Bayramda Yemeklere Değil Sevdiklerinize Zaman Ayırın

Ramazan’da mide-bağırsak sistemini dinlendirdikten sonra bayramda tekrar yormamalı. Bayramın kâbusunuz olmasını istemiyorsanız, gece geç saatlere kadar yemeyin ve ağır gıdalardan kaçının.
Ramazan ayı bitmek üzere. Bayram arifesine geldik. Mide ve bağırsak sistemi başta olmak üzere tüm vücudumuz dinlendi, yenilendi. Yani bedeni ve manevi “detoks” yaptırmış olduk.
Peki, bayramda nelere dikkat etmek lazım?
Bazı hastalarımın sıkça sorduğu soruları sizin için sorulu-cevaplı olarak derledim. Birlikte okuyalım:
Ramazan ayında midem dinlendi. Artık bayramda bol bol yemek istiyorum ama hasta olmak da istemiyorum. Neler önerirsiniz?
Ramazan boyunca sahur saatinde yemek yemeye alışan metabolizmanın ritmini bozmamak için sabah erken saatte kahvaltı yapmalı.
Bayram namazına aç gitmemeli, en azından bir bardak süt ve 1-2 adet hurma yemeli.
Bayram ziyaretlerinde şerbetli ve hamur işi tatlılardan mümkün olduğunca kaçınmalı, daha çok sütlü tatlıları tercih etmeli.
Aşırı kilo almamak ve nefsimize hakim olmak için bayram ziyaretlerine çok aç gitmemeli.
Ramazan boyunca dinlenen vücudumuza, bayramda birden yüklenmemiz ne gibi hastalıklara yol açabilir?
Hazımsızlık, şişkinlik, gaz şikâyetleri, sıklıkla ortaya çıkabilen durumlardandır. Lokmalar iyi çiğnenirse, ana öğünler atlanmazsa, yeterince sebze ve meyve tüketilirse, yemekler çok hızlı yenilmezse bu şikâyetler ortadan kalkabilir.
Bazı kişilerde safra kesesi hastalıkları ortaya çıkabilir. Özellikle yağlı besinlerin yenmesi sonrası karın ağrısı, bulantı ve kusma meydana gelebilir. Bayram ziyaretlerinde yenilen çok miktardaki hamur işi-börek tarzı besinlerden sonra şiddetli karın ağrıları ve safra kesesi iltihapları görülebilmektedir.
Bayramda ölçüyü kaçıran kişilerde, midede yanma, ağza acı su gelmesi, boğazda rahatsızlık hissi gibi reflü veya gastrit belirtileri ortaya çıkabilir.
Ramazan boyunca dinlenen midemize ağır yükler yüklememiz, kalp-damar sistemini de olumsuz etkileyebilir. Özellikle akşam vakitlerindeki bayram ziyaretlerinde yağlı yemekler, tatlılar, çaylar, meyveler yendikten sonra, özellikle gecenin ilerleyen saatlerinde meyilli kişilerde kalp krizi, hipertansif atak veya inme-felç gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilmektedir. Bunun nedeni, kalbin, kan akımını, aşırı dolu mide-bağırsak sistemine yönlendirmesi sonucu, kalbin kendi beslenmesinin bozulması ve aşırı yağlı-tuzlu gıdaların alımından dolayı, kan basıncındaki ani yükselmelerdir.
Bu hastalıkları olanların özellikle bayramda nasıl beslenmeleri gerekir?
Ramazan’da mide-bağırsak sistemini dinlendirdikten sonra bayramda tekrar aşırı yormamalı. Bayramda daha çok sütlü tatlılar tercih edilmeli, baklava, börek, şöbiyet gibi ağır tatlıları çok dikkatli ve ölçülü tüketilmeye gayret gösterilmelidirler. Kalorisi az içecekler (ıhlamur, papatya, rezene, yasemin, kuşburnu, adaçayı veya meyve çayları, maden suyu), ölçülü miktarlarda karpuz, kavun ve yaz meyveleri tercih edilmeli. Bayram ziyaretlerinde her gittikleri yerde baklava, şöbiyet, börek, şeker, çikolata vb. tüketirlerse, sağlık açısından ciddi sıkıntıya girebilirler. Bir de bu süreçte ana öğünler sekteye uğrarsa, beden, temel gıda desteğinden yoksun kalmış ve gereksiz yere yağlanmış olur.
Kronik mide-bağırsak hastalıkları olanlar nelerden kaçınmalıdır?
1) Öncelikle her ikram edilenin yenmesinin şart olmadığı akılda tutulmalıdır, ancak Türk kültürünü de göz önüne alırsak, “yemezsen ölümü gör” ısrarcılığı ile karşılaşma ihtimalinden dolayı, tabaklara neler konulursa konulsun, bir sonraki bayram ziyaretinde de benzer durumla karşılaşma ihtimalinden dolayı, ya tabağınıza çok az tatlı alın ya da çok konulmuş ise hepsini tüketmeyin. Yani “doyumluk” değil, “tadımlık” yiyin.
2) En önemlisi, eğer kronik mide-bağırsak hastalıklarına, tip 2 diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği gibi durumlar eşlik ediyorsa, açıkça doktorunuzun yasakladığını söyleyerek kontrolü kaybetmemeye çalışın.
3) Bayram ziyaretlerini ya da gezi programınızı bol yürüme ya da hareket etme için bir fırsat haline dönüştürün. Gideceğiniz yere “yürüyerek gitme” seçeneklerini zorlayın. En azından arabanızı uzak bir yere park edip yürüyün. Belediyelerin bedava otobüs seferlerine kanmayın!