İslamcıların ‘Kola’ ile Imtihanı: Soğuk İçiniz!

Bir şişe şekerli siyah suda fırtına koptu!
Dünyanın en bilinen markalarından Coca Cola’ın Isparta’daki yeni tesis açılışı ‘ümmete’ dert oldu. Şirketin CEO’su Muhtar Kent’in de katıldığı tören kelime oyunlarıyla kamufle edilmeye çalışıldı. ‘Aslında biz damacana suyu, meyve suyu, konsantre tesisi açıyoruz’ dendi 16 yıldızlı forsun basılı olduğu kağıtlarda, bültenlerde, afişlerde…

İslamcıların kola miti yerle bir oldu. Artık açılan her kapak İsrail’in attığı bir mermi retoriğinden…. bütün külliyatın üzerine ‘bir bardak soğuk cola içiniz’… Reis’in makası kurdela kesmekle kalmadı, ümmetin dilinde de yaralar açtı.

Mahallenin trollerinden yandaş yazarlara kadar herkes sözünü söyledi. Tartışmanın yankısı ülke sınırlarını aşınca, ünlü Brezilyalı karikatürist Carlos Latuff duyarsız kalamadı. 16. yılını kutlayan AKP’nin logosunu klasik kola şişesi şeklinde “çizerken” fonda birkaç yıl öncesinin kitch ‘Aç bir Coca Cola’ şarkısı duyuluyordu.
Latuff reklam şarkısını Sıla ve Özcan Deniz düetinden dinliyordu. Oysa ‘oryantal’ versiyonu olan ve daha eğlenceli İzmirli Volkan ve Manken Halil’den dinleseydi yeriydi. Hem dönemin ruhuyla, hem sanal alemdeki kıvırmalarla senkronize olurdu.
Haytalığın İzmir ağzı bir Trakya, eski Sulukule kadar olmasa da şarkı içine serpiştirilen diyaloglarla kötü de değildi.
– Çok sıcak be birader, şöyle soğuk birşeyler içelim ya…
– İçelim be abi…
– O zaman ver bi Coca Cola!
Müzik…
Özcan Deniz ve Sıla’nın birlikte söylediği reklam parçası daha ritmikti. Avare Bollywood senaryolu, “Why This Kolaveri Di” bestesinin bir düzenlemesi olarak birkaç yıl önce karşımıza çıkan şarkı bir hafta içinde 2 milyon izlenme sayısına ulaşmıştı.
Of onu gördüm geliyor geliyor geliyor bir içim 
Sıcak bastı yanıyor yanıyor yanıyor ah içim… 
Aç bir coca cola coca cola coca cola iç 
Ver bi coca cola coca cola coca cola iç 
Türklerin ayran ve yoğurttan sonra insanlık alemine armağan edeceği önemli buluşu ‘organik hoşaf’ müjdesinin verileceği müstesna günlerde, Reis yine yapacağını yapmış, uluslararası sermayeye topuk pası verirken mahalleye büyük bir çalım atmıştı. ‘Aslında meyve suyu konsantre tesisi açıyoruz’ diyen danışmanın-PR’cısının iki ayağı bir papuca girdi.
Sağ muhafazakar kesimin bütün kola kıssaları, tevatürleri yerle bir oldu. Açılan her kapak İsrail’in Filistin’e attığı bir mermi retoriğinden tutun da, “aslında kolayı renklendirmek için Arizona’da kaktüslerin üzerine konan böceklerin kanını kullanıyorlarmış” söylemlerine kadar bütün külliyatın üzerine ‘soğuk içiniz’ ibareli siyah boyalı su boca edildi. Sonuçta Reis’in makası Coca Cola fabrikasının kurdelasını kesmekle kalmadı, ümmetin dilinde ve kalbinde yaralar açtı.
Üstelik söylenenler kahvehane muhabbeti, camiönü dedikodusunun ötesinde entelektüel zırvalarla da zirve yapmışken.
“Mesele, sadece basit bir Coca Cola meselesi değil” diyen Yusuf Kaplan’a anlat derdini anlatabilirsen.
“Öncelikli olarak, Coca Cola şirketinin İsrail’e gözardı edilemeyecek miktarlarda yardım yaptığı biliniyor.
Bunun ne demek olduğunu söylemek bile gerekmiyor: Ödediğimiz her kuruş, masum çocukları vuran bir kurşuna dönüşüyor!
Bu, basit bir şey değil. Bunu küçümseyenleri gördüm a-sosyal medyada!
İnsaf, vicdan ve merhamet, diyorum sadece!
Masum çocukların öldürülmesinde şu ya da bu şekilde de olsa suç ortağı olmak demek bu!”
Haydi, buyurun…
Sanki ben çölde mecnunum aşkınla yutkundum
Güneş onun gözlerinde ben fena tutuldum
İç bir coca cola coca cola coca cola iç
Ver bi coca cola coca cola coca cola…
“Gerekirse bu yolda yeni Çanakkale’lere, yeni 15 Temmuz’lara var mıyız?” gençlik!
Bedir’i, Uhut’u, Malazgirt’i, Çanakkale’yi, 15 Temmuz’u Birleşik Krallık rahle-i tedrisatından geçmiş geçkin ‘aydın bozuntusundan’ mı öğreneceğiz çıkışı yakındır…
Çok sıcak of sicak buz gerek bize
Çok uzak of uzak aşk tuzak bize
Aç bir coca cola coca cola coca cola iç
Ver bi coca cola coca cola coca cola…
