Erdoğan’ın Referandum İçin Uyguladığı 6 Taktik

[Barbaros J. Kartal, yazdı]
Hayır oylarının önde olduğunu söyleyen anketler ve uzmanlar var. Ankete katılanların açıkça ve ‘alçakça’ hayır demekten çekindikleri için evet diyenler arasında da hayır oyu vereceklerin olduğu tahmin ediliyor. Ama Erdoğan’ın sahaya yeni indiğini unutmamak lazım. Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’ndan farklı olarak yerel bazda ekonomik vaatlerinin işe yaradığı bir gerçek. Tabanı konsolide etmek ve milliyetçi oyları da kazanabilmek için Avrupa’ya açtığı taktiksel savaşın ne kadar getirisinin olacağını da test imkanımız olacak.
Seçime kadar dozu artacağı belli olan ‘vatan, millet, Sakarya’ edebiyatının etkileyeceği kesimler elbette olacak. Erdoğan’ın referandum stratejisini incelediğimizde karşımıza şu çıkıyor: Seçmen profilinin yüzde 65’ten fazlasının sağ seçmen olduğundan hareketle her zamanki gibi asla oyunu alamayacağı kesimleri görmezden gelerek kendisine oy verebilme ihtimali olan kitleye oynuyor. Kendi tabanında büyük bir çoğunlukla evet oyu alacağını tahmin etmek zor değil. Kendi tabanında olup hayır oyu verecekleri, Bahçeli’nin peşinden gitmeyecek MHP seçmenini ve korkutulmuş ya da PKK’ya öfkeli HDP seçmenin bir bölümünü hedef alan bir strateji uyguluyor. Kendisine mutlak bir güç sağlayacak değişiklikleri asla tartışmadan en fazla alkış alacağı maddeleri ısrarla tekrarlıyor.
1Avrupa ile kavga: Bunu “Hilal ile Haç kavgası” olarak sunarak en basit tabirle ucuz ama etkili bir sömürme aracına dönüştürdü. “Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen, İslam düşmanı Batılılar version.28” yine sahnede. Haçlılara karşı mücadele verildiğine inanan ve inanacak o kadar çok insan var ki. Hollanda’dan Almanya’ya, başörtüsü kararından bakanımı almadılar ajitasyonuna kadar her şeyi meydanlarda tekrar edecek. Milliyetçi hassasiyete sahip insanların kerhen de olsa son tahlilde devletin yanında yer almak lazım noktasına getirebileceğine inanıyor. Seçime kadar bol bayrak soslu, Osmanlı temalı ve şehitlerin sömürülmesine odaklı her şeyi yapacaklar. Milli kelimesini duymaktan şimdiden yorulduk. Bazen açıktan bazen de kapalı bir şekilde Hayır oyu vereceklerin Haçlıların, Avrupalıların, düşmanların, hainlerin ve tabii ki teröristlerin yanında olacaklarını vurgulamaya devam edecek.
2-18 yaşında vekil olma hakkı: Bunun anayasa değişiklik paketine sadece genç oylarını kazanmak için konulduğu aşikar. O şeyi olup olamayacağınızdan ziyade o şeyi olma hakkına sahip olmak her zaman daha caziptir ve talep edilir. Erdoğan meydanlarda bu değişikliği ısrarla dile getiriyor. O yaş skalasındaki sağ tabandaki gençleri etkilemek amaçları.
3-Milletvekili sayısındaki artış: Erdoğan’ın ısrarla dile getirdiği bir diğer değişiklik de bu. Avrupa ülkelerinden örnekler vererek kişi başına düşen milletvekili sayısı kıyaslandığında Meclis’teki vekil sayısının az olduğunu anlatıyor. Aslında niyet başka. Daha çok insanın milletvekili olması demek daha çok kurşun asker demek, daha çok parti yöneticisinin Meclis’e girmesi demek. Bir sonraki seçimde daha fazla vekilin çıkacağı ihtimali teşkilatta bir heyecan uyandırıyor. Yeri garanti kişilerden dolayı kendisine sıra gelmeyeceğinden dolayı umutsuz olanlara bir ışık yakıyor. En az il başkanı seviyesinde bir motivasyon demektir ki bunun çalışmalara olumlu etkisi olacağını düşünüyorlar.
4-Kılıçdaroğlu: Erdoğan basit bir kıyasla “Ülkeyi Kılıçdaroğlu mu yönetsin ben mi yöneteyim?” diyor. Siyaseten daha zayıf ve nazik bir karakter olan Kılıçdaroğlu’nu döverek kamuoyundaki bilinen algıyı pekiştiriyor. Referandumu bir genel seçim havasına sokarak kendisinden daha zayıf rakibini nazara vererek insanların “madem ikisinden birisini seçeceğiz Erdoğan olsun bari” kıvamına gelmesini istiyor.
5-Ya oyunu ya canını: Sanki Güneydoğu’da birçok yerleşim yerini devlet dümdüz etmemiş gibi oraların yeniden imarı konusunda şantaj yapıyor. 7 Haziran’da olduğu gibi eğer istediğini almazsa kan döküleceğini ima ederek tehdit ediyor. PKK’ya tepki oylarını toplayacağını varsayıyor. HDP, sembol isimleri hapiste olduğu için etkili bir kampanya yapamıyor. Kandil’in de evet çıkmasından yana bir sorunu yok.
6-Akıllı muhalefete engel: Başta Meral Akşener olmak üzere MHP’li muhaliflerin ve hayır destekçisi tanınan isimlerin toplantıları engelleniyor. Bunların toplantılarını yayınlayacak ya da haber yapacak elle tutulur bir medya yok ancak işi riske atmak istemiyor. Bunun diğerlerini cesaretlendireceğinden endişe ediliyor. Bilakis herkesin korkması hatta bu muhaliflerle yan yana görünenlerin her an içeri alınabileceğini hissetmelerini istiyorlar. Kraldan çok kralcılar zaman zaman işleri abartıyor. Bu engellemelerin ters tepmesi mümkün.
Bakalım seçime kadar neler göreceğiz başka.
(TR724)