Romanya Haber

Abdülhamit Bilici, Süddeutsche Zeitung İçin Yazdı: “Türkiye’de Baskı, Terör ve Kaos Hakim”

Zaman’ın kayyımlık sisteminin istismarı sonucu polis zoruyla ele geçirilmeden önce genel yayın yönetmeni olan Abdülhamit Bilici Süddeutsche Zeitung için gasp sürecini ve basın özgürlüğünün Türkiye’de geldiği son noktayı resmeden bir yazı kaleme aldı.

Zaman’ın kayyım atanana kadar genel yayın yönetmeni olan Abdülhamit Bilici, Süddeutsche Zeitung için bir makale kaleme aldı. Bilici, Türkiye’de medyadan, iş dünyasına kadar her yerde korkunun hâkim olduğunu yazdı.
Zaman’ın kapatılmasını Hizmet Hareketi’ne değil, basın hürriyetine karşı bir saldırı olarak anlamak gerektiğine işaret eden Bilici, “Savcıların takibine takılmak için Hizmet Hareketi mensubu olmak gerekmiyor” tespitinde bulundu.
Zaman’ın kayyımlık sisteminin istismarı sonucu polis zoruyla ele geçirilmeden önce genel yayın yönetmeni olan Abdülhamit Bilici Süddeutsche Zeitung için gasp sürecini ve basın özgürlüğünün Türkiye’de geldiği son noktayı resmeden bir yazı kaleme aldı.
Gazetenin anayasal olarak gerçek genel yayın yönetmeni olan Bilici, Türkiye’nin en yüksek tirajına sahip gazetesinin hükümetin hedefine oturmasıyla birlikte biber gazı ve tazyikli su eşliğinde kapatıldığını, gazete çalışanlarının sözlü ve fiziki şiddete maruz kaldığını, kendisinin ise birkaç saat içinde genel yayın yönetmenliğinden terör örgütü mensubuna çevrildiğini ifade etti.
Bilici, yazısında Türkiye’nin geldiği noktayı ise şu ifadelerle özetledi: “Güzel memleketim uzun bir zaman Müslüman dünyaya örnek gösteriliyordu. Türkiye, demokratik reformlarla ekonomik ilerlemenin kafa kafaya koştuğu bir ülkeydi.
Bunların hepsi artık tarihe karıştı. Şimdi Türkiye’de baskı, terör ve kaos var.”
Bilici yazısında bunlara sebep olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın keyfi idaresini gösterdi ve bu yüzden ülkede anayasanın askıya alındığını, hukukun bu keyfilik karşısında çaresiz kaldığını dile getirdi.
Bilici yazısında devamla şu ifadeleri kullandı: “Erdoğan özel mahkemeler kurdu tecrübeli yargıçları itaatkâr hale getirdi ve en küçük eleştiriyi bile eziyor.
Yazı işlerinde korku var, insan hakları savunucuları korkuyor, iş dünyası korku içinde. Ankara’daki Alman büyükelçisi, NDR televizyonu Erdoğan hakkında mizahi bir müzik videosu yayınladı diye hesap vermek zorunda kaldı.
Bu nota, Erdoğan’ın nasıl bir düşünceye sahip olduğunu bir kez daha gösterdi.

DEMOKRASİ HERKES İÇİN GEÇERLİ OLMALI
Zaman’ın ise her zaman bir prensip üzerinde durduğunu kaydeden Bilici bu prensibi şöyle dile getirdi: “Demokrasi herkes için geçerli olmalı, muhafazakâr Sünniler için de, Aleviler, Ateistler ve Kürtler için de geçerli olmalı.
Bizde sosyalistler, dindar Müslümanlar, Rumlar, Musevilerve Ermeniler yazdı. Tirajımızın bir milyonu bulduğu zamanlar oldu.”
Bilici, Erdoğan’ın bu gazeteyi kapatmasının Hizmet Hareketi’ne yönelik bir saldırıdan daha çok anlam taşıdığına değindi. Bilici, bu saldırının istifade edeni kim olursa olsun basın hürriyetine yönelik bir saldırı olduğunu vurguladı.
Erdoğan’ın bu şekilde Zaman’ı kendi sesini yaymayı amaçladığını ve bunda da başarılı olduğunu dile getirdi.
Bilici, “Yazı işlerine saldırılmasından sadece 24 saat sonra Zaman Erdoğan dostu manşetlerle yayınlanmaya başladı” ifadesini kullandı.
SAVCILARIN TAKİBİNE TAKILMAK İÇİN HİZMET HAREKETİ MENSUBU OLMAK GEREKMİYOR
Aynı hafta içinde iki televizyon kanalının Türk medyasının gözü önünde uydu frekanslarını kaybettiğini, Cumhuriyet’in genel yayın yönetmeni Can Dündar’ın Erdoğan’ın tehditlerine maruz kaldığını, üç öğretim görevlisinin bildiri imzaladıkları için tutuklandıklarını, medya patronu Aydın Doğan’ın 23 yıl hapis ile tehdit edildiğini yazan gazeteci, “Savcıların takibine takılmak için Hizmet Hareketi mensubu olmak gerekmiyor” tespitinde bulundu.
Bilici Avrupa’dan gelen tepkileri de yetersiz buldu. Birkaç politikacının endişesini dile getirdiği açıklamasından başka ciddi tepki görmediklerinden yakınan Bilici’ye göre Erdoğan mülteci krizini fırsat bilerek Avrupa’nın sessizliğini satın aldı.
Gezi protestoları esnasında üyelik müzakerelerinin açılmasını ertelemek isteyen Merkel şimdi suskun.
AVRUPA KENDİ DEĞERLERİNDEN VAZGEÇMEMELİ
Bu gelişmeyi hayal kırıklığı olarak değerlendiren Bilici şu öngörüde bulundu: “Avrupa bizim için coğrafik bir yer olmaktan ziyade bir değerler cemiyeti. Bu değerlerin bir kısmı kasten terkedilmesinden etkilenen Zaman oldu.
Uzun vadede Türkiye’de Avrupa’ya ve değerlerine olan güvenin kaybolacağını maalesef kabul etmek zorundayız.”
Türkiye’de artık Erdoğan’ın zaferlerini kutlayan ve o giderse devletin yıkılacağı yönünde hava oluşturan bir medya kaldığına dikkat çeken Bilici, “Avrupa mülteci krizinde Erdoğan’a ihtiyaç duyabilir.
Ancak Avrupa değerlerinden vazgeçmemeli. Türkiye’de bu değerleri paylaşan yeterli sayıda insan var” ifadesini kullandı.
ZAMAN / BERLİN