Saray Hayatına Dair İpuçları..

YORUM | BARBAROS J. KARTAL

“Öyle ise küvetteki o sabunlu suyu, köpükleri sakın ha sakinleştirmeyin! Aynı şekilde yola devam edin”
Bir şey anlayan var mı? Acaba bir şaka mı bu, Zaytung olabilir mi diyerek birkaç kez dinledim. Tamam ülkeden biraz uzak kaldık da o kadar da kopmadık yani, bizim kaçırdığımız bir şey mi var, bilmediğimiz diye araştırdım. Yoksa Türkçe’de böyle ifadeler vardı da biz mi şimdiye kadar duymadık!
Aynen bu kelimelerle konuşmasını bitirdi. İl başkanlarına yaptığı konuşmanın son kısmında seçim heyecanının kaybolmamasını bu sözlerle tarif etti. Ve tabii ki tahmin edeceğiniz üzerine alkış kıyamet. Yahu neyi alkışlıyorsunuz? Şimdi illerinize döndüğünüz zaman böyle mi diyeceksiniz: “Arkadaşlar seçim stratejimizi söylüyorum; malı Arap Faik’ten alıyoruz, Karabük’te ikinci yüklemeyi yapıyoruz, küvetteki köpükleri sakinleştirmiyoruz”.
Bu subliminal mesaj nedir, hangi bilinç altının ürünüdür? Yahu nasıl bir dünyanız var, siz neler yaşıyorsunuz, ne içiyorsunuz da böyle laflar ediyorsunuz? Belli ki ileride anlaşılacak. Saray hayatına bizim aklımızın ermesi mümkün değil.
Konuşmanın sonu değil sadece neredeyse tamamı abuk sabuk ifadelerle dolu. Yine kahvehane ağzı hakaretler, had bildirmeler.
Gerçeklikten kopuk, bir hayal aleminde yaşayan, kendi içinde çelişkili kah dünyaya saçma argümanlarla meydan okuyan, kah seçimlere yönelik iç kamuoyuna mesaj vermeye çalışan bir ruh hali.
Bu rejimden kurtulmak için hangi sebeplerin zuhur edeceği yönünde projeksiyonlar yaparken atladığımız bir şey olduğunu fark ettim; psikolojisi bozuk, narsist, öfke nöbetlerine girip çıktığı belli ve dünyada yolun sonuna geldiğini gören bir liderin kavga ede ede kendi kendini imha edeceğini  izleyeceğiz bundan sonra belki de.
BM Genel Kurulu’nda önceki gün kabul edilen ve ezici bir çoğunlukla Filistin’e sembolik destek veren tasarıyı Kudüs’ün fethi zannediyor, kendisini de Selahattin Eyyubi.
BM’de daha önce de bir çok kere benzeri yaşanan ama hiç bir bağlayıcılığı olmayan bir tasarı bu. ABD’ye karşı 128 ülkenin ortak bir zaferi olarak sunuyor ve ABD’ye karşı söyle diyor: “128 ülkeyi ayakta dimdik olduğunu görürsünüz”.
Ardından sonra tekrar iç kamuoyuna döndüğünde biraz önce methiye düzdüğü Avrupa ülkelerinin haçlı bozuntuları olduğunu hatırlayıp daha önce meydanlarda defalarca söylediği sözleri tekrar ediyor: “…bunlar nokta nokta tek millettir”. Küfür tek millettir sözüne gönderme yapıyor ama daha önce yaptığı gibi açık açık demiyor. Bu sefer ki şifre nokta nokta.
Dedik ya gerçeklerden kopuk. 15 yıllık devlet tecrübesi sonrası geldiğimiz noktada karşımızda Refah Partisi Beyoğlu ilçe başkanı var.
Filistin Lideri Mahmud Abbas’ın çok daha sakin, akıllı ve stratejik duruşunu bile göremiyorlar. Kraldan çok kralcı olmanın zamanı çünkü. İsrail’e, Amerika’ya çaktıkça sokaktan alkış alacağını çok iyi biliyor çünkü. Filistinliler ne olmuş pek umurlarında değil aslında. Önümüzdeki ay Gazze’ye gidiyorum demesinin üzerinden yıllar geçti. Her ay Gazze’ye bir organize sanayi bölgesi kuruyoruz ama şimdiye kadar gören yok. Mavi Marmara’yı 50 milyona satalı çok da olmadı. İsrail’e aile şirketleri ile petrol sattığı hatta bunun jet yakıtı olduğu defalarca ispatlandı. İsrail’in uluslararası bir çok örgüte geri dönmesini de bu İslamcı hükümet sağladı. ABD’ye her gittiğinde Yahudi lobisi ile masaya oturması da bir sorun değil.
Aslında İsrail de Erdoğan’dan hiç rahatsız değil. Böyle liderler ve tehditler olduğu sürece İsrail her zaman dünya devletlerini teyakkuzda tutuyor. Erdoğan seçimi kaybedecek olsun Gazze’yi açıp gelip şov yapmasına bile müsaade eder, o derece. Türkiye’ye bu kadar zarar veren bir lidere ajandakilerindeki işler bitene kadar koltuk çıkacaklar.
BM’deki oylamanın ne anlama geldiğini, Avrupalı devletlerin hiç bir bağlayıcılığı olmadığı zaman nasıl davrandığını ama iş pratiğe geldiğinde neler yaptığını bilmeyecek kadar diplomatik gelenekten yoksun değiliz ama İslamcı hükümet devlet adına ortada bir şey bırakmadı.
Elbette birisi çıkıp İsrail’in yaptıklarını eleştirecek. Bunu bir liderin yapması çok anlamlı. Ancak bunu yapacak lider kendi ülkesinde 60 bin tane masumu hapse atmış, yüzbinlerce insanı işinden ekmeğinden etmiş, kendi ordusuna darbe yapmış, İran’a ülkeyi peşkeş çekmiş, kendi vatandaşlarına suikast için planlar yapan  bir lider olmayacak. Hiç bir inandırıcılığı yok. Filistin’i çocuklara ağlayıp, onları birer PR malzemesi gibi kullanıp sahte gözyaşları döktüğünüz ülkenizdeki hamileleri cezaevlerinde süründürmenizden, bastonla dahi yürüyemeyen yaşlıları ters kelepçe yapıp hücrelere atmanızdan belli.
Köpük fantezileriniz bitip küvetten çıktığınızda “kral çıplak” diyen çok olacak da iş işten geçmiş, arkadaki enkaz çok ağır olacak. Zamanında kral çıplak diyenlerin başına gelenler sizi çok mahcup edecek.
(TR724)