“Hatırla ve Unutma Ey Zalim! O Dehşetli Günde, Kelebekler Gülecek ve Bu Sefer Sen Ağlayacaksın”

Babası OHAL’de tutuklanan, annesi KHK ili ihraç edilen 14 yaşındaki Berk Görmez geçtiğimiz hafta hayatını kaybetti. Tüm çabalara rağmen Berk’in ağır hastalığı sürecinde babası tahliye edilmedi. Yeniasya Gazetesi’nden Betül İzgin yaşanan dramı duygu yüklü bir yazıyla anlattı.
İşte o yazı;

Kelebekler de ağlar
Kelebekler de ağlar. Ama sen ağlayamazsın. Değil mi ki yükselmiş zulmün arşa. Değil mi kundaktaki bebekler, kalın demir parmaklıklar ardında.
Değil mi ki, yavrular babalarına hasret. Değil mi ki, babaların ellerine taktın hasret kelepçelerini. Övün zulmünle.
Kaybettik babacığının yolunu gözleyen. Babacığının yolunu biri 8, diğeri 9 numara görme bozukluğu olan gözleri ile gözleyen.
Özlemi tarifsiz. Baba hasretiyle, yemeden içmeden kesilen. Bağırsakları düğümlenen sonra. Sonra iki defa ameliyat edilen. Biri başarısız geçen.
14 yıllık ömründe takat yetmeyecek acılar çeken Berk’i kaybettik. 14 yaşında.
Şu koca dünyanda. Ey Zalim, zulmün 14 yaşında bir çocuğa erişti öyle mi? Senin zalimliğin bir babayı hapsettiği o çelik kafeste evlat hasretiyle yaktı kavurdu öyle mi?
Çaresizlik katmerliydi bu kez. Baba 14 aydır tutuklu bulunduğu demir parmaklıklar ardında aldı haberi.
Annesinin kulakları acıdan duymaz olmuştu Berk’in. Babasının duyan kulakları, işitebileceği en ağır acıyla uğulduyordu şimdi.
Kelebekler de ağlar. Ama sen ağlayamazsın. İstesen de gözyaşı dökemezsin ey zalim!
Ne acı imtihanın. Ne zor. Acı duymuyor ve ağlayamıyorsun. Bağırıyor, höykürüyor, ama anlayamıyorsun.
Anlasaydın, ağlardın çünkü. Bu kadar bağırmasaydın duyardın acılı ailelerin feryatlarını.
Ve duysaydın eğer ödün kopardı bir anneyi evladından ayırırken. 14 yaşında bir çocuğu baba hasretiyle yakarken, dağlanırdı için. Bir adım dahi atamazdın.
Ne acı ki, hissizsin sen Ey Zalim! Dokunuyor ama hissedemiyor. Bakıyor ama göremiyorsun. İşitiyor ama duyamıyorsun. Yitirmişsin beş duyunu. Beş duyunu kaybetmişsin beş ayrı tepede. Unutmuşsun.
Bilmiyorsun Ey Zalim! Masumiyet üstündür her makamdan. Merhamet en çok da zalimlere lazımdır. Zulmünde boğulurken zalim, acımak lazımdır. Kelebekler de ağlar, ama sen nereden bileceksin bunu Ey Zalim!
Gözyaşının temizlediğini kirlenen ellerini. Bir kez kapatsan kirlenen ellerini gözyaşlarını silmek üzere yüzüne, anlayacaksın.
Bir kez duysan arşa yükselen feryatları, kulakların sağır olacak. Ağlayacaksın. Ağlasan rahatlayacaksın Ey Zalim!
Bağırdıkça değil, ağladıkça etkili olacaksın. İnsan olacaksın yeniden. Unuttuklarını hatırlayacaksın.
Hatırla ki, hatırlamaya değer görmediğin insanlar kadar sen de insansın. Sen de insandın zulmün yenidoğmuş bebeklere değmeden önce. Beli bükülmüş yaşlıları hapsetmeden önce. Sen de insandın Berk’in engelli anneciği acıyla kulaklarını kaybetmeden önce.
Duymuyor artık o anne. Ve ne tevafuktur ki, artık küçük oğlu Berk de acı duymuyor. Emin ellerde…
Ey Zalim! Hatırla ki, adalet, hukuk, vicdan ve merhamet sana da lazım.
Hatıla ve unutma ki: Boynuzlu koyunun, boynuzsuz koyundan hakkını alacağı o dehşetli günde, kelebekler gülecek ve ne ki bu sefer sen ağlayacaksın.