Hakkari’de 4 Sivilin Ölümüne Neden Olan Polis: Yüz Kızartıcı Bir Suç İşlemedim

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 8 Ekim 2016 tarihinde Cengiz Topel Caddesi’nden geçen Serhat Buldan, Rahmi Safhalı, Necdet İşözü ve Aydın Tümen’i öldüren, Şemsettin Kaya ve Mehmet Ali Kaya’yı ise yaralayan Kobra tipi zırhlı aracın silahçısı özel harekat polisi İ.M., yargılandığı davada 1 yıl bile tutuklu kalmadan tahliye edildi. Özel harekat polisi İ.M.’nin hakkında başlatılan idari soruşturma kapsamında müfettişlere gönderdiği mektup da ortaya çıktı.
Olayla ilgili başlatılan adli ve idari soruşturma kapsamında açığa alınan sanık İ.M., tutuklanmış hakkında ‘Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan 3 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. ‘Güvenlik’ gerekçesiyle Yüksekova’dan Diyarbakır’a nakledilen davada sanık İ.M., 1 yıl bile tutuklu kalmadan tahliye edilmişti. Olay anına ilişkin ortaya çıkan zırhlı aracın kule kamera görüntülerinde, zırhlı araçtaki silahın ‘atışa hazır’ vaziyette binlerce sivilin bulunduğu şehir merkezinde devriye gezdiği ortaya çıkmıştı. Görüntülerde, yoldan geçen sivillere birkaç saniye aralıklarla iki defa seri şekilde ateş edildiği görüldü.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İDARİ SORUŞTURMAYA GEREK GÖRMEMİŞ
Artı Gerçek’te yer alan habere göre, sanık polis İ.M., tutuklu yargılandığı dönemde bulunduğu Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevi’nden 29 Mayıs 2017’de hakkında disiplin soruşturması yürüten İstanbul Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu Başkanlığı’na 6 sayfalık yazılı savunma gönderdi. Hakkında daha önce başlatılan adli ve idari soruşturmada kapsamında verdiği ifadeleri tekrar eden İ.M., araçtaki silahın kontrolünün istem dışı bir şekilde ateş alması sonucu olayın meydana geldiğini iddia etti. İ.M., İçişleri Bakanlığı’nın olaya ilişkin yapmış olduğu idari tahkikat sonucunda 24 Nisan 2017 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verdiğini iddia etti.
‘YÜZ KIZIRTICI BİR SUÇ İŞLEMEDİM’
Üzerine atılı suçun ‘Taksirli suçlar’ kapsamında olduğunu ve halen yargılamanın devam ettiğini belirten İ.M., devamında şunları yazdı: “Kaldı ki yapılan adli yargılama ve idari soruşturmada üzerime atılı bulunan suç memuriyetin şerefini ve onurunu zedeleyecek suçlardan olmayıp yüz kızartıcı bir suç değildir. Bu sebeple hakkımda yürütülen adli soruşturma akabinde başlatılan idari soruşturmanın hakkımda herhangi bir karar verilmemesini, adli soruşturmadan ve kovuşturmadan çıkacak sonuca göre hakkımda bir karar verilmesini istiyorum. Tahliye edildikten sonra başka bir yere görevlendirmemin yapılmasını, şayet mümkün değilse; yargılama tamamlanana kadar 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 130. Maddesindeki açığa alma hükümlerinin uygulanmasını talep ediyorum.”
