İbretlik Akıbete Doğru..

Yorum | Naci Karadağ

Haber şöyle diyor: “Teröristler sınırı geçerken yakalandı…”
Eminim bu haber başlığını kısa süre, örneğin iki yıl önce okumuş olsak, “Ağır silahlı PKK militanlarının dağlardan geçerken çatışmaya girdiğini” zannederdik.
Ama artık öyle olmuyor.
Ergenekon yapısı, emrine kul ettiği AKP medyası ve kitlesiyle beraber Cemaati şeytanlaştırmayı başardığı için (tabii burada Recep Tayyip Erdoğan’ın eşsiz başarısını teslim etmek lazım) terörist denilince aklımıza artık silahlı militanlar gelmiyor.
Peki, kim bu teröristler?
Yine haberden okuyoruz…
“Yakalanan teröristlerin arasında kadın ve çocuklar olduğu bildirildi. 5 teröristin öğretmen, üç kişinin doktor, iki kişinin ise akademisyen olduğu ifade edildi.”
Akıbet ise malum; hepsi cezaevine, kadın, çoluk çocuk fark etmiyor Erge-AKP yargısı için…
İşkence artık sıradan vakıa.
SORSAN HEPSİ ALLAH’TAN KORKARLAR!
Her fırsatta Allah, din, iman diyenlerin nefretleri o kadar büyük ki, hamile kadınlara, bebelere acımadan işkence ediyor, üç kişilik koğuşta on kişi, 7 kişilik koğuşta kırk kişi zorla esir tutuluyor.
Bunlara sorsan hepsi Allah’tan korkarlar…
Reislerinden korkuyorlar bir tek oysa!
Reisleri de her ne hikmetse Ergenekon korkusuyla nefretini bulamaç etmiş muazzam bir bitmeyen kin üretmiş, kaşıkladıkça kaşıklıyor.
Trolleriyle, vekilleriyle, bürokratlarıyla (bazen üçü bir arada oluyor, trole ayrı, vekile ayrı, belediye başkanına ayrı vakitleri olmuyor) görünüşte acayip merhametliler, acayip mağdurlar. Reisleri üç beş ay hapiste yatmıştı (Gerçi o kısım da bizzat arkadaşının ifadesiyle o kısım da şüpheli ama) hala mağdur edebiyatı yapmaya devam ediyor.
Hepsinin çocuk sevgisi muazzam… Görüntüde öyle, cami önlerine gidip bilmem nerede zulüm gören Müslümanlar için her türlü şovu yapmaktan geri durmuyorlar ama burunlarının dibindeki yaşanan soykırımı bırakınız görmeyi, yapmaktan zevk alır hale gelmiş durumdalar.
80’i aşkın yaşıyla tuvalet ihtiyacı bile göremeyen yaşlı dedeyi terörist diye hapse atmayı Müslümanlıklarına yedirebilen geniş mideli tuhaf bir siyasal dinci tayfa var bugün iktidarda. Kendilerinden geçmiş, dört koldan çengi avuçluyorlar devletin tüm imkanlarını, semirdikçe semiriyorlar.
Patlayacak kıvama gelenleri ise tehditle filan görevden alıp sofraya yenilerini davet ediyorlar.
‘SUÇLU DİYEMEYİZ DAHA HATİCE HANIM’A…’
Beğenin ya da eleştirin çok önemli değil; bunların kanalında Müge Anlı isimli bir bayan var. Epey popüler bir program yapıyor. Polisin görevini yerine getiriyor adeta. Katilleri ortaya çıkarıyor, kayıpları buluyor, dolandırıcıları canlı yayında derdest ediyor.
Bugünlerde Sakarya’da yaşanan bir cinayeti işliyor Müge Anlı.
Genç bir adamın ölümünü konuşuyorlar günlerdir.
Enteresan bir şekilde yol kenarında darp edilmiş şekilde cesedi bulunan Uğur isimli bir adamın ailesi çıkıyor yayına günlerdir.
İddialar havada uçuşuyor.
İki çocuklu Uğur’un uyuşturucu kullandığını, kendisine işkence yaptığını söylüyor eşi.
Uğur’un annesi ise gelininin uyuşturucu bağımlısı olduğunu ve başka evli erkekle ilişkisi olduğunu söylüyor.
Enteresandır Hatice Hanım da reddetmiyor bu iddiaları.
Cinayet suçlamasıyla yargılanıyor kadın. Kocasını öldürme suçundan.
Hapishanelerde yer olmadığından olsa gerek, ev hapsinde duruşmalarını bekliyor genç kadın.
Müge Anlı şöyle bir şey dedi önceki gün:
“Gerçi daha suçlu diyemeyiz Hatice Hanım’a ve iki küçük bebeği olduğu için tutuklu olarak yargılanmıyor ev hepsinde tutuluyor…”
Ne kadar merhametli bir devletimiz var değil mi?
‘YA SABIR’…
Kocasını öldürmekle suçlanan kadın evinde duruşmasını beklerken, kermeste börek satan teyzeyi, yeni doğum yapmış öğretmeni, üstelik hayatlarında tek bir suça bulaşmamış insanları aylarca hapiste, neyle suçlandıklarını bilmeden içeri atıyor, işkence yapıyor, bebekleri öldürüyor AKP iktidarı ve Ergenekon yargısı.
Sorsan hepsi insan, hepsi Müslüman…
Şimdi başka şey söyleyesi geliyor insanın ama “ya sabır” diyor mazlumlar gibi.
Bu karanlık çağ ne zaman biter bilmiyorum ama Gayretullah’a ulaşıyor bu ahlar. Fena bir akıbet bekliyor, bu zulmü kurgulayanları, uygulayanları ve sesini çıkarmayanları…
Hem de çok fena…
(TR724)