AKP’nin ‘Yıldız’ Hocası..

[Faik Can]

Son dönemlerde adını sanını daha önce duymadığımız hoca kılıklı adamlar ortaya çıkmaya başladı. İktidarın yanlışlarına payandalık yapan bu tipler hem cahil halk yığınlarını yönlendirmek hem de İslam’ın temiz yüzünü kirletip insanları dinden soğutmak gibi bir misyona sahip. Rus Büyükelçi Karlov suikastından sonra katil Mevlüt Mert Altıntaş’ın, sohbetlerine gittiği anlaşılan Nurettin Yıldız da bu isimlerden biri. Hatırlarsanız, suikastın üzerindeki sis perdesi kalkmadan 24 Aralık 2016 tarihli Hürriyet gazetesi Karlov’un katili polis memurunun Nurettin Yıldız isimli bir din adamının sohbetlerine devam ettiğini ve ondan etkilendiğini iddia eden bir habere yer vermişti. Habere göre Rus Büyükelçiyi öldüren polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın gözaltına alınan ev arkadaşı avukat S.Ö. ve polis S.B. Nurettin Yıldız’ın sohbetlerine katılıyordu. Avukat S.Ö. ile suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş Nurettin Yıldız’ın sohbetlerinde tanışmıştı.
Nurettin Yıldız 1960 Trabzon doğumlu bir ilahiyatçı. İlahiyat tahsilini Mekke Ümmü’l-Kurâ Üniversitesi’nde yaptı. Suudi Arabistan’daki tahsilinden sonra döndüğü İstanbul’da camilerde vaizlik yapan ve adı çok da duyulmayan Nurettin Yıldız AKP iktidarı sayesinde tanınan ve bilinen bir isim haline geldi. Hükümetin desteği ile kurduğu Senabil Hizmet ve Kültür Vakfı ile birlikte, birçok sivil toplum örgütünün yönetiminde bulunan Nurettin Yıldız son olarak, Sosyal Doku Derneği’nin kuruluşunu yaptı. AKP iktidarından sonra kendi kurduğu vakıfta her hafta Pazar günleri halka açık sohbetler yapmaya başladı. Bu sohbetlerinde dile getirdiği bazı görüşleri hem toplumun hem de din adamlarının tepkisine sebep oldu. 15 yıldır Türkiye’nin pek çok yerinde yüzlerce seminer ve konferans veren ve aylık 5 dergide (Altınoluk, Ribat, Reyhan, Genç Doku, Elif Elif) düzenli yazılar yazan Nurettin Yıldız Milli Gazete ve Akit gibi gazetelerde de köşe yazıları yazıyor.
Nurettin Yıldız’ın eğitim aldığı üniversitenin telakkilerinden mi, yoksa kendisine yüklenen farklı bir misyondan mı kaynaklandığını bilemediğimiz garip bir din anlayışı var. Neo-Harici olarak adlandırabileceğimiz bir düşünce tarzı bu. Bugün adlarından sıkça söz ettiren el-Kaide, el-Nusra, Işid, Hizbu’t-Tahrir, Ahrarü’ş-Şam gibi terör örgütlerinin beslendiği fikri kaynak ağırlıklı olarak bu düşüncedir. Hariciliğin ve günümüzdeki uzantılarının analizini başka bir yazıya bırakıp konumuza devam edelim.
Allah’a saygısız, sahabeye karşı küstah
Ehl-i sünnet akidesine göre “Mekândan münezzeh” Allah Teâlâ için -hâşâ- “Yerde mi, gökte mi olduğuna daha bin yıldır karar veremedik, onun için hiç karıştırmayın bu meseleleri” diyen saygısız bir üslubun sahibidir hoca (!) Nurettin Yıldız! Efendimiz’den sonra insanların en faziletlisi kabul edilen Hazreti Ebû Bekir için “O dönemde sıddık olmak kolay tabii. Gelsin bugüne de göreyim nasıl sıddık olunuyormuş!” diyecek kadar da küstahtır!
