Ne O Dilinizi Mi Yuttunuz!

[Analiz: Semih Ardıç]
Trump yönetimi THY’nin ABD seferlerinde kabinde elektronik cihaz taşınmasını yasakladı

ABD Başkanı Donald Trump’ın en son talimatı, Türk Hava Yolları başta olmak üzere diğer hava yolu şirketlerine ve turizmcilere kriz içinde kriz yaşatacak kadar vahim. İstanbul (Türkiye), Amman (Ürdün), Kahire (Mısır), Kazablanka (Fas), Doha (Katar), Riyad ve Cidde (Suudi Arabistan), Abu Dabi ve Dubai (Birleşik Arap Emirlikleri) ve Kuveyt şehri (Kuveyt) üzerinden doğrudan ya da aktarmalı ABD’ye yapılacak uçak seferlerinde yolcular cep telefonundan büyük elektronik cihazları kabinde yanlarına alamayacak. 22 Mart 2017 Çarşamba günü Türkiye saati ile 08.30 New York seferi ile başlayacak ‘kabin yasağı’nın hangi tarihte sona ereceği ise meçhul.
Bundan böyle yolcular, dizüstü ve tablet bilgisayarların yanı sıra kamera ve DVD oynatıcı gibi elektronik cihazları bagaja verecek. Tıbbî cihazlar ise daha evvel olduğu gibi kabinde taşınabilecek. Beyaz Saray’ın ‘Arap Yarımadası El Kaidesi’ne yapılan baskınlarda elde edilen istihbarat’a istinad ettiği tahdit, ABD’li havayolu şirketlerini ihtiva etmiyor.
SABAH DURUMDAN VAZİFE ÇIKARDI, THY YASAĞI TEYİT ETTİ
thy spotHükümete yakınlığı ile bilinen Sabah gazetesi gün içinde internet sitesinde, Trump’ın imzaladığı o listede Türkiye’nin yer almadığını iddia etse de THY, listeyi teyit etti ve ABD’ye seyahat edecek yolcularına ikazda bulundu: “ABD’ye seyahat edecek yolcularımızın dikkatine… ABD varışlı seferlerimizde geçerli olmak üzere, cep telefonu veya akıllı telefondan daha büyük elektronik cihazların kabin içinde taşınmaması konusunda ilgili otoritelerce karar alınmıştır. Medikal cihazların hariç tutulduğu uygulama kapsamında elektronik eşyalar uçak altı kargo bölümünde taşınabilmektedir.”
8 Şubat 2016’da Somali’nin başşehri Mogadişu’dan kalkan Daallo Havayolları’nın uçağında bir yolcu dizüstü bilgisayarının içine gizlediği bombayı kalkış esnasında patlatmıştı. Cam kenarında oturan yolcu gövdede oluşan yarıktan dışarı fırlamış, pilotlar uçağı Mogadişu’ya indirmeyi başarmıştı.
BAVULDA NE BİLGİSAYAR KALIR NE DE TABLET
Benzer bir saldırıya mâni olmak için böyle bir karar alındığını kabul edelim. Maddi değeri yüksek bu cihazların bavula konulması zannedildiği kadar kolay değil. Kırılma ve zarar görme ihtimali fazla. ABD havalimanlarında bavul hırsızlığına karşı hangi tedbirlerin alındığını izah etmeden yolculardan elektronik cihazları bavula yerleştirmesini beklemek ne derece hakkaniyetli bir tavır? Çok bilinmeyenli bir denklemde en fazla Türkiye zarar görecek.
Hal böyle olunca İstanbul’dan uçuşlarda Amerikan şirketleri tercih edilecek ya da Frankfurt ve Paris gibi Avrupa şehirleri üzerinden aktarmalı bilet alınacak. Yasak, THY’nin hem transit hem de doğrudan yolcu sayısını en az yüzde 30 azaltacak. Yasak olmadığı halde Ocak ve Şubat aylarında yolcu sayısı geçen senenin aynı döneme nazaran yüzde 11 azalan THY için 2017’nin çok zor geçeceğine işaret ediyor.
690 BİN TRANSİT YOLCUYU UNUTUN
Sadece geçen senen Atatürk Havalimanı’ndan 690 bin transit yolcu geçmişti. Şimdi bu yolcuların aktarma merkezleri Avrupa’ya kayacak. THY’nin İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde o çok iftihar ettiği CIP Lounge’ta boş koltukların sayısı artacak demektir. Zira şirketlerin orta ve üst seviye idarecilerinin ağırlık teşkil ettiği yolcuların seyahat konforuna tesir edecek ciddi bir gelişmeden bahsediyoruz. 13 saate yakın havada kalan yolcu için dizüstü bilgisayar ve tablet okyanus ötesi seyahatin olmazsa olmazlarından sayılıyor.
THY’nin hem transit yolcu sayısı azalacak hem de İstanbul’dan ABD’nin farklı şehirlerine yaptığı doğrudan seferler de yeni uygulamadan nasibini alacak. Bu zaviyeden bakıldığında Trump’ın getirdiği ‘elektronik cihaza kabin yasağı’nın sanki THY’yi hedef aldığı kanaati ağır basıyor.
Karar sadece ABD seferleri ile mahdut olsa da haber önde gelen ajanslar tarafından ‘flaş gelişme’ diye geçildi. Maalesef Türkiye’nin ve İstanbul’un imajı Trump’ın talimatı ile yine tahribata uğradı. Hükümetin bu karara verdiği cılız tepkiyi kabul etmek mümkün değil. Ne kadar tenkit edersek edelim THY’ye reva görülen bu muameleye biran evvel son verilmeli. Taraflı ve peşin hükümlü bir tavırla karşı karşıyayız. THY’nin mevcut idaresinin işletmecilikte sınıfta kalması ya da Saray’ın hava yolu gibi hareket etmesi bizim iç meselemizdir.
SOMALİ YOKSA TÜRKİYE NİYE VAR!
‘Güvenlik riski fazla olanlar’ listesinde yasağın çıkış noktası olan Somali bile yoksa Türkiye’nin mevcudiyetine kimseyi ikna edemezsiniz. Referandum için durduk yerde Almanya, Avusturya ve Hollanda ile yaka paça olan AKP’nin bahse konu ağır karara mukabil Beyaz Saray’a makul iki çift kelam edememesinin dikkatten kaçtığı zannedilmesin. Ya icap ettiği yerde masaya yumruğu vuracaksınız ya da neticesine katlanacaksınız.
Anlaşılan ilk şık Trump’ın kazanması için handiyse Türkiye’de seçim kampanyası yapacak kadar coşanlar için cari değil. Diğer şık daha ağır basıyor: Müflis Suriye siyaseti, istihbarat ve emniyet zafiyeti Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürüklüyor. Biz değil okyanus ötesi söylüyor.
BATI LİGİNDEN KOPACAKSAK…
Olan bunca senenin emeğine olacak. THY, Pegasus, Atlasjet, Onur Havayolları, TAV, TGS, Çelebi, ETS ve Setur gibi sektörde faaliyet gösteren şirketlerimizi hakikaten zor günler bekliyor. Endişem odur ki 16 Nisan’da referandumdan ‘evet’ çıktığında batı liginden kopuşta nihai safhaya geçilecek. ABD belki de 17 Nisan sabahını dikkate alarak şimdiden hazırlık yaptı.
Trump’ın son talimatı buna matufsa fazla söze hacet kalmaz. Lütfen kemerlerinizi bağlayın, minik masalarınızı kapatın, koltuklarınızı dik vaziyete getirin ve çarpmaya hazır olun…
(TR724)