Devlet Bazı Haberleri Görmenizi İstemiyor

[Erman Yalaz]

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Adana’da özel bir öğrenci yurdundaki 11’i kız öğrenci 1’i eğitmen 12 kişinin can verdiği yangın faciası için Aladağ ilçesi Sulh Ceza Hakimliğinin kararı ile soruşturma tamamlanıncaya kadar yayın yasağı getirilmesinin ve yapılan yayınların kaldırılmasının kararlaştırıldığını duyurdu. Gerekçeyi hakimliğin yazısından aynen aktarıyorum: “(…) yayınların yurt çapında huzur ve güven ortamı ile kamu düzenini bozucu eylem ve davranışlara dönüşebileceği, soruşturmanın akamete uğratılabileceği kanaati… (…)”

200 BÜYÜK OLAYIN HER BİRİNDEN YAYIN YASAĞI VAR

Sulh Ceza Hakimlikleri, Türkiye’de sistematik bir şekilde patlama, tecavüz, terör, ani ölüm ve büyük olaylarda iktidar adına karartma yapıyor. Son 5 yılda Türkiye’yi derinden sarsan 200’e yakın olayda yayın yasağı yoluyla sansür gerçekleştirildi. Milli güvenlik, huzur ve güven ortamını koruma denen şey, iktidarın dokunulmazlığını artırmaktan başka bir şey değil. İlk olarak 34 kişinin uçakla bombalandığı Roboski Katliamı’nda görüldü. Ardından Ankara Garı katliamı, Reyhanlı, Musul Konsonsolosluğu’na IŞİD baskını, 17/25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları, MİT Tırları haberleri, 301 kişinin öldüğü Soma Maden Faciası geldi.

Sistem şöyle işliyor: Önce uygun bir sulh ceza hakimi bulunuyor, sonra RTÜK ya da Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) devreye alınıyor. Mahkeme kararı ile TV’ler, internet siteleri, sosyal medya ve medya kurumları engelleniyor. Gazeteler ve internet sitelerinin bu yasağı takmaması normal. Bu konuda dava açmak dışında bir yaptırım görünmüyor. Ancak özellikle TV’ler, RTÜK denetiminde olduğu için bu yayın yasakları sebebiyle haber programlarında bu konuları yayınlayamıyor. Bu da, Türkiye gündemini çoğunlukla TV’den takip eden Türk halkı için uygun bir sansür yöntemi.

İş o kadar ayağa düşmüş ki, halen ABD’de yargılanan Reza Zarrab’ın eşi Ebru Gündeş’in bir futbolcuyla yaşadıklarının yayınlanmasına İstanbul 11. Asliye Mahkemesi eliyle yayın yasağı getirilmiş. Yüzlerce yayın yasağı arasında belki de tek haklı gerekçesi olan hadise budur. Gündeş, hiç değilse ‘özel hayatım’ deyip bunu savunabilir. Ancak Adana’da 11 fidanın alevler içinde ölümünü, yangın merdivenlerini, ihmalleri, hataları araştırmak yasak. Mahkeme istese ‘kamu davası’ açabilir ama kamunun bu olaydan ‘haberdar olması’ yasak.

YANDAŞIMIZA SANSÜR RAHATLIĞI TANIYALIM ZİHNİYETİ

Peki yayın yasakları ne işe yarıyor? Gerçekten iktidarın korktuğu meseleler yazılıp çizilmiyor mu? Zaten kapatılmış ve susturulmuş muhalif ve alternatif medyanın olmadığı bir ortamda bu yayın yasakları bir nevi iktidar kontrolündeki medyaya otosansür anlamı taşıyor. Yayın yasağı bahanesiyle zaten sansüre teşne bu gazeteci güruhu rahatlatılıyor. Alternatif medyada, Twitter, Facebook’ta, bazı internet sitelerinde haberlerin orijinali ve olaya dair yorum zenginliği az da olsa korunuyor.

Tabi yayın yasağı ile yetinmiyor sansür mekanizması. Her yayın yasağından sonra haberlere ilişkin erişim engelleme faaliyeti icra ediliyor TİB ve Başbakanlık eliyle. İnternet ve sosyal medyada yasaklar o kadar abartıldı ki, Kasım ayı başında Türkiye yasakçılıkta dünyada bir ilki başardı ve VPN programları engelleme kararı aldı.

ÖNCE YAYIN YASAĞI SONRA YAYIN DURDURMA

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu internet servis sağlayıcılarına ve operatörlere gönderdiği talimatla 5651 sayılı kanunun 6. maddesinin 1. fıkrasının ‘ç’ bendi çerçevesinde VPN servislerinin kapatılmasını istedi. Tor Project, VPN Master, Hotspot Shield VPN, Psiphon, Zenmate VPN, TunnelBear, Zero VPN, VyprVPN, Private Internet Access VPN, Espress VPN, IPVanish VPN servisleri hedefteydi. Bankacıların, noterlerin, birçok şirketin sanal ağlarının güvenliğini sağlayan uygulamaların bırakın hukuki yanını ekonomik olarak bu şirketlere vereceği zarar bile görmezden gelindi.