Yaşı seksene gelmiş, bedenen de oldukça zayıf bir sahabi olan Hassan b. Sabit, aynı zamanda büyük bir şairdi. Allah Resûlü çok sevdiği Hassan b. Sabit’in bu sebeple savaşlara iştirak etmesine izin vermiyordu. Onu cephe gerisinde tutuyor ve şiirleriyle askerleri coşturmasını istiyordu. Nurettin Yıldız ise bu durumu “Hassan b. Sabit ödlek olduğu için savaşlara katılmıyordu!” diye anlatıyor. (Mecburen alıntıladığım bu saygısızlıklar için Rabbim’den af, Hz. Ebû Bekir efendimizden, Hassan b. Sabit’ten ve sizlerden özür diliyorum.) AKP’nin Yıldızı’nın marifetleri bununla da sınırlı değil.
Nurettin Yıldız 5 Aralık 2014 tarihinde Akit Gazetesi internet sitesinde yayınlanan videosunda “Çalışan kadınların fuhşa ve ahlaksızlığa zemin hazırladıklarını ve kadınların sosyal hayatta yer almaması gerektiği” şeklinde sapıkça bir iddiada bulundu. İslam dininde kadınların sosyal hayatta yer alıp çalışmalarıyla ilgili hiçbir yasaklayıcı hüküm olmamasına rağmen Nurettin Yıldız, kadını sadece cinsel bir obje olarak gören zihniyetinin ürünü olan iddiasına şu sözlerle açıklık getirmeye çalıştı: “Her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir. Çalışan kadın ya evlenmeyi erteleyerek erkeklerin evlilik sürecini baltalıyor ya da evli olduğu halde çalıştığı için yorgunluğu ve vakit darlığı nedeniyle erkeği ile ilişkisinde kadınlığı arızalıdır. Kadınlığı arızalı olduğu için erkeğin gözü açtır. O evinde erkeğini eksik bırakıyor erkeği de iş yerinde bir başka kadına tasallut oluyor. Böyle fuhuş değil ama fuhşa hazırlık yapan sürece destek oluyor. Ayrıca çalışan kadın doğurmayan ya da az doğuran kadın demektir. Yani benim ümmetim zarar gördü.”
Yıldız’ın en çok tepki çeken ve konferans için gittiği bazı şehirlerden kovulmasına sebep olan açıklaması ise “6 yaşındaki kız çocuklarıyla evlenilebileceğini” söylemesiydi. 10 Ocak 2015 tarihinde yaptığı ve kendi internet sitesinden de yayınlanan sohbetinde Yıldız hiçbir kaynak göstermeden kendi yorumunu dinin hükmü gibi göstererek “Ergen olmayan çocukların birbirleriyle ve kendinden büyüklerle evlenebileceğini” söyledi. Yıldız’a göre “25 yaşındaki bir erkekle, 7 yaşındaki bir küçük kızın ya da 7 yaşındaki bir erkek çocukla 25 yaşındaki bir kadının evlenmelerinde hiçbir sakınca yoktur.”
Tartışılmaktan ve gündem olmaktan mutlu olmalı ki, tepki çeken açıklamalarına devam etti Nurettin Yıldız. 22 Haziran 2015 tarihinde yayınlanan bir sohbetinde ise kadına şiddeti özendiren ve meşrulaştıran açıklamalarda bulundu. “Erkek kadını dövmezse rahatlamak için başka yollar bulur ve kadın o zaman delirir. Kadınlar delirmemek için yatıp kalkıp Allah erkeklere kendilerini dövme hakkı verdiği için şükretmelidir” diyen Yıldız, “Koca dayağında hikmet olduğunu” savunarak “Kol kırılsa dahi yen içinde kalmalıdır” ilkesiyle de kadınları bu durumdan kimseyi haberdar etmemelerini istedi.
Nurettin Yıldız bir başka sohbetinde de Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamit’in piyano çalmasını ve kızına piyano dersi aldırmasını dine aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirdi. Hiçbir temel kaynağa dayandıramadığı bu hezeyanlarından sonra 7 dil bildiği söylenen Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’i “o kadar yabancı dil öğreneceğine gidip bir Kur’an tefsiri okusaydı ya” sözleriyle eleştirmesi düşünce dünyasına dair önemli ipuçları barındırıyor.
