Bulgaristan’da ‘Isim Değiştirme’ Mağduru Gazeteci: Erdoğan Türkiye’si, Jivkov Döneminden Daha Zalim

Bulgaristan’da Jivkov döneminde ‘isim değiştirme sürecinde’ bizzat mağduriyet yaşayanlardan gazeteci Mehmet Ömer, bugün Erdoğan Türkiye’sinde yaşanan zulümlerin Bulgaristan’daki Jivkov döneminde bile yaşanmadığını söyledi. Ömer, “Komünistlerin baskı mekanizması bile şimdiki Türkiye’de yaşanan aşırılıklara gitmedi. İsimlerinin değiştirilmesine karşı direnenler Belene’ye atılsa bile, yerel idare, geri kalan çocuklarına ve yaşlılarına bakabilmeleri için ailenin diğer fertlerinin işlerini kaybetmemesine dikkat ediyordu. Erdoğan rejimi için bu kural geçerli değil.” dedi.
Bulgaristan, Türkiye’de düşman ilan edilen siyasi sığınmacıları iade etme konusunda galiba tek Avrupa Birliği ülkesi. Deutsche Welle (DW) Sofya muhabiri Nikolay Tsekov, Türkiye siyasetini yakından tanıyan gazeteciler, insan hakları savunucuları ve Devlet Mülteciler Ajansı yetkilisi ile görüştü.
eu
Bulgaristan, şimdiye kadar takip ettiği, “siyasal iltica talebinde bulunan Türkiye vatandaşlarını Erdoğan rejimine iade etme politikasından kazanıyor mu, kaybediyor mu?” DW muhabirinin sorusunu cevaplayan Devlet Mülteciler Ajansı’nın verilerine göre, “2017’nin başından bu yana farklı sebeplerle 13 Türk vatandaşının Bulgaristan’da himaye aradığı kaydedilmiş. Bunların 9’una ret cevabı verilmiş, çünkü ajansa göre ’’himayeyi gerektirecek herhangi bir ön koşul mevcut değil!.”
BULGARİSTAN’DAN FARKLI OLARAK YUNANİSTAN, TÜRKİYE’NİN TALEPLERİNİ REDDEDİYOR

2016 yazından bu yana Erdoğan rejimine muhalif olup Bulgaristan’da siyasal iltica talebinde bulunan ancak Sofya yönetimi tarafından iade edilen en az yedi kişi şimdi hukuksuzca Türk hapishanelerinde cezalandırılıyor. Burada iş adamları, öğretmenler, polis memurları söz konusu. Bunların hiçbiri hakkında şimdiye kadar darbeye karıştıklarına dair herhangi bir kanıt yok. Bulgaristan’dan farklı olarak, Yunanistan darbe girişimine doğrudan karışmış olduklarına yönelik şüphe bulunan üst rütbeli subayları Ankara’ya iade etmeyi reddediyor.
Sofya’da Türkçe-Bulgarca haftalık olarak çıkan “Sedmiçen Obzor/Haftaya Bakış” gazetesinin Yayın Yönetmeni Mehmet Ömer, DW’ye verdiği demeçte, Türkiye’de iktidar yandaşı olmayanlara yönelik cadı avını şu sözlerle değerlendiriyor: “Darbe girişiminin ardından tutuklanan gazeteciler, bilim insanları ve toplum önderleri, kendileri hakkında iddianamelerin hazırlanması için 400 gün beklediler. Eğer bir savcı Erdoğan’a muhalif birisini adli kontrolle serbest bırakacak olursa, başına gelebilecek en hafif şey ebediyen adalet sisteminin dışında bırakılmak olacaktır. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nü bu yılki raporuna göre, ifade özgürlüğü bakımından Türkiye 180 ülke arasında 155’înci sırada yer alıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün Mayıs 2017’ye kadarki dönemi kapsayan raporunda göre 118 gazeteci hapiste, fakat dört ay sonra bu rakam 300’e ulaşmış bulunuyor. 184 medya kuruluşu, 375 özel kuruluş kapatılmıştır. Yüzbinlerce masum insan işten atılmış, hiç bir türlü iş bulamıyor. Çünkü bunları işe alan firmalar iktidar tarafından hemen tehdit ediliyor. Devlet düşmanı ilan edilen eski memurlardan, ilk başta maaşlarını bile iade etmeleri istenmişti.”

