Kravatlı El Beşir..

YORUM | BARBAROS J. KARTAL

“Tüh yazarken düşünememişiz, nasıl böyle bir hata olmuş, aslında 15 Temmuz ile 16 Temmuz günlerini kapsayan bir maddeydi nasıl da gözümüzden kaçmış” diyeceklerini sanan var mı?
Her kelimesi düşünülmüş, “Ne anlıyorsanız o!” mealinde bir madde son KHK ile çıkan. Sivil milis güçlerin bir işarete bakan terörü için hukuki altyapı hazır.
Buna gerek var mıydı? OHAL kapsamında devlet görevlerine yapacakları işkence, adam öldürme, adam kaçırma ve her türlü kötü muamele için dokunulmazlık zırhı çıkartıldığında iş tuttukları mafya  çeteleri, SADAT timleri, geri dönen IŞİD katilleri gelip “Bize de bir güzellik?” demiş olabilir mi?
Demiş olmalarından daha önemlisi verilen psikolojik mesaj. Bundan sonra bütün muhaliflere deniyor ki eğer yapılan hukuksuzluklara itiraz ettiğinizde velev ki sokağa çıktığınızda sonunda ölüm olduğunu bilin. Eli silahlı sosyal medyada her gün biri zuhur eden serseri manyaklardan biri sizi vurabilir ve sen öldüğünle kalırsın o yoluna bir kahraman ve gazi maaşı ile devam eder.
İlle senin sokağa çıkmana da gerek yok. Gerekirse bu işin şartlarını ben oluştururum. Sahte bir suikast, sahte bir ayaklanma…
‘YÜZDE 50’Yİ ZOR TUTUYORUM’ YASALLAŞTI!
Gezi zamanında ‘yüzde 50’yi zor tutuyorum’ diyen zihniyetin yasallaşmış halidir bugün karşımızda olan. Ülkede biriken gazı çok iyi gören bir aklın kendi adına hazırlıklarını yapmasından ibaret. Muhalefet olarak daha kalabalık olmak değil mesele, iş organize olmakta. Şimdi her yerde kendi ‘seferberlik tetkik kurullarını’ kuruyor. Bunu da resmen ilan etmiş oldu.
Her gün ekranlardan boca edilen “vatan hainleri, ülkeyi satanlar, din düşmanları” nefret seanslarının, ecdat ve din soslu propagandanın elbette bir sebebi var. Sadece kendi başına Kurtlar Vadisi’nin zamanında tornadan geçirdiği serseri tipleri düşününce bütün devlet imkanları ile yapılan beyin yıkamanın nasıl tipler türeteceğini tahmin etmek zor değil. ‘Allah adına vurun, acımayın, sağ komayın’ bu işin kafalarındaki finali.
Zaten sinmiş ve sindirilmiş muhalefetin tabanına bir kere daha yaklaşma vururum mesajı veriliyor. Wikileaks belgelerinde ‘Allah’a inanır ama Allah’a güvenmez’ şeklinde tarif edilen adamın her şeyi garantiye alma paranoyası. Hala seçimle gider diyen var mı? Şu an için olur ya kaybedecekleri bir seçim bile ülkenin kan gölüne dönmesi demek.
PEK DİLE GETİRİLMEYEN MESELE
Bunlar aşağı yukarı sosyal medyada ve bazı köşe yazılarında dile getirilen düşünceler. Bir şey daha var ki pek söylenmiyor. Bu son KHK ile 15 Temmuz’un bir senaryo, prime time’da yayınlanan profesyonel bir harp oyunu olduğu kesinlik kazanmıştır. Hiçbir anlamı olmayan köprüyü tek taraflı trafiğe kapatıp zavallı askerleri bir başına orada katillere teslim etmenin izahıdır. Yataklarından kaldırılıp isim isim çağrılarak Kavacık meydanına silahsız bırakılan askeri öğrencilerin neden linç edildiği bugün bir kez daha netlik kazanmıştır. Ankara’nın yarısını kaplayan Saray dururken kavşağına zararsız insanların üzerine bomba atılması şimdi bir kez daha kafalara oturmuştur.
İş silaha, sokağa düştüğünde hadiseleri kim bastırırsa ülkeyi o yönetir. Bütün geri kalmış ülkelerde bu böyle olmuştur. O yüzden akıllarından geçen kendi sonları olacak.
Birkaç gündür köşelerinde son KHK’yı eleştiren, bunu yaparken de kelimeleri nasıl dikkatli seçsem de hem yalakalık yapsam hem de demokrat görünmeyi becerebilsem diye kıvranan yazarlar size de geçmiş olsun. Hepiniz not edildiniz. Sizin için en ufak itirazın sizin sonunuz olduğu duruma geleli çok oldu. Ama siz istediniz böyle olsun diye. Velev ki çıksa ‘ya bir göz atalım’ dese dahi.
Abdullah Gül ve benzerlerine gelince. Yakında bir karar vermeleri gerekecek. Bu işin sonunun eninde sonunda geldiğini görüp geleceğe yatırım laflar, demokratik çıkışlar, samimiyetsiz endişelerin bir bedeli var. Aranızdan ibreti alem bir numuneye doğru gidiyor durum. Bakalım piyango kime vuracak.
Bitirirken şunu da buraya not edelim. Bakın duayen yazar ne demiş KHK ile ilgili eleştirel yazısının finalinde:
İktidar ‘yazdım oldu’ kolaylığını seviyor. Fakat Türkiye’nin hukuk sicili zarar görüyor, “suçluların iadesi” konusundaki haklı taleplerimizi bile zaafa uğratıyor.
Suçluların iadesi ha. Yahu yakında ülkede sokakta boğaz kesecekler, ‘kafasına sıktım’ diyen adamlar Periscope yapacak adamın dert ettiği şeye bak. Diyor ki Fethullah Gülen’in iadesine falan zarar veriyor bu yapılanlar. Neyi neye bağlıyor ya. Nereden nereye geliyor. Sanki idam geçti Meclis’ten. Haklı taleplerimiz di mi! Hukuk sicilimiz zarar görüyormuş. Hangi sicil pardon! Sizin gibi olmaktansa bu başımıza gelenler evla gerçekten. Yoksa Taha Akyol’u hala bir şey sananlar kalacaktı.
(TR724)