AKP onu, o da AKP’yi çok seviyor
Nurettin Yıldız’ın Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’a, AKP’nin de Nurettin Yıldız’a sebebini bilemediğimiz bir ilgisi ve sempatisi var. Hakkındaki tartışma ve eleştiriler artınca o da hemen Cumhurbaşkanı’na olan bağlılığını dile getirmiş. Yıldız, toplumun her kesiminden tepki gören açıklamalarından sonra konferans için gittiği Sinop ve Gaziantep’ten vatandaşlar tarafından kovulunca Anadolu Ajansı’na verdiği bir röportajda bu tepkilerin kendisine değil, aslında iktidar partisine ve Cumhurbaşkanı’na yönelik olduğunu iddia etti. “Bu rağbeti baltalamak istiyor olabilirler. Siyasi bir maksada ulaşmak istiyor olabilirler. Cumhurbaşkanımız’dan tutun, toplumun her kademesindeki mümin insanlara destek vermeyi imanımın bir gereği olarak görüyorum. Bu nedenle iktidardaki siyasi partiye yakın gördükleri için de saldırıyor olabilirler. Beni yıpratıp, siyasete bir zarar vermeyi amaç edinmiş olabilirler” dedi.
Nurettin Yıldızı konferanslara davet edenler daha çok AKP gençlik kolları üyeleri. Gittiği yerlerde devlet imkânlarıyla karşılanıp ağırlanan Yıldız Ankara Kızılcahamam’daki AKP Gençlik Kolları İl Başkanları ve MKYK üyeleri İstişare ve Eğitim Kampı’nda da AKP’nin bütün gençlik yapılanmasını eğitti! AKP’li gençlere Nurettin Yıldız’ın “Ölçülerimiz” konulu eğitim verdiği öğrenildi. Nurettin Yıldız’ın gençlerle buluştuğu bir sohbette “işte ordu işte komutan” sloganları ile karşılanması da ona olan bakışı anlatması açısından önemli bir örnek!
9 Ocak 2017 tarihli bir başka sohbetinde “Demokrasi kâfirin üzerine ayarlanmış bir oyuncaktır. Onun kafasına uygun bir külahtır, onun ayağına uygun bir ayakkabıdır. Müslüman onu giyince yürüyemez. Çaresiz kalınınca hile, savaş ve taktik gereği demokrasi kullanılabilir” sözleriyle yeniden gündeme geldi.
Nurettin Yıldız Suriye’de savaşan Ahraru’ş-Şam adlı örgütün liderini ziyaret etmiş ve ölümünden sonra da ona bir mektup yazmış. Örgüt lideri Ebu Abdullah’a ve yaptıkları “cihada” övgüler dizen Yıldız, örgüt liderinin ölümünü “davamız adına büyük bir kayıp” olarak nitelendiriyor.
Suriyeli örgüt lideriyle Cennette buluşmak için sözleşen Nurettin Yıldız 25 Aralık 2016 tarihli sohbetinde Hizmet Hareketi mensupları için ise yargılanmadan idam talebinde bulunuyor. Kur’an’da hapis cezası olmadığını söyleyen Yıldız, cemaat gönüllüleri hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın üzerine düşeni yapması gerektiğini söylüyor. Yıldız’a göre Diyanet, devleti yönlendirmeli ve 20 sene hapishanelerde bu insanları beslemesini engellemeli. Çünkü ona göre esas ceza bunları öldürmek, idam etmek, ellerini ayaklarını çaprazlama kesmek veya sürgüne göndermek olmalıdır. Diyanet ise, rezaletleri ayyuka çıkmış Nurettin Yıldızla ilgili tek satır açıklama yapmazken, aylardır Hocaefendi’nin kitaplarını içinde İslam’a aykırı bir cümle var mı diye satır satır inceliyor.
(TR724)