedi mi?
Evet gecikti.
Büyüme iyi mi?
Hayır kötü.
Dış borçlanma nasıl?
Kötüye gidiyor.
Ya rekabet gücü?
Türkiye, rekabet gücünü gitgide kaybeden bir ülke.
Peki ya kurumsal dayanıklılık?
Bu da kötü seyrediyor.
Siyasal belirsizlik var mı?
Hem de daniskası…
Yarın tam ne olacağını bilen var mı?
Hayır.
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili can alıcı karanlık noktalar aydınlandı mı?
Hayır.
15 Temmuz sonrası devletin çivisi çıkmış durumda değil mi?
Hem de nasıl.
Yargıda, orduda, poliste, idarede yapılmakta olan ‘… operasyonlar’ devletin el değiştirmekte olduğuna işaret etmiyor mu?
Ediyor.
Bütün bu operasyonlar, aynı zamanda, kökleri eskiye giden ‘yağmacı kültür’ün izlerini taşımıyor mu?
Evet.
Özel mülkiyeti hiçe sayan yanları yok mu?
Evet.
Peki ya hukuk devleti?…
Yargı bağımsızlığı?…
Bu memlekette adalete, yargıya güven kaldı mı?
Moody’s, darbe girişiminin ardından 18 Temmuz’da başlatılan izleme sonucu Türkiye’nin kredi notunu ‘Baa3’ten ‘Ba1’e çekti, not görünümünü ‘durağan’ olarak belirledi

 

Reformlar yapılmadıysa, büyüme düşüyorsa, terör kan gölünü büyütüyorsa, adalete güven azalıyorsa, özel mülkiyet darbe yiyorsa bu ülkeye yatırım yapar mısınız?

Peki ya Erdoğan’a eleştiri?
Darbecilik sayılmıyor mu?
Özgürlük her geçen gün boğulmuyor mu?
Büyük şehirlerimizde, havalimanlarımızda, meydanlarımızda her an intihar saldırılarının tedirginliğiyle yaşamıyor muyuz?
Güneydoğu’da kan ve gözyaşı akmıyor mu?
Bunun duracağına dair herhangi bir umut ışığı var mı?
Hatta o klasik tünelin ucundaki ışık edebiyatının bile şu günlerde artık yapılamadığını görmüyor muyuz?
Peki ya Suriye, Irak?..
Özellikle Suriye’de izlenmekte olan çizgi, Türkiye’nin ‘güvenlik riski’ni arttırmıyor mu? Bu durum, siyasal belirsizliği biraz daha körüklemiyor mu?
Yine Suriye’yle ilgili olarak Kürtler konusunda Washington’la anlaşabiliyor mu Ankara?
Hayır.
Gülen’in iadesi konusunda Ankara aynı çizgide mi Amerikan yönetimiyle?
Hayır.
Amerika’dayken, “Ne mahkemesi ya?.. Teröristin ne mahkemesi olacak ki?..” diyebilen bir Cumhurbaşkanı’nın ülkesinde geçerli ‘hukuk düzeni’ne güven duyulabilir mi?
Peki, kendini savcı, yargıç yerine koyarak “Reza Zarrab suçsuz!” diye fetva veren bir Cumhurbaşkanı’nın ülkesinde, yargı bağımsızlığı var diyebilir misin?
Uzun lafın kısası…
Ekonomide yapısal reformlar yapılmadıysa…
Büyüme düşüyorsa…
Dış borçlanma tehlike sinyalleri veriyorsa…
Rekabet gücü azalıyorsa…
Kurumsal dayanıklılık zayıflıyorsa…
Siyasal belirsizlik koyulaşıyorsa…
Terör, kan gölünü büyütüyorsa…
İntihar saldırıları büyük şehirlerimizi vurmaya devam ediyorsa…
Adalete güven azalıyorsa…
Yargı çıtası, hukukun üstünlüğü çıtası yerlerde sürünmeye başlamışsa…
Yağma kültürü uç vermişse…
Özel mülkiyet orasından burasından darbe yiyorsa…
Soruyorum:
Siz gelip bu ülkeye yatırım yapar mısınız?
Soruyorum:
Paranızı yatırır mısınız?
Soruyorum:
Amerika’sına, Avrupa’sına gidip bu ülkeye güvenin, bu ülkeye yatırım yapın diye ne kadar nefes tüketseniz, inandırıcı olabilir misin?
Hiç sanmıyorum.
Evet öyle:
Moody’s geç bile kaldı!
Biliyorum, bunun tersini söylemek vatanseverlik sayılıyor şu günlerde.
Geçiniz!
Acı gerçekleri ifade edenler; sayıları gün geçtikçe azalıyor olsa da, sesleri kısılıyor olsa da, demir parmaklık ardına atılıyor olsalar da, her zaman olacaktır bu ülkede.
Bir başka deyişle:
Özgürlük ve hukuk mücadelesi durmayacak!
(T24)