KHK Mağdurları: Suçumuzu Bile Bilmiyoruz, Yaşadıklarımız Sosyal Idam

BBC, kanun hükmünde kararnameler ile işlerinden atılan 100 binden fazla memurun dramını gündeme taşıdı. Haberde binlerce memurun işten atılma gerekçesini bile bilmediğinin altı çizildi.
BBC’den Rengin Aslan, geçen yaz yaşanan darbe girişiminden sonra işini kaybeden binlerce KHK mağdurunun dramını mercek altına aldı. Yaşadıkları sıkıntıları anlatan eski memurlar, hangi sebeplerle işlerine son verildiğinin ile açıklanmadığının altını çizdi. Değişik mesleklerden mağdurlara yer verilen haberin özeti şöyle:
HAİN Mİ KAHRAMAN MI?
Eski Jandarma Astsubay Ahmet Erkaslan, 27 Ocak’ta 2016’da Sur’da düzenlenen operasyonlar sırasında atılan bir el bombası ve ardından açılan ateş sonucu yaralandı. Önce Diyarbakır Asker Hastanesi’ne, buradaki saatlik operasyonun ardından ise Gata yoğun bakım ünitesine ambulans uçakla sevk edildi. Hastanede ve evde süren tedavisi 5 ay sürdü. İçinde hâlâ şarapnel parçaları var.
DARBENİN ERTESİ GÜNÜ
16 Temmuz günü, darbe girişiminin hemen ertesi günü tedavi süresi bitti ve daha önceden belli olduğu gibi Tunceli’deki birliğine döndü ancak bir süre sonra yayınlanan bir kanun hükmünde kararname ile işinden atıldı. Gazilik maaşı kesildi.
HAİNLİK VE KAHRAMANLIK ÇİZGİSİ
Erkaslan, “Zamanında hastaneye ulaştırılmamış olsaydım bugün beni şehit diye mi, yoksa terörist diye mi anacaktınız? Eğer ben şehit olsaydım, Kanun Hükmünde Kararname ile şehadetim de mi elimden alınacaktı?” diyor. Sağlık durumunu sorduğumda, “Sağlık durumum problemli. El bombası patladı, ardından ateş açıldı. Belimden girdi. Bağırsak zedelendi. 4 ay boyunca bağırsağım dışarıdaydı” diye anlatıyor.
‘SUÇUNU’ BİLMİYOR
“Suçunun” ne olduğunu, neden işinden atıldığını bilmiyor. 15 Temmuz darbe girişimi gecesi neler hissettiğini sorduğumda, “O akşam umarım benim birliğim dahil olmamıştır diye düşündüm. Sabahına gittiğimde de hiçbir şey olmamış gibiydi Tunceli’de” diyor. Kanun hükmünde kararname ile işinden atılan on binlerce memur ve devlet görevlisi gibi o da, itiraz hakkı, adil bir yargılama ve yeniden değerlendirme istiyor.
SENDİKA ÜYELİĞİ, BANKA HESABI
KHK’larla işini kaybedenlerin bir kısmı yasal bir sendikaya üye oldukları için, bir kısmı “devlet büyüklerinin açtığı bir bankada” para bulundurdukları için işten atılmış olabileceklerini tahmin ediyor. Kimi ise tıpkı Erkaslan gibi neden atıldıkları hakkında hiçbir fikri olmadığını söylüyor.
‘KHK İLE İŞTEN ATILMAK SOSYAL İDAM’
Soyadını vermek istemeyen sınıf öğretmeni Pınar ise, yaşadıkları süreci “sosyal idam” olarak niteliyor. Okulunun olduğu semte artık uğramadığını, KHK ile işten çıkarıldıkları sicillerine eklendiği için hiçbir işe alınmadıklarını, yakınlarını zor durumda bırakmamak için onların yanında çalışmak istemediğini anlatıyor. “Sürekli birilerine kendinizi izah etme gereği duyuyorsunuz. Sürekli denilen şey değilim, o değilim diyorsunuz. Olmadığınız bir şeyin etiketini size yapıştırdılar ve siz o etiketten kurtulmaya çalışıyorsunuz. İster istemez bu üstünüze çöküyor” diye anlatıyor yaşadığı süreci.
‘HAİN DİYENİN YÜZÜNE TÜKÜRÜYORUM’
Muhafazakâr kesimin önemli isimlerinden, KHK ile üniversitedeki işinden atılan Cihangir İslam sanki Pınar’ın söylediklerine yanıt veriyor. “Ben KHK ile ihraç edilen arkadaşlarıma sesleniyorum. Hain olmadığınızı kimseye ispat etmek zorunda değilsiniz. Biri bana hain dediği zaman suratının ortasına tükürüyorum. Mendil de vermiyorum. Benim yaptığım onun bana hain demesinden daha ağır değil” diyor…
‘YAŞANAN SİVİL ÖLÜM’
Ömer Gergerlioğlu ise, Pınar Hanım gibi bir benzetme yapıyor. O bu durumu, “sivil ölüm” diye tanımlıyor. Gergerlioğlu, “Bir devlet vatandaşını cezalandırabilir. Ama bir devlet vatandaşını ölüme mahkûm edemez. Şu an devlet sivil ölüme mahkum etmiştir. Sivil ölümün sonunda gerçek ölüme dönüşüyor” diye tarif ediyor durumu.
‘TÜRKİYE’DE HERKES BİR KHK ADAYIDIR’
3 çocuk babası, gemici Sezgin Yurdakul ise, buna karşı eylem yapanlardan. Her gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde ailesiyle birlikte elinde pankartla “işimi geri istiyorum” diyor. KHK ile işten atılan ve her gün Kadıköy’de nöbet tutan Betül Celep’in ve diğerlerinin eyleminden etkilendiğini, hakkını aramak için yola çıktığını anlatıyor. “Türkiye’deki herkes bir KHK adayıdır. Futbolcu terimiyle söyleyecek olursak, bugün maçı tribünden seyredenin yarın oyuna girme ihtimali çok yüksek” diye özetliyor düşüncelerini.
ENGELLİLER DE ATILDI
KHK ile işten çıkarılanlardan Nazım Ardıç bedensel engelli. Bir diğeri Cemal Turan da görme engelli. Turan hem öfkeli hem olgun. Kastamonu’nun bir köyünden çok az görebilen biri olarak üniversiteye gittiği için duyduğu gururu anlatıyor ve işini geri istiyor. “Suçlu suçsuz ayırt edilsin. Hak, adalet yerini bulsun. Zulüm işkence bitsin” diye özetliyor hislerini.