Hayko Bağdat: Gökçek ile Erdoğan Arasında Yaşananlar Mafyatik Pazarlık

Gazeteci Erkam Tufan Aytav, 30 Dakika programında Gazeteci Hayko Bağdat ile konuştu. Ankara  Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e ‘Ermeni ‘ dediği için yüklü tazminat ödediğini hatırlatan Bağdat, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı  Tayyip Erdoğan’ın ‘İstifa etmezse bedeli ağır olur’ sözlerini ve AKP’li üç belediye başkanının istifası tartışmalarını  ‘mafyatik pazarlık’ olarak değerlendirdi.
ÜLKEDE MAHKEME YOK, GÜVENECEK KURUM YOK!
Bağdat, şunları söyledi: “Erdoğan daha önce de ‘Bedeli ağır olur’ dedi. Can Dündar ve Ahmet Hakan’a söylemişti. Başlarına gelenleri biliyoruz. Gökçek ile Erdoğan arasındaki 80 milyon önünde yapılan mafyatik bir pazarlıktır. Ne kadar ayıp dedi.Herhangi bir AKP teşkilatında bir top A4 çalınsa bunu bile soruşturamayız. Adalet yok zaten. Mahkeme yok, polis yok. Başımız belaya girdiğinde kapısını çalabileceğimiz bir kurum yok. Şimdi Melih Gökçek, bağımsız mı olacak, Saadet adayı mı olacak? Erdoğan’ın yolsuzluklarını mı açıklayacak? Diyarbakır belediyesine kayyım atanması ne kadar utanç verici ise, Gökçek’in istifasının istenmesi de o kadar tuhaf ve utanç verici.”
Halen tutuklu olan HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın hapishaneden yazdığı mektubunda yer alan “Zulüm var, ses yok, direnç yok” ifadeleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

7 HAZİRAN’DAN BERİ 2 BİN İNSAN ÖLDÜ
Türkiye’de Erdoğan rejimi tarafından herkesimden binlerce, yüzbinlerce mağdur oluştuğunun altını çizen Bağdat, “Nuriye Semih gibi aç bırakılan, ekmeğiyle oynananlar gerçeği varken, solculuk işe yarar.” diye sordu ve şunları söyledi: “Binlerce yüzbinlerce insan mağdur. 7 Haziran’dan itibaren 2 bin insan öldü. Çocuklar öldü, bodrumlarda yakıldı. Onlarca Çağlayan Adliyesi  zemin katlarında işkence gördü. Öğretmenler pazarda limon satıyor.
İnsan Hakları Derneği’ni gidin, HDP’ye gidin, Eren Keskin’e gidin. Boğaz Köprüsü’nde boğazı kesilmiş oğlunun acısını anlatmak isteyen anneyi bilen bu örgütlü yapılara gidin. Ablası bacısını şikayet ediyor. 550 haftadır çocuklarını arayan anneler var. Cumartesi anneleri. Onlar gerçekleri biliyor. Sadece işkence değil, katlediyorlar insanları bu ülkede. Bu devletin neler yapabileceği konusunu, devletin yakınında olanlar anlamaz. Devletin karşısında olanlar anlar. Ermeni halimle ağzımla kuş tutsam anlatamam. Çünkü ister istemez devletin karşısında olanlar ile gönüllü olarak karşısında olanlar biliyor devletin ne kadar insanı öldürebileceğini.”
(TR724)