JİVKOV DÖNEMİNDEKİ ‘İSİM DEĞİŞTİRME SÜRECİNDEN’ BİLE DAHA ZALİMCE
Bulgaristan’da Jivkov döneminde ‘isim değiştirme sürecinde’ bizzat mağduriyet yaşayanlardan olan Mehmet Ömer, Bulgaristan’da o döneme ait Jivkov rejimi ile şimdiki Erdoğan Türkiye’si arasında bir kıyaslama yaparak şu dikkat çekici tespitleri yapıyor: “Komünistlerin baskı mekanizması bile şimdiki Türkiye’de yaşanan aşırılıklara gitmedi. İsimlerinin değiştirilmesine karşı direnenler Belene’ye atılsa bile, yerel idare, geri kalan çocuklarına ve yaşlılarına bakabilmeleri için ailenin diğer fertlerinin işlerini kaybetmemesine dikkat ediyordu. Erdoğan rejimi için bu kural geçerli değil.”
Bulgaristan’daki Helsinki Komitesi Başkanı Krasimir Kınev da Sofya’nın Ankara’daki rejime işkence tehlikesi olan ve adil bir yargılanma garantisi bulunmayan insanları teslim etmesine hiç şaşırmıyor. Kınev, buna benzer başka vakaları da hatırlatıyor: “Belli bir zaman önce hiç mahkeme karşısına çıkarılmadan bir Çeçenistan vatandaşının Moskova’ya teslim edilmesi girişimine müdahale ettik. İade gününden bir gün evvel Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yasadışı iadenin durdurulmasına yönelik gerekli önlemlerin alınması için bir emir gönderdi.”
“BULGARİSTAN’DA BİR HAİN VAR”
Geçen yılın ağustos ayında, Ankara’nın, sürgünde yaşayan Fethullah Gülen’in sempatizanı ilan ettiği iş adamı Abdullah Büyük, Bulgaristan makamları tarafından Türkiye’ye iade edildi. İnsan hakları savunucularına göre, söz konusu iade olayı, bu eylemi engelleyen en az iki yasanın ihlal edilmesi ve iki mahkeme kararının -Sofya Şehir Mahkemesi ve İstinaf Mahkemesi- çiğnenmesi ile gerçekleşti.
Abdullah Büyük, geçen yıl 10 Ağustos’ta sokakta gözaltına alınmış ve aynı gün Türk makamlarına teslim edilmişti. Fakat bu daha gerçekleşmeden önce Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, temmuz sonunda Antalya’da katıldığı bir mitingte şunları söylemişti: “Yurtdışına kaçanları da geri getireceğiz. Bulgaristan’a bir heyet gönderiyoruz, orada bir hain var. Daha önce gitmişti, onu da geri getireceğiz.”
Bundan sonra Büyük’ün başına gelenler meçhul, fakat olaya vakıf olan kişilere göre, kendisinin avukatları Bulgaristan’da geçirdiği mahkeme süreciyle ilgili belgeleri, olayı Strasburg Mahkemesine taşımak üzere talep etmiş.
AB ÜLKESİ OLARAK ROMANYA, KENDİSİNE YAKIŞANI YAPIYOR
Gazeteci Mehmet Ömer, komşu Romanya’daki Erdoğan muhaliflerin daha iyi himaye edildiklerini söylüyor. Romanya’da ikamet eden Türk gazeteci Necdet Çelik’in kendisine anlattıklarına göre, Romanya Türkiye’nin stratejik partneri ve iki ülke arasındaki ekonomik işbirliği gayet yoğun.
DW’nin sorularını cevaplayan Çelik: “Fakat insan haklarının savunulması açısından Bulgaristan’dan farklı olarak Romanya bir AB ülkesine yakışanı yapıyor. Romanya, Türkiye’den oradan kaçıp iltica talebinde bulunanların dilekçelerine olumlu cevap verdi. Türk vatandaşlarına ait iltica dilekçeleri Bükreş’te onaylandı.”
Çelik’ göre, Türkiye içeride rejim düşmanı ilan ettiği kişileri geri çevirmek için her türlü yönteme başvuruyor. Mesela, Türkiye’den kaçan muhalifler Bulgaristan-Romanya sınırında uluslararası pasaportlarının iptal edildiğini öğreniyor. Romanya’da siyasal iltica alan bir Türkiye vatandaşının başına böyle bir şey gelmiş. Kaçan kişi himaye aramak için kime yöneleceğini doğru hesaplamış. Ve bu yüzden Bulgaristan’a değil, Romanya’ya iltica etmiş. Çelik, şöyle devam ediyor: “Romanya, siyasil iltica talebinde bulunan Türk vatandaşlarını iade etme konusunda Ankara’nın çağrılarına cevap vermedi. Romanya makamları halihazırda da bu tür taleplere cevap vermiyor. Son zamanlarda mülteci dalgası sanki Bulgaristan’ı dolanarak Karadeniz üzerinden Romanya’ya doğru yöneliyor. Bana göre Türkiye Romanya’dan intikam alıyor.”