2 yıl önce aldığı bir kararla karavanda yaşamaya başlayan ünlü tiyatrocu Taylan Erler, hem özgürlüğünün tadını çıkarıyor hem de meşguliyetlerini sürdürüyor. “Hayatı bir karavana sığacak kadar sade yaşamak lazım.” diyen Erler’e göre insanların çoğu evdeki eşyaların bekçiliğini yapıyor.
Hayatımızda ‘o bir radikal’ diye nitelendirilebileceğimiz kaç keskin kararımız vardır. Şöyle bir baktığımızda risk almadan ömrümüzü geçirdiğimizi fark ederiz. Ancak bu kuralı bozan insanlar da yok değil. Tiyatrocu ve dizi oyuncusu Taylan Erler, bu sıra dışı insanlardan biri. Apartman hayatına isyan eden Erler, 2 yıldır karavanda yaşıyor. Taşınabilir eviyle İstanbul’un gürültüsünden ve kalabalığından uzak yerleri tercih eden ünlü tiyatrocu, çocukluk hayalini gerçekleştirdiği için mutlu. İnsanların gelecek beklentisi altında ezildiklerini söyleyen Erler, “Halbuki mütevazı bir yaşam bize yeterli gelebilir. Evdeki eşyaların bekçisi oluyorsunuz. Ama bu, bende yok. Onun için mutluyum. 15-20 metrekare içerisinde güzel bir yaşamım var.” diyor.
Oyunculuğun yanı sıra diğer sosyal faaliyetlerine ara vermeden devam ettiğini vurgulayan Erler, “Özel bir kanalda seslendirmelere gidiyorum. Kadıköy’de tiyatro dersi veriyorum. Ondan sonra çocuklarla ilgili bir projemiz var, amacımız onlara biraz moral vermek. Çünkü çocukların moralleri çok kötü. Ardından tekrar karavanıma geliyorum.” diye konuşuyor.
2014 yılında karavan satın alarak günlük hayatının tanzimini keskin bir şekilde değiştiren ünlü tiyatrocu, o günden beri İstanbul’un sahillerini ve ve Anadolu ve Rumeli’yi karış karış geziyor, karavanda yemek pişiriyor, çayını demliyor ve kitap okuyor. Taylan Erler’e göre aslında burada hayatın içerisindesiniz ama bir karavanın içerisinde yaşıyorsunuz. Bütün ihtiyaçlarınız içerisinde bulunuyor. Birçok insan benim gibi düşünüyor ama bunu yapmamaları maddi imkânlarla alakalı değil, sorun aileleri olmaları, yaşam standartlarının büyüsüne kapılmaları.
Karavan sayesinde ülke insanını daha yakından tanıdığına dikkat çeken Erler, “Gittiğim yerlerde beni çok güzel karşılıyorlar. Bir de 34 plakasını görünce ‘Sen İstanbul’dan geliyorsun sana ikramda bulunalım’ diyorlar. Örneğin Trakya’ya gittim. Erikli, Keşan, Malkara rengarenk. Çok güzel sahilleri var. İstanbul’un büyüklüğü, trafiği de beni bu hayata yöneltti. İstanbul’da yaşamak parayla ve çok pahalı. Ben burada çok para harcamıyorum. Alışverişimi yapıp tekrar geliyorum.” diyor.
SELMAN GÜMÜŞ
Hayatımızda ‘o bir radikal’ diye nitelendirilebileceğimiz kaç keskin kararımız vardır. Şöyle bir baktığımızda risk almadan ömrümüzü geçirdiğimizi fark ederiz. Ancak bu kuralı bozan insanlar da yok değil. Tiyatrocu ve dizi oyuncusu Taylan Erler, bu sıra dışı insanlardan biri. Apartman hayatına isyan eden Erler, 2 yıldır karavanda yaşıyor. Taşınabilir eviyle İstanbul’un gürültüsünden ve kalabalığından uzak yerleri tercih eden ünlü tiyatrocu, çocukluk hayalini gerçekleştirdiği için mutlu. İnsanların gelecek beklentisi altında ezildiklerini söyleyen Erler, “Halbuki mütevazı bir yaşam bize yeterli gelebilir. Evdeki eşyaların bekçisi oluyorsunuz. Ama bu, bende yok. Onun için mutluyum. 15-20 metrekare içerisinde güzel bir yaşamım var.” diyor.
Oyunculuğun yanı sıra diğer sosyal faaliyetlerine ara vermeden devam ettiğini vurgulayan Erler, “Özel bir kanalda seslendirmelere gidiyorum. Kadıköy’de tiyatro dersi veriyorum. Ondan sonra çocuklarla ilgili bir projemiz var, amacımız onlara biraz moral vermek. Çünkü çocukların moralleri çok kötü. Ardından tekrar karavanıma geliyorum.” diye konuşuyor.
2014 yılında karavan satın alarak günlük hayatının tanzimini keskin bir şekilde değiştiren ünlü tiyatrocu, o günden beri İstanbul’un sahillerini ve ve Anadolu ve Rumeli’yi karış karış geziyor, karavanda yemek pişiriyor, çayını demliyor ve kitap okuyor. Taylan Erler’e göre aslında burada hayatın içerisindesiniz ama bir karavanın içerisinde yaşıyorsunuz. Bütün ihtiyaçlarınız içerisinde bulunuyor. Birçok insan benim gibi düşünüyor ama bunu yapmamaları maddi imkânlarla alakalı değil, sorun aileleri olmaları, yaşam standartlarının büyüsüne kapılmaları.
Karavan sayesinde ülke insanını daha yakından tanıdığına dikkat çeken Erler, “Gittiğim yerlerde beni çok güzel karşılıyorlar. Bir de 34 plakasını görünce ‘Sen İstanbul’dan geliyorsun sana ikramda bulunalım’ diyorlar. Örneğin Trakya’ya gittim. Erikli, Keşan, Malkara rengarenk. Çok güzel sahilleri var. İstanbul’un büyüklüğü, trafiği de beni bu hayata yöneltti. İstanbul’da yaşamak parayla ve çok pahalı. Ben burada çok para harcamıyorum. Alışverişimi yapıp tekrar geliyorum.” diyor.
SELMAN GÜMÜŞ