Sarayın Çürük Çocukları..

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Sıvasız evlerde yaşayan anneler keşke yazabilselerdi. Keşke acıyı tarif eden kelimelere sahip olsalardı. Evlat ne demek, diyebilselerdi. Ateşin düştüğü yeri tarif edebilseler acının resmini çizebilselerdi.

Muktedirlerin; sadece bir sayıdan ibaret gördükleri evlatlarını, toprağa vermenin nasıl bir şey olduğunu kelimelere dökebilselerdi keşke….
Ateş nedir, can acısı nedir, evladı toprağa vermek nedir başkalarına da hissettirebilselerdi.
Haberlerde beş saniyeye sığdırılan bir ömrün bütün detaylarını tek tek kaydetselerdi.
Değil toprağa vermeyi bir derece yükselen ateşin bile kendisini kaç yüz derece kaynar sulara attığını ah bir dillendirebilselerdi.
Anlatabilselerdi belki evlat üzerinden iktidar devşiren vampirler acı nedir anlayabilirlerdi.
Oysa şimdi görüyoruz ki, ‘sıvasız evlerin çocuklarının’ toprağa düşmesi onların yüreklerinde en küçük bir acıya sebebiyet vermiyor.
Verseydi keçe gibi suratlarından anlayabilirdik. Vampir ruhlu bir kadın ‘Yeni nesil candan vazgeçmeyi çok iyi biliyor’ diye konuşurken, içtiği taze kan, ağzının kenarlarından sızmaya devam ediyor.
O kan onların hayat damarı. Bilal’in saraylarda güvenle yaşayabilmesi için sıvasız evlerin çocuklarının, canından vazgeçmeyi çok iyi bilmesi gerekir.
Kan içtikçe hayat devşiren, yeni saraylar inşa eden, yeni uçaklar, yeni makam arabaları alan, koruma orduları kuran, güvenlik içinde güvenlik yaşayanların, o sıvasız evlerde büyümüş çocukların taptaze kanlarına ihtiyaçları var.
Başka da bir işe yaramazlar.

Öyle ya, bu mavi kanlı insanların koluna taktığı bir çantanın fiyatı bile 10 tane sıvasız ev satın alabilir.
Çocuklar ölecek ki muktedirler tartışılmasın, iktidar sahiplerinin her istediği olsun, vatandaş denen vergi ve can vermekle mükellef insan yığınları hiçbir şey için sızlamasın!
Sadece bunlar değil Saray artığı aveneler de en arsız ağızlarla  ‘şehitlere Allah’tan rahmet’ cümleleri kurup taziyede bulunuyorlar.
Gerçi üç-dört şehit gelince artık onu da yapmıyorlar ama sekiz ve üzeri olunca çok yoğun gündemlerinden(!) bir vakit bularak taziye yayınlama zahmetine katlanıyorlar.
Keçe gibi suratlarıyla, ruhlarının hiçbir yerine değmeden Twitter’den 40 yıldır söylenen sözlerin bir tekrarını yazıp işlerine bakıyorlar.
Haşa Cennet de bunların tekelinde olduğu için Allah’tan rahmet diliyorlar ki, sıvasız evlerin çocukları bari cennete gidebilsin. Öyle ya Rahmet dilemeseler öte tarafta o sıvasız evleri bile bulamazlar!
‘Şehitler ölmez vatan bölünmez ulan’ diye naralar atanlar ise, sıvasız evde oturanların çocuklarını ölüme gönderirken kendi tatlı canlarını emniyete alabilmek için çürük raporu alıyorlar.
GATA, iktidarın kontrolüne geçtikten sonra ‘ötekine’ şehit edebiyatı yapan AKP güruhu içinden 155 bin kişi kendi çocuklarına çürük raporu alıp canlarının emniyetini sağlamışlar.
Öyle ya bunlar Saray kadar olmasa da hatırı sayılır pahalılıkta evlerde oturan yeni dönemin hatırı sayılır haramzadeleri.
Canları vatan için de olsa toprağa düşemeyecek kadar kıymetli. Onlar cenneti yeryüzünde buldular ve ölüm bir daha asla onları bulmayacak.
Zannediyorlar…
Ama kısa çöpün bile uzun çöpten hakkını aldığı gibi ‘acının sahipleri’ de bu ahlaksız düzendeki muktedirlerden hakkını alacak.
Kan içerek hayat bulanlar o içtikleri kanda boğulacak.
(tr724)