AKP Mhp’yi Çok Fena Sattı

Referandumda Doğu ve Güneydoğu’da “Evet” oylarının yüksek çıkması sonrasında Havuz yazarları Bahçeli ve MHP’yi sattı, Kürtlere sarıldı.
Havuz kalemşörleri, bugünkü köşelerinde AKP’nin milliyetçilerle değil Kürtler’le ittifak yapması gerektiğini yazdılar.
“ERDOĞAN’IN GERÇEK MÜTTEFİKİ KÜRTLER”
Sabah gazetesinden Rasim Ozan Kütahyalı yazısına Kürtçe başlık atarak, iktidara Kürtler dışında ittifak öneren AKP’ye yakın isimleri “salak, hain” olarak adlandırdı ve şöyle yazdı:
“Kemalizmin sağ ve sol kanadından bu ihtilale asla destek çıkmaz. Bunlarla sözde yerli-milli koalisyon isteyen AKP yandaşları ya salak ya da alçaktır. Bu koalisyon çökmüştür. Sağcı ve solcu Kemalistler 2019’da da ihtilal karşıtı birinin Başkan olması için çalışacaktır. Fakat ihtilalin gerçek müttefikleri olan Kürtler Erdoğan’ın yanındadır. Bu yeni dönem bu esaslara dayalı olarak şekillenecektir…”
“KÜRTLER ‘KURTARICI’ OLDU”
Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren ise, “Evet” oylarının yüzde 50’nin altına düşecek mi kaygısının yaşandığı anlarla Kürt oylarının “kurtarıcı” olduğuna vurgu yaptı. Ahmet Taşgetiren’in yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Yüzde 51.4’e epeyce yukarılardan gelindi. Türkiye çapında açılan sandık oranında her bir puanlık düşüşte oy oranı da gerilediği için, “Oylar yüzde 50’nin altına düşer mi?” kaygısının yaşandığı söylenebilir. Böyle bir psikolojik gerilim ortamında “Kurtarıcı” rakamların Doğu – Güneydoğu’dan geldiğinin altının çizilmesi lazım. Türkiye haritasında Doğu – Güneydoğu illeri büyük çoğunlukla gene “Hayır” rengindeydi, bu rengin HDP rengi olduğu da biliniyor. Ama oyların rakamsal dağılımına bakıldığında kimi yerlerde yüzde 20’lere varan bir oyun “Evet” cenahına kaydığı görüldü. Bu oy kayışının içinde MHP’nin yer aldığı bir bloka yönelmesi de anlamlı. Yani “Rağmen” bir yöneliş bu. Nasıl oldu? Bir, PKK’nın baskısı giderildi. İki HDP’nin duruşu yanlış bulundu. Üç, Devlet alan hakimiyeti kazandı. Dört, “Etnik tercih”ten ziyade “Kürt dindarlığı” belirleyici oldu. Erdoğan’ın bölgenin kanaat önderleri -ki önemli ölçüde dini niteliklidir- ile iletişimi devreye girdi.
– Pazar günü bir gazete “El-küfrü milletün vahide, El-Müslimûn ümmetün vahide” manşeti ile çıktı. Bu dilin siyasi zemine taşınması da herhalde konuşulacak en önemli başlıklardan birisidir.”
“KÜRTLER BU REFERANDUMUN TEK GALİBİDİR”
Yeni Şafak’tan Kemal Öztürk ise, referandumun tek galibinin Kürtler olduğunu ifade etti.
Kemal Öztürk’ün yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Gönül rahatlığı ile şunu söyleyebilirim, Kürtler bu referandumun tek galibidir. Bunun yüz yıllık Kürt sorunu ve 40 yıllık terör sorunun çözümü için çok hayati bir konu olduğunu unutmayalım. Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasında bu hususa çok vurgu yaptı. Umarım gerisi gelir ve bu konu üzerine eğilirler.”
“KÜRT HALKININ KADERİ ERDOĞAN’IN KADERİYLE BİRLEŞTİ”
Milat gazetesi yazarı Bayram Zilan ise, “Müslüman Kürt halkı, kendi kaderini Tayyip Erdoğan’ın kaderiyle birleştirmiştir!” diye yazdı.
Bayram Zilan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
“AK Parti, PKK ve HDP’nin çukur ve yıkım siyaseti nedeniyle Doğu ve Güneydoğu’da 30 yıl sonra gelen tarihi fırsatı göremedi ve bu fırsatı değerlendiremedi. 1 Kasım seçimleriyle mukayese edildiğinde 16 Nisan’da Doğu ve Güneydoğu’daki oylarda AK Parti lehine ciddi artışlar var. Fakat bu artışların sebepleri sıralandığında AK Parti faktörü son sıraya oturur. Birinci faktör, Kürt halkının Recep Tayyip Erdoğan’a duyduğu güvendir. Müslüman Kürt halkı, kendi kaderini Tayyip Erdoğan’ın kaderiyle birleştirmiştir! 16 Nisan’da da Erdoğan’a oy vermiştir. İkinci faktör, HDP faktörüdür. Bölgedeki oy kaymaları, HDP’nin başarısı veya başarısızlığı nedeniyle gerçekleşmiştir. HDP, 7 Haziran’da olduğu gibi başarılı bir siyaset yürütünce oy kazanmış, 1 Kasım ve 16 Nisan’da olduğu gibi başarısız bir siyaset yürütünce oy kaybetmiştir. Dolaysıyla etken HDP, edilgen AK Parti’dir. Kürt seçmenin oy rengi, AK Parti’nin yaptıklarına ve söylediklerine göre değil, HDP’nin yapmadıkları ve söyleyemediklerinden dolayı değişmiştir!”