Zarrab Davasında Savcılık 30 Sayfalık Görüş Açıkladı: “Çağlayan Gibi Yozlaşmış Türk Bakanlarına Rüşvet Verildi”

ABD’de devam eden Rıza Zarrab davasında New York Güney Bölgesi Savcı Vekili Joon H. Kim ve Zarrab dosyasını en başından beri takip eden yardımcı savcılar Michael Lockard ile Sidhardha Kamaraju 30 sayfalık bir yeni bir görüş yayınladı. Savcılar geçtiğimiz mart ayı sonunda New York’ta tutuklanan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın, ‘davam düşmeli, düşmeyecekse Reza Zarrab’ın davasından ayrılmalı’ talebine karşı cevap sundular. Savcılar, Atilla’nın bu taleplerini daha önce Zarrab’ın yaptığını ve bunların ret edilmesi gerektiğini kaydettiler.
16 Ekim akşam saatlerinde yayınlanan cevabi görüşte Halkbank bu kez kodlanmadan, doğrudan ‘Türk devletinin sahip olduğu Halk Bank A.Ş.” olarak yer alırken, bankaya ağır suçlamalar devam etti. Bankanın yaptığı işlemler sayesinde İran’a giden fonların, ‘anomim’ hale geldiğini ve bundan dolayı da İran hükümetinin bu milyarlarca dolarlık fonları ‘küresel’ boyutta rahatça kullanabildiğini yazıldı.
Zafer Çağlayan da savcılığın görüşünde kendine yer buldu. İran ambargosunun delinmesi için Çağlayan gibi Türk yetkilileri rüşvet verildiğinin anlatıldığı raporda, “ABD’nin İran karşıtı ambargoları ve para aklamalara karşı önlemleri nedeniyle İran’ın fonlarına ulaşması zor idi… Bunun sonucu olarak Atilla, Aslan ve Balkan da dahil olmak üzere HalkBank liderleri Çağlayan gibi yozlaşmış Türk yetkilileri ve İran yetkilileri ile bir çark hazırlayarak petrol işlemlerine uluslararası toplumun kontrolü olmadan ulaşabilmekteydiler.” dendi.
Atilla ise, Zarrab’a ‘dolandırıclık öğretmekle’ veya ‘dolandırıcılık koçluğu yapmakla’ suçlandı.
Savcılık: Atilla, Halk Bankasını iyi yüzlü hareket ettirdi
Washingtonhatti.com’un haberine göre, Savcılık iddianamesinde Atilla, yabancı bankaların ‘ya ABD ya da İran ile iş yapılabilir’ seçeneğini ihlal eden bir çarka katılması ile suçlandı. ”Hileli işlemleri sahte dokümanlar ile yaparak, paravan şirketlerle, Amerikan regülatörlere yalan söyleyerek, Atilla ve diğer işbirlikçileri, işvereni olan Türk devletinin Türkiye Halk Bankası A.Ş.’in iki yüzlü çalıştırarak milyarlarca dolarlık işlemleri içeren İran petrolünü, İran hükümeti ve ilgili kurumları adına yöneterek bu arada da Halkbank’ın ABD bankaları ile ilişkilerine devam ettirdiler.”
Üst düzey Türk hükümeti bakanları..
”Bu çarkın tek amacı üst düzey Türk hükümeti bakanlarına rüşvet vererek, Amerikan ambargo kanunlarını delmek ve ondan kaçırmaktı. Açık kanunları, başkanlık kararnamelerini, düzenlemeleri, bir dolu kanun yorumları uygulanarak Atilla ABD’de cezalandırılacak suçlar işemiştir.”
Savcılık, Atilla’nın Zarrab’dan ayrı yargılanması talebinin ve masumluk iddiasının ancak jüri önünde yapılabileceğini ve buna jürinin karar verebileceğini iddia etti.
6 suçlama
Atilla’nın 2010-2015 yılları arasında yaptığı iddia edilen suçlamalar özetlendi:
1. ABD ve özellikle Hazine Bankasını dolandırmak.
2. İran’a karşı olan ABD ambargolarını ihlal etmek
3. Banka dolandırmak
4. Banka dolandırmayı teşebbüsü planlamak
5. Para aklamak
6. Para aklamaya teşebbüs
”Çağlayan gibi yozlaşmış Türk bakanlarına rüşvet verildi..”
6 Eylül iddianamesine sanık olarak eklenen ”abi” lakaplı eski bakan Zafer Çağlayan da unutulmadı.
Savcılığın iddianamesinde Çağlayan’a atıflar da var. 4. sayfada şöyle deniyor: ”ABD’nin İran karşıtı ambargoları ve para aklamalara karşı önlemleri nedeniyle İran’ın fonlarına ulaşması zor idi… Bunun sonucu olarak Atilla, Aslan ve Balkan da dahil olmak üzere Halk Bank liderleri Çağlayan gibi yozlaşmış Türk yetkilieri ve İran yetkilileri ile bir çark hazırlayarak petrol işlemlerine uluslararası toplumun kontrolü olmadan ulaşabilmekteydiler.”
”Sanıkların hedefi bu çark ile İran üzerine konmuş ambargo sınırlamalarını yok ederek İran’ın fonlara ulaşması idi. Bu fonlar İran’a bağlanamayacağı için de (Türkiye’de anonim hale getirilmesi nedeniyle) İran hükümeti bu fonları küresel olarak özgürce hareket ettirebildi, ABD finansal sistemi de dahil olmak üzere.”
”Halk Bank bu işlemleri Amerikan ambargo hukukunda muaf olarak göstererek, böylece kendisini de ABD’nin ambargolarına karşı korudu.”
”Atilla bu çarkta merkezi bir rol oynadı. Örneğin Atilla bu çarkın organize edildiği toplantılara katıldı. Üstelik Atilla Amerikan Hazine Bakanlığı temsilcileri ile görüştü ve onları Halk Bank’taki İran işlemleri hakkında aldattı. Buna ek olarak Atilla Zarrab’ı sahte işlem dokümanı hazırlayabilmesi için koçluk yaptı.”
30 sayfalık görüşte Savcılık ısrarla, Atilla’nın Amerikan vatandaşı olmadığı için Amerikan ambargolarının İran’a karşı delinmesinde rol oynamasının ABD’de cezalandırılamayacağı argümanının doğru olmadığını belirtiyor.
Savcılık, Amerikan kanunlarının (50 U.S.C. § l705((cc)) ”hukuki olmayan faaliyetleri isteyerek işleyen, veya işlemeye yeltenen, yardım eden, yataklık eden kişilerin” cezalandırılabileceği belirtilmiştir. Bu kişilerin ABD vatandaşı olmasına gerek yoktur. İran’a karşı konan ambargoların hiçbirinin içinde yabancıları muaf tutan bir madde olmadığı ifade ediliyor.
30 sayfalık görüşün tümünü buradan okuyabilirsiniz.