Mavi Marmara Davası ile Türkiye siyasal İslamcılığının makyavelist yüzü açığa çıksa da, tevil tedariki için insan biraz zaman verirdi değil mi? Akdeniz’de avlanan aktivistler için “Bana mı sordunuz” fırçasının izleri silinmemişken yerli ve milli gençlik bu sefer “Size mi soracağım” zılgıtının geleceğinden şüphesi olmasa da yine de ağlaşıyordu Atpazarı sokaklarında…
Anlat anlat hadi anlat inanırım belki
Belli olmaz ben de sana aşığım belki
Aç bir coca cola coca cola coca cola iç
Ver bi coca cola coca cola coca cola…
Anlatacak birşey yoktu ama yine de insan birkaç kelam bekliyordu. Mahallenin uzunlarından Abdurrahman Dilipak tevil makinesini çoktan çalıştırmıştı bile: Ama “Colanın meyve suyu da var, suyu da.. Ben paketlenmiş uzun ömürlü içecekleri gıdaları bizimkiler de üretse kullanmamaya çalışıyorum” diyerek ön almaya çalışıyordu. Ardından, “CB, ülkenin Cumhurbaşkanı. Anadolu Holding’in yatırımını açtı. Meyvesuyu tesislerinden sözetti. Siyasetçi kendi kararını kendi verir..” sözleriyle sakin olun gençler diyordu.
Gazeteciler dahil 50 binden fazla insan tutuklanırken, 150 binden fazla insan işinden aşından edilirken, üniversite hocaları kapıya konurken, memleket kocaman bir hapishaneye çevirilirken “dünya ne der” demeyen Dilipak, son noktayı koyuyordu: “Cola krizinde Sonuç ortada. CB “hayır” dese, yabancı sermaye, ayırımcılık filan diyeceklerdi.”
E, desinler…
Sonunda, “kandırıldık” bahanesi her seferinde işe yarıyor, “kumpas”la iyi gider deyip, “COLA İŞİNİN BİR KUMPAS OLDUĞU ANLAŞILIYOR. Rabianın 4. yılı, AK Partinin 16.yıl arifesinde, latuff ve malum medianın kampanyasına bakınca..”ya bağlayalım.
Sıradaki…
Ya belki deme ne olur ne olur aşk yolunu bulur
Sen bana bir evet de gör bak bu aşk roman olur
Aç bir coca cola coca cola coca cola iç
Ver bi coca cola coca cola coca cola iç
Sanki birilerine bir mesaj vermek istercesine profilinin başına başka bir “Reis”in, Muhsin Yazıcıoğlu’nun gençlik fotoğrafını paylaşan, bir de “Delikanlı adam için zordur bu dünya…” diyen iflah olmaz İslamcı Adem Özköse’nin gönül kırıklığı geçecek gibi değildi. “Biz o zaman bu Coca Cola’yı yıllardır niçin protesto ediyoruz?” sorusunu ortaya sorayım, üzerine alınan alınsın diyordu.
Özköse’nin paylaşımı “ümmet”in içindeki bütün hayal kırıklıklarının ‘konsantresi’ gibiydi. Binlerce paylaşım, beğeni ve yorumla Twitter sayfası “ağlama duvarı”ndan farksızdı: “Cola gibi Filistin e zulmun sembolu olmuş bir markanın, ümmetin son kalesi olan ulkenin, ümmet için calisan liderinin bunu yapması.”
Ama ne yaparsın…
Çok sıcak of sıcak buz gerek size…
Oldu bu iş biz kaçar hadi müsadenizle…
Aç bir coca cola coca cola coca cola iç
İç bi coca cola coca cola coca cola…
Adem Özköse Reis’e “Bak, bir zamanlar MGV’li gençlikle fotoğraf çektiriyordun” diye 1989 tarihli bir anıyı paylaşsa da artık, “söz de karar da” öteki mahalleden gelip bağcıların hepsini falakaya yatıran janti abilerin, yalı kuşlarınındı.
Birkaç maddede özetleyiveriyorlardı.
“Kimseyle polemiğe girmek ve birilerini ikna etmek amacıyla yazmıyorum. Bilirim ki herkesi memnun etmek sade ahmakların hayalidir.” diyen sonradan Reisçi Özışıkgillerden Süleyman, çok fazla konuşmayın cahiller diyordu:
1- Coca Cola firmasının açılışını yapmak, AB’ye “Türkiye’ye yatırım yapmayın” diye çağrı yapan ülkelere atılmış en ağır tokattır. “Siz ne yaparsanız yapın, burası dünyanın 3. büyük markası olan Coca Cola’nın dahi yatırım yaptığı bir ülkedir” demektir o açılış.

2 – Coca Cola’nın sahiplerinin İsrailli olduğu ve kurum gelirlerinin bir kısmının İsrail’e yardım için gittiği yönündeki bilgi, çeyrek akıllı birilerinin ortaya attığı ve herkesin de inandığı bir balondan ibarettir.
3- Hani bilmiyorsan bari araştır ve öğren kardeşim.”

Anlaşılmayan?
Herhalde anlaşıldı…
O zaman dans…
Of onu gördüm geliyor geliyor geliyor bir içim 
Sıcak bastı yanıyor yanıyor yanıyor ah içim… 
Aç bir coca cola coca cola coca cola iç 
Ver bi coca cola coca cola coca cola iç 
Ha, unutmadan, soğuk içiniz!


Kaynak: http://www.kronos.news/tr/ac-bir-coca-cola-unutmadan-soguk-iciniz/