Hukukunu Kaybetmiş Bir Ülke: Elinizde Tuttuğunuz Pasaport Kaybolmuş Olabilir!

ayse yıldırım
AYŞE YILDIRIM
Yurtdışında doktora bursu kazandınız. Eğitiminizi, yaşamınızı değiştirecek bir fırsat önünüzde duruyor. Tüm hazırlıklarınızı yapıyorsunuz, biletinizi alıyorsunuz, ailenizle vedalaşıp havaalanının yolunu tutuyorsunuz. Tüm işlemler tamam. Pasaport kontrolünde sıraya giriyorsunuz. Kafanızda geleceğe dair bir sürü plan. Pasaportunuzu, polise uzatıyorsunuz. Alıyor, adınızı soyadınızı önündeki bilgisayara giriyor… Bir dakika sonra “Üzgünüm” diyor, “pasaportunuz iptal edilmiş”.
İlk şoku atlatıp, “Ama nasıl olur, neden” gibi birkaç sözcük ağzınızdan çıkıyor. Tatmin edici bir yanıt bekliyorsunuz. Bir türlü o yanıtı alamıyorsunuz. İkinci “Üzgünüm” sözcüğü çıkıyor pasaport polisinin ağzından, “pasaportunuza el koymamız gerekiyor.”
Geleceğiniz uçup giderken siz neler olduğunu anlamaya çalışıyorsunuz. Hatta arayıp yardım isteyecek dostlarınız ya da avukatınız devreye giriyor. Kocaman bir boşlukla kalakalıyorsunuz havaalanında…
Bugünlerde bunun gibi onlarca hikâye dinleyebilirsiniz. CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, iki gün önce tam da bu hikâyeyi anlatıyor. “Bu sabah bir arkadaşımız İtalya’da doktora bursu kazanmış ama gidememiş. Tam gidecekken pasaportunun iptal edildiğini öğrenmiş. Hakkında hiçbir soruşturma yok. En azından kendisinin bildiği bir soruşturma yok. Çünkü kimse bir şey öğrenemiyor. Ne bize ne de kendilerine bir şey söyleniyor” diyor.
Bunun gibi yüzlerce başvuru yapıldığını söylüyor Doğan, aralarında tatile gelip geri dönemeyenlerin de olduğu… “Gıyaplarında bir soruşturma yürütülüyor olabilir. Çünkü bazılarına hakkınızda soruşturma yürütülmektedir, size dönülecektir deniliyormuş”.
Bir başka olayı HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu’ndan dinliyorum. Yurtdışında düzenlenecek bir sempozyuma gidecek öğretim görevlisi pasaportunu uzatıyor. Polis sisteme girdikten sonra, “Pasaportunuz için zayi, kayıp başvurusu var” diyor. Mantığın ilk anda algılayamadığı bu sözler karşısında, “Ben böyle bir başvuru yapmadım. Pasaportum elimde ve biraz önce size verdim ya” diyor akademisyen. Polis yine ‘üzgün’ ve pasaporta el koyması gerektiğini söylüyor. Hatta akademisyene yol gösteriyor: “Yeniden çıkartabilirsiniz…” Tabii sempozyum da uçak da kaçıyor…

OHAL’in ardına saklanan AKP iktidarı, tüm hukuk kurallarını çiğneyerek hakkında soruşturma ve dava süren kişilerin seyahat özgürlüklerine dilediğince el koyabiliyor. Eğer bir soruşturma yoksa onun da kolayını bulmuş. Zayi, kayıp kutucuğu boş duruyor. Pasaportunuz elinizde olsa bile ‘birileri’ sizin adınıza kayıp başvurusu yapmış olabilir.

Aynı durum bir gazetecinin başına geliyor. Diyarbakır Havaalanı’nda iş için yurtdışına çıkacak. Ama sistemde pasaportu için iki gün önce “kayıp başvurusu” yapıldığı çıkıyor. Gazeteci olduğu için olayın üstüne gidiyor. Elindeki pasaportun sahte olmadığını tutanak altına aldırıyor. Fakat pasaportu kendisine verilmediği gibi yurtdışına çıkışına da izin verilmiyor.
Önceki gün HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yurtdışı programını izlemek için Ankara Esenboğa Havalimanı’na giden bir başka gazeteci de benzer bir durumla karşılaşıyor. İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün “terör şüphelisi” sıfatıyla pasaportunu 1 Eylül’de iptal ettiğini öğreniyor. Ve oradan anlaşılıyor ki KCK basın davasında yargılanan 46 gazetecinin de pasaportları 1 Eylül’de iptal edilmiş.
Bu örnekler gibi onlarca örnek dinliyorum. Yurtdışı çıkış yasağının normal koşullarda mahkeme kararıyla verilmesi gerekir. Ama OHAL’in ardına saklanan AKP iktidarı, tüm hukuk kurallarını çiğneyerek hakkında soruşturma ve dava süren kişilerin seyahat özgürlüklerine dilediğince el koyabiliyor. Eğer bir soruşturma yoksa onun da kolayını bulmuş. Zayi, kayıp kutucuğu boş duruyor. Pasaportunuz elinizde olsa bile ‘birileri’ sizin adınıza kayıp başvurusu yapmış olabilir.
Nasılsa hukuk çoktan askıya alınmış, daha doğrusu aslında pasaportunu değil hukukunu kaybetmiş bir ülkedeyiz artık…
(Kaynak: Cumhuriyet)