Din kisvesi altında katliamlar ve vahşi saldırılar yaparak İslam’ı lekeleyen radikal örgütlere karşı atılması gereken adımlar Avrupa Birliği’nin başkenti olarak bilinen Brüksel’de masaya yatırılıyor.
Brüksel merkezli Kültürler Arası Diyalog Platformu tarafından organize edilen ‘Şiddete Karşı Duruş: Mücahede ve Müslümanların sorumluluğu’ adlı uluslararası sempozyumda, 57 farklı ülkeden 400 akademisyen, kanaat önderi ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi barış dini İslam’ın terörle birlikte anılmasına yol açan radikalizme karşı çözüm alternatiflerini tartışıyor. 250’si Müslüman ülkelerden gelen katılımcılar, şiddet içeren aşırıcılık ve bu alanda Müslüman topluma düşen sorumlulukları ele alıyor.
Belçika’nın en prestijli üniversitelerinden biri olan Katolik Leuven Üniversitesi ile ortaklaşa gerçekleştirilen sempozyumun ilk gününde konuşan Endonezya Ulema Meclisi’nden Prof. Din Syamsuddin, IŞİD ve el Kaide gibi örgütlerin düzenledikleri saldırıların din maksatlı mı yoksa siyasi amaçlı mı olup olmadığının sorgulanması gerektiğini belirtti. Şiddetin hiçbir türünün İslam’ın gerçek değerleriyle örtüşmediğini anlattı. Syamsuddin, “Terörün hep siyasi bir boyutu vardır. Amaç siyasi değişim gerçekleştirmektir. İslam yanlış kullanımlara karşı korunmalıdır. Yaşanan sonuçlar da küresel adaletsizliğin bir sonucudur” dedi. Syamsuddin, teröre karşı bu dönemde İslam ile Batı’nın daha fazla işbirliği yapması gerektiğini de ifade ederken, “İslam ile Batı, ortak medeniyetlerin sütunları gibidir. Bu, sadece Müslümanları değil, tüm insanlığı ilgilendiriyor. Tüm milletler tek yumruk olmalı.” dedi. Endonezyalı alim ayrıca despot liderlerin Müslüman ülkelerdeki insan hakları ve demokrasi algısına zarar verdiğini söyledi. Söz alan diğer Müslüman katılımcılar da İslam’ın çatışmacı, şiddete ve teröre taraftar bir din olmadığını, aksine sevgi, merhamet ve müsamahayı teşvik ettiğini vurguladı.
Leuven Üniversitesi Gülen Kürsüsü Başkanı Prof. Emmanuel Gerard da, “Şiddet içeren aşırıcılık barışı tehdit ediyor.” derken, son dönemde artan terör olayları sebebiyle dinin çözüm yerine bir problem gibi görüldüğünü kaydetti. Gerard, “Ancak burada kanaat önderleri, akademisyenler ve daha birçok kişi bu alanda katkı yapmak için toplandı.” dedi. Nobel Barış Ödülü Komitesi eski üyesi Dr. Gunar Stalsett ise dini değerlerin ve inançlı olmanın çok iyi anlatılması gerektiğini ifade etti.
Bugün sona erecek sempozyumda, ‘Şiddet içerikli aşırılığın sebepleri’, ‘İslam perspektifinden teröre karşı çözüm önerileri’, ‘Dinler arası diyalog ve şiddetin engellenmesi’ ve ‘Ahlaki doğruluk ve cihad’ gibi başlıklarda oturumlar gerçekleştirilecek.