116 BİN SİTEYE ERİŞİM ENGELİ

Youtube, Twitter, Facebook’a 17 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarından sonra defalarca yasak geldi. İnternet, sosyal medyada adeta sansür rutinleşti. Örneğin, Engelliweb.com sitesinin verilerine göre Türkiye’de halen erişimi engellenen internet sitesi sayısı 116 bin 126. 15 Temmuz bahane edilerek kapatılan yayın organı, medya sayısı 200’ü aştı. İş yerleri fiilen kapandı, 10 binden fazla basın emekçisi işsiz. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde yaşanmayan bu yasakçı anlayışın yüzde 93’ü hükümetin TİB eliyle aldığı sansür kararlarından oluşuyor. Son iki yılda, TİB ve BTK’nın re’sen yani başbakan ya da cumhurbaşkanının talimatıyla erişim engeli koyduğu internet sitesi sayısı 35 bin.

Bütün bu yasakçı zihniyet ve icraatların tek hedefi var. Doğru ve gerçek bilgiyi engellemek. İfade ve fikir hürriyeti, medya özgürlüğü sizlere ömür. Sulh Ceza Hakimlikleri, RTÜK, TİB ve tabi Saray eşrafı mahşerin dört atlısı olarak sansür makinesini bu yüzden işletiyor. Yeni bir üst kurul bile kurulabilir bu çerçevede, hem mahkemeye aradaki bürokrasiye ihtiyaç olmaz. Adını da SansürMatik koyar, yoluna devam eder Türkiye!

İşte hatırda kalan belli başlı yasaklar

ANKARA KATLİAMI: Türkiye tarihinin en kanlı terör saldırısında 3 saniye arayla 2 canlı bomba kendini patlattı. ‘Emek, Barış ve Demokrasi’ mitingine katılmak üzere Ankara Garı önünde toplanan grupta 109 kişi öldü, 400’ü aşkın insan da yaralandı. Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği soruşturma hakkında yazılı, görsel ve sosyal medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayınlara yasak getirdi.

REYHANLI KATLİAMI: 11 Mayıs 2013’te Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde düzenlenen iki ayrı bombalı saldırısında 52 kişi hayatını kaybetti, 146 kişi yaralandı. Bir gün sonra Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi yayın yasağı getirdi.

MUSUL KONSOLOSLUK BASKINI: Musul’u ele geçiren IŞİD terör örgütü 11 Haziran 2014’te Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nu basıp 49 Türk vatandaşını rehin aldı. 5 gün sonra yayın yasağı getirildi.

ROBOSKİ KATLİAMI: 28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Uludere ilçesinde 34 sivil vatandaşın öldürüldüğü hava bombardımanı hakkında olaydan kısa süre sonra yayın yasağı konuldu.

17-25 ARALIK YOLSUZLUK SORUŞTURMALARI: 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının kamuoyunda konuşulmaması ve gündeme gelmemesi için mahkeme tarafından yayın yasağı kararı alındı.

MİT TIR’LARI: Hatay ve Adana’da, Suriye’deki gruplara silah taşıdığı ileri sürülen MİT’e ait TIR’ların savcılık kararıyla durdurulması hakkında 14 Ocak 2015 tarihinde yayın yasağı getirildi.

SOMA MADEN KATLİAMI: Manisa’nın Soma ilçesinde 301 işçinin öldüğü maden faciasıyla ilgili haberler hakkında televizyon kuruluşları RTÜK tarafından uyarıldı.

SURUÇ KATLİAMI: Suruç Sulh Ceza Hakimliği’nce, 34 kişinin öldüğü Suruç’taki canlı bomba saldırısına ait görüntülerin ve sonrasındaki haberlerin  yazılı, görsel ve sesli yayın organlarında yayınlanmasına yasak getirilmişti.

BAŞBAKANLIKTAKİ BÖCEK HABERLERİ: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisinde bulunan ve ”böcek” olarak anılan dinleme cihazına ilişkin yürütülen soruşturmayla ilgili yayın yasağı konuldu. Sonra dava terse çevrilerek, polisleri yargılanır hale geldi.

BİNGÖL SUİKASTI: Kobani eylemleri sırasında 9 Ekim’de Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker ve beraberindeki polislere yönelik iki polisin hayatını kaybettiği silahlı saldırıya ilişkin soruşturmada gizlilik kararı alındı, sonra yayın yasağı getirildi.

REZA ZARRAB’A ELEŞTİRİ: Yolsuzluk soruşturmasının baş şüphelisi Zarrab ve eşi Ebru Gündeş’in talebiyle, mahkemeden “her türlü eleştiriye yayın yasağı” geldi.

SURİYE TARAFINDAN DÜŞÜRÜLEN TÜRK UÇAĞI HABERLERİ: 20 Haziran 2012 tarihinde Türkiye-Suriye sınırında keşif görevi yaparken, Suriye tarafından düşürülen TSK’ya ait savaş uçağı konusundaki haberlere de yayın yasağı getirilmişti.

sansur