Romanya Haber

AKP’nin Sahtekârlığı…

MEHMET ALTAN
“AB, Türkiye’nin modernleşme sürecinin bir parçasıdır, bir yansımasıdır. Biz Türk halkının demokrasi özlemlerini gerçekleştirmek için bu reformları yaptık. Uygulamaları da onun için gerçekleştiriyoruz,” diyen kim?
Recep Tayyip Erdoğan.
Peki bu cümlenin ardından “Bizim istikametimiz bellidir. Türkiye, AB’ye alınmazsa Kopenhag Kriterleri’ni Ankara kriterleri yaparız. Yolumuza devam ederiz” diyen kim?
Recep Tayyip Erdoğan.
Ne zaman diyor? 3 Eylül 2005’de.
O zaman Türkiye’yi ele geçirdim sanısı güçlü değil, 17-25 skandalı patlak vermemiş, parti programına kezzap dökülmemiş, bizlere vadettiği ve sunduğu yüzde buruşma yok.
xxx
Peki, Parti Programına 2001 yılında;
“• Avrupa Birliği üyelerinin uyması gereken asgari standartları gösteren Kopenhag Kriterleri’nin demokratikleşmeye yönelik ilkeleri esas alınarak ulusal hukuk düzenimizde yapılması gereken değişiklikler, mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirilecektir.
• Türkiye Avrupa Birliği ile ilişkilerinde, taahhütlerini ve Birliğin üyelik için öteki aday ülkelerin de yerine getirmesini istediği şartları bir an önce sağlayacak, gündemin yapay sorunlarla meşgul edilmesini önlemeye çalışacaktır,” diye yazan kim?
O da AKP…
xxx
Daha önce de vurguladığım gibi AKP, çok partili dönemde kendi parti programına ihanet etme konusunda rakipsizdir.
Tabii bu, aynı zamanda halkını kandırmaya yönelik siyasal ahlaksızlık konusunda da şampiyonluk anlamına gelmekte…
Düşünün ki AKP Programında “AK PARTİ, ideoloji dayatan veya rant dağıtan bir parti değildir, olmayacaktır,” diye de yazmışlar…
xxx
Bu vaatlere rağmen AKP güçlenip Türkiye’yi ele geçirdiğini sandıkça AB reformlarını aksattı.
İspatı ortada:
Avrupa Birliği’ne tam üyelik sözü vererek iktidara gelen AKP, 17 Nisan 2007’de, 188 yasal düzenleme ve 576 ikincil düzenlemeyi kapsayan “Türkiye’nin AB Müktesebatına Uyum Programı”nı 2013’e kadar gerçekleştireceğini açıklamıştı…
Bu uyum programına göre, 2007-2008’de 114, 2008-2009’da 30 ve 2009-2013’te ise 64 yasanın çıkması gerekiyordu.
Çıkardı mı?
“Avrupa Birliği Uyum Komisyonu’nun senelere göre faaliyet raporlarına” bakıldığında, AKP’nin söz vermiş olmasına rağmen 188 yasadan sadece 30’unu hayata geçirdiği ortaya çıkıyor.
Şimdi bütün bu gerçekleri saptırıp, algı operasyonlarıyla işi idare etmeye çalışıyorlar.
2011 yılından beri gideceğini söyleyen ama Gazze’ye gidemeyen bir yanardönerliğin Gazze’de “Ablukayı kaldırdık” diyerek insanlarımızı kandırmaya devam etmesi gibi…
xxx
“AB mi almıyor yoksa AKP mi girmiyor” sorusunun cevabını, çıkartılan yasalar ve düzenlemelerin yıllara dağılımı ve adedi veriyor zaten.
İlerleme Raporları da noterliğini yapıyor.
Ta 2012’de AKP’nin AB reformları konusundaki iştahsızlığını bana sorduklarında şunları söylemişim:
“AKP, meşruiyetini ve asker karşısındaki konumunu AB üstünden aşmaya çalıştı. Ancak kendini güçlü hissettiği noktada ‘Artık patron benim, bundan böyle kendi siyasi çıkarlarıma göre hareket edeceğim’ noktasına geri geldi. Güçsüz hissettiğinde AB’ci, ancak kendini güçlü hissettiğinde milliyetçi muhafazakârdan daha ziyade siyasal İslam’a doğru kaydı…”
Şöyle devam etmişim:
“… AKP bu reformları yapmadığı için işçiler ölüyor. Çocukları tıklım tıklım okullara gönderiyoruz. AB’de 20 kişiden fazla öğrenci alan sınıflar yok. Gıda sağlığı sorunumuz var. Damacanalardan mikroplu su içiyoruz. AKP, yaptıklarını da AB standartlarının niteliklerini bozarak yapıyor. Örneğin, Sayıştay Yasası. Türkiye’de halkın vergilerinin nerelere gittiğini güvenlik nedeniyle engelleyen bir tüzük var. Devlet, ‘Kamuda çalışanlar amirlerinin izni olmadan yargılanamaz’ diye yasa çıkarıyor. Bu AB’nin zihniyetine aykırı. Çok devletçi, çok yasakçı, statükocu bir toplumun anlayışını taşıyor.”
xxx
Uzatmaya gerek yok, ahlaksız ve iki yüzlü bir zorbalığın iktidarı ele geçirdiğini ve sürekli yalan söylediğini görüyoruz…
Ama nereye kadar?
(Özgür Düşünce)