OLAYDAN SONRA SİLAHIN ‘ARIZALI’ OLDUĞUNU ÖĞRENMİŞ
Daha önce yaptığı tüm savunmalarında kasıtlı olarak ateş açmadığını, tetiğe kesinlikle basmadığını, tanık ifadeleri ve raporların, savunmasını destekler nitelikte olduğunu ifade eden sanık, “Avukatımla yaptığım görüşmelerde ve dosyanın içerisindeki tüm evraklar birlikte değerlendirildiğinde yaşanan olayla ilgili herhangi bir cezaya çarptırılmayacağıma dair bir sonuca ulaştık. Adli soruşturmanın da bu şekilde sonuçlanacağını umuyorum” dedi. Özel harekat polisliğine gönüllü olarak katıldığını, görev yaptığı tarihlerde amirlerince hem yazılı ve hem de sözlü takdirler aldığını iddia eden sanık İ.M., özetle “Kulenin arızasından dolayı silah ateş aldı. Ben kesinlikle tetiğe basmadım. Silah ateş aldı. Olayın yaşandığı günün gecesi araçtaki silahla ilgili arıza raporu tutulmuş ve ben de bunu olaydan sonra öğrendim. Bu arıza raporu emniyette oradan da dosyayla birlikte savcılığa ulaştığı söylendi. Ben böyle bir arıza olduğunu bilmiyordum” iddiasında bulundu.
‘DEVLETİME LAF GETİRECEK BİR ŞEY YAPMADIM’
İl Polis Disiplin Kurulu’nun hakkında yürüttüğü disiplin soruşturmasında memuriyetten çıkarılmasını talep ettiğini aktaran İ.M., “Ben yapmadığım bir şeyden dolayı tutuklandım. Açığa alındım. Cezaevine girdim. Ne kadar zor bir süreç geçiriyorum kimse bilmez efendim. Ben polis teşkilatına ve devletime laf getirecek bir şey yapmadım. Göreve çıkarken silah ateş aldı. Keşke orada şehit olsaydım. Keşke ben ölseydim. Oradaki vatandaşların tırnağına zarar gelmesini istemezdim. OTOKAR firmasının kurbanı oldum. Araçtaki görev arkadaşlarım da gördü silahın kendi kendine attığını. Ama polis olduğumuz için kimse inanmadı. Kimse dinlemedi. Yüksekova’da polis olmak. Ailem dualarla gönderdi, görev yaptığım yerde tutuklandım. Cezaevine girdim. 40 gün cezaevinde tek küçücük bir odada kaldım. Her şey herkes yabancı, polis olduğum için adam yerine konulmadım. Buradaki tek umudum yargı önünde yargılanıp mesleğime dönmek, özel harekat polisi olarak vatanın her yerinde görev yapmaktır. Bu resmi yazı yıktı beni. Ben vatan millet sevgisiyle Hakkari’ye gittim. Benim elimde şu an tek mesleğim var. Onu da kaybetsem ne yapacağımı bilmiyorum. Ailem özel harekat polisi olmamı istemedi, dinlemedim onları…” ifadelerine yer verdi.
‘ASKERİN BAŞINA GELMİŞ BERAAT ETMİŞLER’
Tutuklandığında ailesi ve Hakkari’deki polis arkadaşlarının kendisini yalnız bırakmadığını ifade eden İ.M., “Benim için para toplamışlar. Utandım arkadaşlarımdan insanın başına bir şey gelince böyle görev arkadaşlarının olması güzel bir şey. Hakkari İl Emniyet Müdürümüz sağ olsun avukat ayarladı. Ben suçsuzum ve bu ortaya çıkacak efendim. Daha önce Kobralarla bu tür olaylar yaşanmış efendim. Askerin başına gelmiş. Üçü de beraat yaşamış efendim. Sayın Vali Yardımcım şu an mahkeme sürecim devam etmektedir. Suçluluğum kesin değildir. Mahkemelerimizde yargılanıp aklanmak istiyorum. Sayın Vali Yardımcım Nurullah Naci Kalkancı, ben zorlu bu süreçte bir polis memuru olarak yardım bekliyorum. Beni meslekten atarsanız benim bir daha hayatım olmaz. Ben bunu kaldıramam efendim. Ben polis teşkilatına, devletime laf getirecek yüz kızartıcı bir şey yapmadım. Görev esnasında başıma bir şey geldi. Beni mesleğimden atmayın efendim” dedi.