16. Yılında AKP Harikalar Diyarında!..

MELİS BURGAZ
Erdoğan iktidarı 16 yılda insanlar için bir cehennem kendileri için “Harikalar Diyarı” yarattı. Ama sonunda AKP kendini ve devleti yıkıp gidecek. Ülkenin yeniden inşası ve sürdürülebilirliği için hukuk, zeka ve vicdan gerekecek…

AKP’nin kuruluş yıl dönümü, Ankara Sincan’daki Harikalar Diyarında yapılacak çeşitli etkinliklerle kutlanacakmış.
2001 tarihinde kurulan AKP’nin 16. Yılı…
Kutlamadan önce sosyal medyaya düşen kısa bir tanıtım filmi var. I. Olağanüstü kurultayda konuşan Erdoğan “ Partimiz kuruldu, artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olamayacak” diyor.
Kırgın bir gülümse dudağınızda, hak vermemek mümkün değil…
Başlarda “Türkiye’de değişim ancak sağcı-demokrat-dindar kesimle sağlanabilir, Türkiye’yi dönüştürenler bu kesimin temsilcileri olabilir…” diye düşünülen ve bir çok farklı kesim tarafından sempati ile yaklaşılan bu partinin nasıl hızla tahrip olduğuna ve tahrip ettiğine hep beraber şahit olduk.
Temelsiz ve korkunç bir hızla “millileşen”, Kürt sorunu başta olmak üzere tüm eşit vatandaşlık ve “beraber yaşam” hayallerine mezar taşı olan, kendisini destekleyen sekülerlerin yaşamlarını cehenneme çeviren AKP, sadece kendisi gibi olmayanlar ile değil, parti içindekiler ile de savaş ilan edip, son 3-4 senedir içinde yaşadığımız cehennemi inşa etti.
Erdoğan, 15 Temmuz’dan sonra kendine bir dünya kurdu.
Gerçeklikten uzak bu dünyada kendisine göre düşmanlar, ihanetler, tehlikeler, teröristler yarattı. Yarattıklarına etrafındakileri de inanmış gibi davranarak, halkı da inandırmaya, bu yapay tehlikelere savaş ilan etmeye kalktılar.
Cemaatçilere karşı açtıkları savaşın faturasının Kürtlere, muhaliflere, basına, akademiye, tüm ülkeye çıkartılar. Batı ile ipleri kopardılar, AB sürecini mahvettiler, halkı demokrasi düşmanı yaptılar.
Bu savaşın adını İstiklal mücadelesi koyup, canlarını çaldıkları insanları şehit ilan ettiler. Bir gece, bir hafta ile bitmeyen bir cihat ilan ettiler, kendilerine benzemeyen herkesi “vatan haini” ilan ettiler.
Ecdadımızdan aldığımız ilhamla en yüksek tonla diyoruz ki, başaramayacaksınız! Milletimizi bölemeyeceksiniz! Bayrağımızı indiremeyeceksiniz! Ezanlarımızı susturamayacaksınız! Vatanımızı parçalayamayacaksınız! Devletimizi yıkamayacaksınız! Ümmetin son ümidini kıramayacaksınız!” diye bas bas bağıran Erdoğan, bu yarattığı düşmanla her an didişmekte.
Yıllardan beri düşman-sever halk bile bu kadar düşmanı bir arada görmemişti. Paranoyaklara gün doğdu! “ … nice kanlar dökmüş, nice canlar feda etmiş bir millet olarak bize, meydanı bunlara bırakmayız değil mi?” feryadına zombişemiş halk “ kan isteriz” diye cevap veriyor.
İdam parlamentodan geçip bana gelirse ben onaylarım” diye cevap veriyor. “Şu ne der, bu ne der ben ona bakmam! Allah ne der? Ben ona bakarım. “ diyerek yeryüzündeki günahları için inancı sömürmeye devam ediyor Erdoğan.
Ömrünü insan haklarına adayan insanları terörist ilan ettiler.
Yazı yazan insanlara hayatı dar ettiler. Okuyarak büyüdüğümüz gazetecileri gözümüzün önünde itibarsızlaştırdılar, hapsettiler.
Yeni doğan bebekleri ile anneleri tutukladılar.
100 yıldır oturtulamayan eğitimi darmaduman ettiler. Ülkeyi koca bir İmam-Hatipe dönüştürdüler.
Damadı, enişteyi siyasete kattılar, köşe yazarlarını silahşor, haber spikerlerini propagandacı yaptılar, aklı başında insanlar artık televizyon seyredemeyecek hale geldiler.
O kadar küçüldüler ki, propagandist dizilerini “ben seyretmiyorum” diyen ünlü sanatçıları bir kelime ile işlerinden ettiler, “ben vatanı seviyorum ama sizin gibi sevmiyorum” diye tek cümlenin geçtiği izlenme rekoru kıran diziyi yayından kaldırdılar.
Türkiye’de hukuk artık kalmadı. O yüzden bu hukuka aykırı değil mi diye dağılmanın alemi yok. Türkiye bir hukuk devleti olmaktan çıktı. Herkesi sindirdiler, insanlar için bir cehennem kendileri için bir “Harikalar Diyarı” yarattılar.
2019’a kadar yeni dönemin “ruhuna” uygun bir şekilde kendilerini yenilemek, tazelemek, güçlendirmek için partide köklü bir değişimi gerçekleştirmekte kararlıymış beyefendi. “AK Parti’nin değerlerinden uzaklaşmış olan herkes bizim gözümüzde yorulmuştur, yolunu kaybetmiştir, defolu hale gelmiştir.” diyor son tiradında.
Bu önümüzdeki günlerde siyasetin hoyratlaşacağı, karalamaların, tutuklamalarının devam edeceği anlamına geliyor.
Kendimizi kandırmayalım, Türkiye siyaseti, demokrasisi, ekonomisi ya da gündelik hayatı iyiden kötüye gitmedi bu 16 yılda. Kötüden daha kötüye geriledi. Ve gittikçe daha da kötüleşecek…
AKP gittikten sonra gelecek olanlar, sadece yeni bir hükümet fonksiyonu ile değil ister istemez yeni bir devlet inşa programı ile görevi devralacaklar.
AKP kendini ve devleti yıkıp gidecek.
Ülkenin yeniden inşası ve sürdürülebilirliği için hukuk, zeka ve vicdan gerekecek…


16. yılında AKP Harikalar Diyarında!